Bağlaçlar

hissediyorum gibi bazen… yani böyle zamanlarda bu nasıl zaman ki? zaman, böyle nasıl? ben miydim de… deliren delirebilme kapasitesi olmalı

Benliğimden Bir Avuç Al

  bir dilenciye sadaka diye verdim ölümümden arta kalan ömrümü fakirim gözbebeklerinde öldüm İstanbul’lu bir sonbaharım yaprak yaprak dökülüyorum kapına

Gözlerimi Semaya Der-viş Eyledim

  intiharlar biriktirdim yastığımın altında birgün çıkıp gelirsen o sokak başından bütün çocukların ellerindeki kiri ölümümle yıkayacağım bilesin. gözlerimi semaya

Kan Olur Akarım Avuçlarınıza

  Mustafa Ç’ye   zühre yıldız ve sen hepiniz göğün çocuğusunuz hepiniz Allahın ben de Allahınım ama ne bileyim toprak

Huzur ve Izdırap

     Aydoğan K’ya   yeni doğmuş çocuk gibi yüzün her zerrenle cennet kokuyorsun geçmişsin dün yine geçmiş gibi kapımdan yağmurlar

Rabbim Bana Ellerini Ödünç Verir misin

  Bir şiir denemesidir ki ellerim bana yetmiyor Rabbim bana ellerini ödünç verir misin Senin ellerin bitmez bilirim Rabbim! insanlığı

vicdan(ım)ın kat(i)li

beni bir savaşın ortasından geçirin bir ölümsüzlük gelip çatsın bana acılarımı unuttukça yeni acılar eklensin adıma dudaklarım isyanın eşiğinde duran

Âyin

  bir pazar sabahı hristiyan bir ayinin içinden ellerim Allah’ın ellerinde geçsem beni o koruyacak tüm bâtıllardan İsa Allah’ın oğlu

Ölümüm Gözlerine Bir Adım

  gözlerim kan çanağı zifiri karanlık dokuyorum hasretine iplik iplik sessizliğin bir hayal misali ölümü bekler gibi duruyor başucumda yıldızlardan

bil ki

bilal can’a bir gün her şeye karşı koyarak koyarak kalbimi tenimden dışarı içime doğru eğilirsem bil ki içimde fırtına kopmuş

Kalbimi Yüzünde Unuttuğum Kadın

yaşamak bu şehirde yeni moda olmuşken ben senin yüzünde ölürdümeski çağlardan birinde bulmuştum seni o çağda kelimelerim sayılı değildi şiirlerin

Kırk Yerinden Kırık Şiir

bir günahın gölgesi düşerken yüzüme sesime uzak düşerken her adımda içimden geçen harabelerin yorgunluğunu seziyorum korkuyu süzüyorum ebabil dudaklarından bir

Perdelenmiş Mazime

  harflerin dizilişinde esrar arayan, ebleh bir divaneyim. dizlerimde yara izleri, düşlerimde kurşun lekesi,   sordum: nedir seninle aramızda olan?