Burhan Dede
Burhan Dede apartman ahalisini rahatsız etmemek için bastonunun ucuna bir bez bağlayıp merdivenlerden usul usul inerken, “şu gâvur aleti asansöre
Burhan Dede apartman ahalisini rahatsız etmemek için bastonunun ucuna bir bez bağlayıp merdivenlerden usul usul inerken, “şu gâvur aleti asansöre
Zaman Saatine uzun uzun baktı. Dakikaları değil, saniyeleri değil, saliseleri sayıyor, avına odaklanmış bir kedi gibi pürdikkat saati seyrediyordu. Zaman
Doktorun günlük tutmanı, her gün düşündüklerini güncene kaydetmeni istiyor. Günlük tutmanın dünle bugünü mukayese etmek için elzem olduğunu, mukayese olmazsa
Profesör Cengiz Kırcı, modern hayatın hay huyundan sıkılmış, kendisine teklif edilen rektörlük görevini de elinin tersiyle itmiş, taşraya, annesinin babasının
Yahyâ, bu mektubu bir asır önce yazmış olsaydım muhtemelen söze, “ey oğul!” diyerek başlar ve üzerine bir sürü nasihati boca
Dünyanın bütün akşamlarında sitem ederek evden çıkıyordum. On beş yıl olmasına rağmen gece vardiyasına bir türlü alışamamış, yine söylene söylene
Samet Çıldan’a Kitaplarım olmasaydı babamın kötü bir taklidi olacaktım. Bu cümlenin büyüsüne kapılmış bir vaziyette odamda çalımlı bir şekilde
Karımın hazırladığı mükellef sofrada karnımı doyurdum. Saatime baktım, sofraya oturalı yirmi sekiz dakika olmuş. Koltuğuma yaslanıp kumandayı elime aldım. Şuursuzca
Ruh ve sinir hastalıkları kliniği yeni bir vakaya şahit oluyordu. Hastaneye geleli üç ay olmasına rağmen, ağzından iki kelimelik bir
Artist Ferhat, boylu poslu, yakışıklı, yakışıklı olduğu kadar da pimpirikli bir adamdı. Her gece erkenden uyur, sabah da erkenden kalkardı.
Akşama kadar kaderci olur, hiçbir şeye müdahale etmez, her şeyi akışına bırakırdı. Ne var ki güneşi uğurlayıp karanlıkla yüzleşince, iş
İnsan, insanı ancak yanlış anlar. Yanlış anladığı için de yanlışını düzeltemez. İnsan, kendine yetmelidir. Sırf buna inandığın için tımarhanedeki kaçıklardan
Z şehrinde büyük bir vâveylâ kopmuştu. Bu çığlık kurda kuşa, taşa toprağa ulaşmış her mahlûk her nebât kendi lisanınca ağıtlar