Arkadaş

                                       

kangurunun kı’sı

tam iki üç dört bin yıldır güvenli bir yer arıyorum kendime oraya buraya şuraya bakıyorum durmadan arıyorum hayır, burada da

Yara Kapanmadı

Öğrendik dünyayı gittin gideli Ahirete ömrüm intizar oldu Hasreti vuslata bağlamak nasıl Kavuşmaya ahım bergüzar oldu Derdi raptederdim ahu gönlüne

Vietnam’dan Nobel Ödülü Kazanmak için Ayrılan Devrimci

Müstear isimli birkaç yurttaş toplanmış keskin ve kanlı bakışlarla sekilenmiş Şu pirinç tarlasına bakıp anlatmaya başladıklarında gözleri doluyordu Vietnam’dan nobel

Temmuz

Çocukluğumun sarı sıcak günlerini bozduruyorum bir nehir taşıyor, ay büyüyor, elmalar saçılıyor eteklerinde bileniyorum bir azizin Ömer! Ömer! Baban seni

Toros Dağlarından Eşref Bitlis’e Bakmak

1990’ın ocak ayı kanlı başladı 7.65’lik barettanın bir kaplumbağa türü olmadığını anneme kanıtladım gazete kuponlarıyla kahır toplayan kadınların derdi başından

Bir Güzelden Ötürü

seni sıkıca saranda bir hasret tahmin ediyorum ne güzel espri, çölün ortasında büyürken yüzmeyi öğrenmen fil titrer ve dünyayı sana

Gözlemlenebilir Evrenlerin Neye Tekabül Ettiğine Dair

Hiçbir fikrim yok hangi evrendesin Karşı karşıya kaldığım zulmet beni tetikliyor Sancılı baş ağrılarına rastlanıyor mu bilmiyorum rasathanelerde Stres kaynaklı

İsrail’i ve Yahudi Diasporasını Çıldırtan Şiir

İSRAİL BAŞBAKANI İZAK ŞAMİR, 28 NİSAN 1988’DE MECLİS KÜRSÜSÜNE ÇIKIP “YÜRÜYENLER EĞRETİ SÖZLER ARASINDA” ADLI ŞİİRİNDEN SÖZ EDEREK MAHMUD DERVİŞ’İ

Günah Bekçisi

Sıkıldım, Bir hayali hakikat rengine boyamaktan. Bir günah bekçisiyim, itiraf ediyorum: Giyinirim umutsuzların günahlarını, Karartmak için ruhumu. Dilimde yasak elmanın

Nilüfer

Ben oraya koymuştum, almışlar, Arasına sıkışık saatlerin. Çıkarır bakardım kimseler yokken; Beni bana gösterecek aynamdı, almışlar. Kışken ilkyaz, sularımda açardı;

Aydınlanma

Kendini bil! Bu bir emir, unutma! İçimde pek çok Kanlı fotoğraf çektim. Bulamadım, Kendimden çıkan hafriyatta bil’i. Ne kadar saat

Yalvarı

bir çocuk tanıyorum, mezarlara çiçekli minik evler diyen beni kurtaracaksın değil mi? bu suların deriyi kuruttuğu, yaraların tuzu acıttığı, kireçli

Şeytanın Emeklilik Talebi ve Gözünü Yıldıran Şarkılar

Şeytan, her nasıl yüz bulduysa, Tanrının huzuruna çıktı “Ey Tanrımız, dedi, “Ben görevimi yaptım, işler eskisi gibi zor değil; Uygun