Edebifikir Anketi: Mustafa Sarı

Şair Mustafa Sarı, Edebifikir anketimizi cevapladı.

***

1- İsminden memnun musun? Değilsen, adının ne olmasını isterdin ve niye?

İsmimden memnunum. Efendimizin (sav) isimlerinden birini taşıyor olmak bana onur veriyor. Ancak yanına bir ismim daha olmasını isterdim. Çünkü o kadar çok ismi Mustafa ve soyadı Sarı olan var ki karışıyoruz! Bu yüzden zaman zaman sorunlar yaşamışımdır. Meselâ üniversite yıllarımda girdiğim bir İngilizce düzey belirleme sınavında sekreterin yanına aynı anda iki Mustafa Sarı birlikte girdik ve birbirimizden habersizdik. Bereket diğer arkadaş, sınavının kötü geçtiğini söyledi de ayırt edebildik sonuçlarımızı. Seksen sonrası idama mahkûm olanlardan birinin ismi Mustafa Sarı’ydı. Ve ben çocukluğumda ilk kez ismimi bir başka insanda duymuştum. Çok korkmuştum bu yüzden.

2- Bir işe başvurduğun zaman, ‘‘Ne kadar ücret istersiniz?’’ kısmına rakam yazdığınız oldu mu, niçin?

Olmadı. Çoğunlukla genele verilen ücrete tâbi olmayı istemişimdir.

3- Çocukluk arkadaşı olmak istediğin, ’’beraber büyüseydik’’ dediğin, hayatta olmayan biri var mı?

Necip Fazıl Kısakürek.

4- Çok zengin bir insan olsaydın, bunu nasıl değerlendirirdin?

Çocukluğumdan beri zenginlik hayalim olmadı. Hatta liseden sonra meslek seçimimi yaptığımı düşünerek – şair ve yazar olacaktım– üniversite giriş sınavlarını boş vermiştim. Hayalim bir karavanım olması ve dolaşıp fotoğraflar çekip yazılar yazmaktı. Tabiî bunu idame ettirecek kadar düzenli gelir… Ama üç seneden sonra –bu arada babam da vefat edince– para kazandıran bir meslek sahibi olmam gerektiğini düşünerek İngilizceden sınava girmeye karar verdim. Zaten askerlik celbim de gelmişti.  Ama şimdi çocuklarımın ve zor durumda olan çocukların geleceği için param olsun istiyorum. Öncelikle sağlık, sonra eğitimlerine harcamak için. Çoğunlukla haberlerde veya reality show’larda şehit çocukları, hasta, engelli veya imkânsızlıklardan dolayı okuyamayan çocuklar çıktığında kanal değiştiririm. Elimden bir şey gelmemesi yüzünden karnıma bir taş oturur.

5- Hiç yerin dibine geçtiğiniz oldu mu? Nasıl bir şeydi?

Evet. Üniversite sınavına hazırlanmak için Milli Eğitim Müdürlüğü’nün kontenjanıyla İngilizce kursuna gitmek istedim. Kâğıtlarım, herkes derse başladıktan iki ay sonra gecikmeli de olsa geldiğinde müdür beni kabul etti. Ancak evrakımın normal kurs için geldiğini, üniversite hazırlık kursuyla arasındaki farkı karşılamamı istediğinde çok mahcup oldum. Yapabileceğim tek şey, babamdan hatıra kalan bağlamamı satmak oldu.

6- Hep hayalini kurduğun ama artık gerçekleşmeyeceğini bildiğin için sana acı veren bir şey var mı?

Edebiyata uzun yıllar ara vermemden kaynaklanan bir kaçırmışlık hissi. Zira çocukluk ve gençlik yıllarımın hayali olan, yazmak istediğim kitaplara yeterli zamanımın olmaması bana acı veriyor.

7- İnsanlar hakkında genel görüşün nedir?

İnsanlar genelde birbirine benzer. Ayrıntıda farklıdırlar. Ancak bizi biz yapan bu önemli ayrıntılardır. Bu yüzden kendinin ‘kötü’ olduğunu düşünen yoktur. Yaptıkları kötü davranışlar için birer mazeretleri, kendilerince nedenleri vardır hep.

8- Kimselere anlatamayacağın bir sırrın, acın var mı?

Var.

9- Bundan 17 bin sene önce yaşamış büyük büyük büyük… deden hakkında ne düşünüyorsun?

İnsanlık tarihi o kadar eskiye gidiyor mu ki? En fazla 14-15 bin sene diye biliyorum yeryüzündeki geçmişimizi. Hadi öyle olsun. Büyük ihtimalle Hz. Âdem’den ya da onun torunlarından bahsetmemiz gerek bence. Onlar da herkesin atası zaten.

10- Nasıl bir insansın?

Çoğunlukla duygusalım. Bunu gizlemeye çalışıyorum. Fazla arkadaşım yok bu yüzden. Fazla konuşmamaya çalışıyorum. Arkadaşlarımın yanında rahat davranıyorum. Bazen kendimi kaybedip içimden geldiği gibi konuşunca tuhaf karşılanıyorum. Çocuksu olduğumun farkındayım. Nasıl yetişkin gibi davranılır yeni yeni öğreniyorum. Ama benden beklenen o rolü oynamak zor geliyor. Kendim gibi olmak daha kolay ve mutlu oluyorum. Ancak görüntümdeki ciddiyetime hiç yakışmıyor. Benden beklenene yani.

11- Nasıl olsa her şeyin bir sonu var mı?

Bu evrende evet. Allah (cc) hariç. Bir de Cennet ve Cehennem hayatı… 

12- Evrende yalnız mıyız, başka canlılar da var mıdır?

Vardır. Ama akıl ve irade sahibi iki âlem var. Meleklere irade bahşedilmemiş. Diğer âlemler sorumluluk sahibi olacak kadar ne akıl ne de irade sahibi. Hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve debelenip duran diğer canlılar…

13- Kore deyince aklına ne geliyor?

Geleneklerine bağlı. Güney Kore dost ülke.

14- Öldüğünde nereye gömülmek istersin?

Çevremde iyilerin olduğu bir kabristana.

15- Bir film önerir misin?

Truman Show

16- Bir kitap önerir misin?

Bir yerli, bir de yabancı olsun isterseniz. Karar veremedim çünkü. Saatleri Ayarlama Enstitüsü – Ahmet Hamdi Tanpınar ve İvan İlyiç’in Ölümü – Lev Nikolayeviç Tolstoy, diyeyim bu yüzden.  İkisini benzer buluyorum aslında.

17- Güzel bir veda cümlesi kurar mısın?

Kalbinizi katılaştırmayan, kamburlarınızdan kurtulduğunuz dingin bir yaşam dilerim.

 

Diğer anketler için:

  1. Halil İbrahim Polat
  2. Ercan Yıldırım
  3. Özgür Ballı
  4. Melih Erdoğan
  5. Ali Ayçil
  6. İdris Ekinci
  7. Bünyamin K.
  8. Mustafa Çolak
  9. İlhan Kayhan
  10. Selçuk Küpçük
  11. Recep Şükrü Güngör
  12. Güven Adıgüzel
  13. Aykut Ertuğrul
  14. Işık Yanar
  15. Suavi Kemal Yazgıç
  16. Yunus Emre Özsaray
  17. Murat Saldıray
  18. Hasan Ejderha
  19. Akif Hasan Kaya
  20. Memduh Atalay
  21. Hüseyin Burak Us
  22. İbrahim Gökburun
  23. Müzeyyen Çelik
  24. Hasan Harmancı

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir