Modem İnsan

Profesör Cengiz Kırcı, modern hayatın hay huyundan sıkılmış, kendisine teklif edilen rektörlük görevini de elinin tersiyle itmiş, taşraya, annesinin babasının

Nightwalk

I was awakened to a rigid loneliness. My hands were sweaty, my fingertips were aching. It was a dream of

Yahyâ’ya Mektup

Yahyâ, bu mektubu bir asır önce yazmış olsaydım muhtemelen söze, “ey oğul!” diyerek başlar ve üzerine bir sürü nasihati boca

Yenilginin Katmerlisi

Dünyanın bütün akşamlarında sitem ederek evden çıkıyordum. On beş yıl olmasına rağmen gece vardiyasına bir türlü alışamamış, yine söylene söylene

Kitapsız Yazar

  Samet Çıldan’a Kitaplarım olmasaydı babamın kötü bir taklidi olacaktım. Bu cümlenin büyüsüne kapılmış bir vaziyette odamda çalımlı bir şekilde

Mutluluk Tedirgin Bir Kuştur

Karımın hazırladığı mükellef sofrada karnımı doyurdum. Saatime baktım, sofraya oturalı yirmi sekiz dakika olmuş. Koltuğuma yaslanıp kumandayı elime aldım. Şuursuzca

Senin Yüzünden

Ruh ve sinir hastalıkları kliniği yeni bir vakaya şahit oluyordu. Hastaneye geleli üç ay olmasına rağmen, ağzından iki kelimelik bir

Kendini Patron Sanan Adam

Artist Ferhat, boylu poslu, yakışıklı, yakışıklı olduğu kadar da pimpirikli bir adamdı. Her gece erkenden uyur, sabah da erkenden kalkardı.

Ölümcül Merak

Akşama kadar kaderci olur, hiçbir şeye müdahale etmez, her şeyi akışına bırakırdı. Ne var ki güneşi uğurlayıp karanlıkla yüzleşince, iş

Deliliğin Güncesi – 3

İnsan, insanı ancak yanlış anlar. Yanlış anladığı için de yanlışını düzeltemez. İnsan, kendine yetmelidir. Sırf buna inandığın için tımarhanedeki kaçıklardan

Farelerin Şehri İstîlâsı

Z şehrinde büyük bir vâveylâ kopmuştu. Bu çığlık kurda kuşa, taşa toprağa ulaşmış her mahlûk her nebât kendi lisanınca ağıtlar

Şafak Yirmi Yedi

Feyyaz, her asker mektubu gibi “Şafak kaç?” klişesiyle başlamak isterdim, lâkin bilirim ki sen şafak saymazsın. Takvim yaprakları da saçlarım

Karanlığın Yeni Bir Hikâyesi Yok

Bu ânımı tasvir edebilecek yeni namına tek cümlem yok. Çaresizce ellerimi yirmi beşinci yaşıma uzattım. Onu ellerinden tutup masama oturttum

Kuşku ve Denklik

Kuşku Her akşamki gibi eve döndüğünde aynadaki yüzünü sarkmış, lüzumsuz bakışlar altında ezilmiş, yıpranmış ve yaşlanmış buldu. Yorgunluk kahvesiyle birlikte