Senfoniden Kakofoniye

Sana seslenmekten de yoruldum artık Aydoğan. Ne halin varsa gör, diyesim geliyor bazen. Bazen, bazenler hiç çekilmiyor. Takvim yapraklarının gövdesinde

Falakaya Yatırılmış Rüya

Dünyanın altına saatli bir bomba koydum Sonra gidip uzandım Her saat başı uyandım Daha var dedim daha var Hangi özlem

Seni Unuturum

Ellerini çekerim geceden Yükselir içimde kırbaç dilli bir alev Ete değdiğinde uzaklığın Sustuklarım kusar içimde Yağmalarım haritanın sınırlarını Bedbin bir

Pas Tutmuş Ayrıntılar

Sulhi Ceylan, zamana karşı eskiyen insanın ayrıntılarına değindi. *** Başkalarının bizden daha çok acı çektiğini bilmek, kendimize itiraf etmesek dahi

Bir Rüyaya Sığınmak

Sulhi Ceylan, kör kuyularda uyandığından beri bir rüyaya sığınıyor: Ah o yara hiç geçmedi… *** Günlerden Cuma ve yıllardan 2014…

Kauçuklaşmak

Sulhi Ceylan, ağzını kesen notları yazdı. *** Hafakan notları yazmaya başlamadan önce “Peki ne olacak?” serisine başlamıştım 4 sene önce.

Hayat Bir Monolog

Sulhi Ceylan, insanın körlüğüyle konuştu… *** Dedim: Kendimi çok günahkâr hissediyorum. Dedi: Az günahın olduğu içindir. Çok günahın olsaydı hissetmezdin.

Kadrajın Umudu

Günahtır düş kırmak Cemal Süreya şiirinden fırlamış Saçlar, eller ve boyun Sanki birazdan elma ısıracak Kadıköy’de çiğ düşmüş o elmalar

Leyla’yı Kurşuna Dizmek

Aydoğan Sen bir ara şiir yazıyordun ne güzeldin Ben bir ara çocuktum ve annem Kalbim bembeyaz bir bulut Bilmezdim şırınga,

Öznesiz ve Sokaksız

Sulhi Ceylan, dudaklarındaki kirli sıkılmışlığı yazdı. *** Ben duvar diplerinde giyineceğim                                       Kimseye kapısından yakın olmayacağım.  (Şükrü Erbaş) Soru işareti

Taşınan Ölüm

Elimde bir akrep büyütüyorum İlk taşı kim atsın Yıkılınca kendi içime Bedenden arzular taşsın Sesinin kokusundan bilirim Kim beslenmiş günahla

“Nereye Gitsek Kendimizi de Götürüyoruz”

Sulhi Ceylan, iç kanama sonrasını yazdı. *** İçim kanıyor. Beni unutturan, beni diğer zamirlerden ibaret kılan her şeyi sevmemle ilgili

Ölümümde Benim İçin Hayat Var

Sulhi Ceylan’ın yolu Hallâc-ı Mansur hazretlerine düştü. *** Seyyid Nesimî’ye idam kararı veren Kadı, söz konusu idam fermanında şöyle diyordu:

Talep Çölünde Bir Susuz

Karanlık ve mesafe… *** Bazen anlam, sözcüğe ağır gelir. Kelimelerim ki sana dair… Alfabeye harf ekliyorum. Varlığım varlığının önünde hiçlik