“Bun”dan Sonrası

Bitmedi gitti hayatının şu geçiş evreleri. İşte, yine bilmem kaçıncı eşikteydi. “Atlarsın,” diyordu dostları, “Bunu da atlatırsın, sabır!” Gülümsüyordu sadece;

Maske

Kınalı bir günde görmüştüm Gece görmüştüm o gözleri Kediler demiştim, ağrısını fer kılar Ya bunlar? Gündüz de görmüştüm Belki bir

Ölüm Odur ki Diriltsin

Birkaç gün önce, sonradan Mümtaz İdil’in kaleminden çıktığını öğrendiğim bir yazıya denk gelmiştim. Başlığı şöyleydi: “Hemingway intihar etmedi kendini öldürdü.”

Son Mektup

Sevgilim, Mektubuma nasıl başlamam gerektiği üzerinde uzunca bir zaman düşündüm. Aslına bakarsan böyle bir mektubu kaleme alma meselesini de çok

Hikâyeye Kulak ver: Resmî Evrak

Hikayeyi okumak için: Resmî Evrak

Aydınlanma

Kimseler tanımaz beni. Var mı böyle biri, demeyin. Ha, baştan söyleyeyim, ıssız bir adaya düşmüş, saçı sakalına karışmış bir bedbaht

Edebiyat, Okumanın Neresinde ya da “dikkat okur var”a Cevap

İşbu yazı, Süleyman Mete’nin 08.04.2019 tarihinde Edebifikir’de yayınlanan “Müsait Bir Hapishanede İnebilir miyim?” başlıklı öyküsüne yapılan yoruma cevap niteliğindedir. AÇIKLAMA!

Takip

Hep onu izliyorum. Her zaman yaptığım gibi… Tek işim bu. Birden, pencere kenarındaki koltuğundan, aklına bir şey gelmişçesine doğruluyor ve

Kırılgan Ayna

“Offf!” diye haykırdı, “Canım çok sıkılıyor…” “Neden? Ne oldu?” diyen bir ses geldi birden. Baktı sesin geldiği yöne. Bu konuşan,

“Artık Sabahı da Kaplıyor Acı”

Bizler, zaman ve zeminin insanları değiliz. Sezgileri solduran gerçekliklerle boğuşmak durumunda olanlarız. Sebeplerimiz mazeret, suskunluğumuz kaçış olarak algılanır. Yalnızken kalabalığızdır.

“Ben, bir başkasıyım!”

İki söz… Kurdum oldular. Kemirdikçe kemiriyorlar. Soru üstüne soru, yalnızlık hissi üstüne yalnızlık hissi… Biri, hatırımda Cüneyd-i Bağdadî hazretlerine nispet

Sarsıntılar

1 Geçenlerde işim gereği yabancı yayıncılarla buluşmak üzere üç günlük bir uluslararası organizasyona katılmıştım. Burada, dünyada çocuk yayıncılığı, polisiye romanlar,

Korkunun Halleri ya da Mezarlıkta Birkaç Ay

Çocukken, kendime korkulacak bir şeyler bulmakta çok mahirdim; karanlık, örümcekler, ismi-cismi bilinmedik akıl sır ermez yaratıklar… Bir gün babamın canına

Metin Olma Durumu

Acil servisin kapısı aniden aralandı. Yetmişli yılların kovboy filmlerindeki bar sahnelerinin karizması, seksenli yılların Türk filmlerindeki doktorların babacanlığı, doksanlı yılların