Yaşamadan Yaşlanmak

  Hayatı herkesin yaşadığı gibi yaşamamak; yaşlandırır insanı. Herkesin içinde bir çocuk olurmuş ya hani, içindeki çocuk bile büyür hayat

İçimdeki Kısık Ses

O kadar çok insan var ki tanınması gereken. Hani şu az önce kitapçıda gördüğün mesela… Bir “Merhaba” ile belki yıllar

Ölüm Terkib-i Bendi

    “Çok yorgunum. Asırlara değil sana seslenmek istiyorum. Şöhretten ebediyetten bana ne? İstiyorum ki bütün yazdıklarımı ve yazacaklarımı sen

Soğuk Kâğıtlar Üzerine Yazdım Acılarımı

Aşk, kendi günahlarıyla hükümlü bir mahkûm olarak yaşamaktır, her gün hapishanenin en kuytu hücresine doğru gönüllü olarak yol almaktır. Şimdi

Tavan Arasında Unutulmuş Hayatlar

Hayatın ortasında bir figürdük sadece, pek de kendini belli etmeyen. Tüm insanlığın fert fert çektiği yalnızlığın tamamını çektik her gün.

“Peki Ne Olacak” Sorusunu Sorgulama

Her şey o soru ile başladı: “Peki, ne olacak?” Günler geçtikçe, rüyamda dahi bu soruyu sormaya başladım. Öyle ki, bu

Batık Limanın Hiç Gelmeyecek Yolcusu

  Bazen kalp atmak istemez ya, soluksuz kalakalırsın ya orta yerde. İşte öyle. Dört bir yandan ateş altında pencerem. Eski

Siz Sadece Okuyun

a. Gece güzeldir. Kendisine yalnızlığın misafiri diye hitap ederim. Ben onu seviyorum ama o beni seviyor mudur? Gerçi ben sevdikten

Oğlun Ağlıyor Baba

  İnsan zamanla her şeye alışıyor. Ölüme bile. Geride sadece özlem kalıyor. Zamansızca giden kişinin kokusunu, ellerini, yüzünü özlüyor. Ona