Rüzgâra Tutulmuş Günler – 7

8 Kasım 2018 – Perşembe

Aşk üzerine, aşkın sarmaşık halleri üzerine çok düşündüm. Hayatın daha bir hayat olması, canlılığın daha bir canlılık kazanması, insanın kalbinin yerini ölürcesine hissetmesi, kendinden gönüllü olarak geçmesi ve bu geçişi sebebiyle mutlu olması… Âşıkın tek derdi yakın olmaktır, sevdiğine her şeyden çok yakın olmak… Bu sebeple aşk dipsiz bir okyanustur, âşık daldıkça dalmak ister. Tâ ki kendini kaybetsin ve sulara gark olmanın yani boğulmanın tadına varsın. Bu düşünceler içindeyken Ahmed Er-Rifaî hazretlerinin kırk hadis şerhinde bir anlatıya denk geldim.

Muhammedi el-Makdisî hazretleri Şam’da bir tımarhaneye gidiyor. Orada bir genç görüyor. Boynunda bukağı, ayaklarında pranga ve her yanından zincire vurulmuş bir genç… Demek ki zapt edemiyorlar bu genci. Genç, Muhammedi el-Makdisî ile gözgöze geldiğinde; “Ey Muhammed! Bana (O’nun) ne yaptığını görüyor musun?” der ve bir yandan da göz ucuyla gökyüzüne bakar. Sonra sözlerine şöyle devam eder: “Şimdi söyleyeceklerimi O’na iletmen için, senin elçi gönderiyorum. Semayı bukağı yapıp boynuma geçirse, arzı pranga yapıp ayaklarıma vursa yine de O’ndan başkasına göz ucuyla dahi başımı çevirip bakmam!”

Bir an öylece kalakalıyorum, bu âşık gencin sözleriyle. Kalemin yazmaya takat getiremediği yere geldiğimin fakındayım. Sözün tükendiği, söz söylemenin fazlalık addedileceği… Sözün kendini uçurumlara vurması gerektiği yer hatta…

 

12 Kasım 2018 – Pazartesi

Esrime; kişinin duyular dünyasından ve kendisinden geçmesini ifade ediyor. Vecd hali yaşamak, coşmak da diyebilirim. Kendi benliğinin hissedilir olma durumundan çıkmak. Çok iyi bir şiir okuduğum ya da muazzam bir şarkı dinlediğimde kısmen de olsa bu hal oluyor. Hayret kapısında buluyorum kendimi ve hayretin getirdiği şaşkınlık ve de ne yapacağını bilememek… İşte böyle durumlarda dünyanın hiçbir önemi kalmıyor, kendi isminin, yazdıklarımın… Sadece o anı yaşamak istiyorum hatta o an olmak. Neden?

İnsan neden esrime halini yaşamak ister diye kendime sorduğumda bunun bir kaçış olduğu cevabı ilk olarak aklıma geliyor. Ama sadece bir kaçış değil. Kaçışın yanında çok başka etkenler de var: Ten kafesinin iyice sıkması, günlük basit işlerin tekrarlana gelen sıkıntısı, ruhun sonsuza özlemi ve nefsin doymak bilmez ihtiyaçlarının ağırlığı… Fakat esrime aynı zamanda bir bilme aracı. Kişinin aklının baskıları ve sınırlarından kurtulması ile başlayan ve ilahî olan ile temasa geçmesi ile sonlanan bu durum, tabiî ki yeni ve kitaplarda yazmayan bir bilgi ile sonuçlanacaktır. Bunun ifadesi ise mümkün değil. Belki de sadece ifade edilemeyen ulaşmak için bile esrimeyi arzuluyor olabilirim.

 

23 Kasım 2018 – Cuma

Sevmek mi daha güzel yoksa sevilmek mi, diye bir soru var avuçlarımda. Nereye koyacağımı bilmiyorum. Allah’ın bir ismi de “Vedud”; çok seven ve çok sevilen anlamlarına geliyor. Yani sevginin iki tarafını da kapsıyor. Allah tarafından sevilmenin üstün olduğunun fakındayım. Ama O’nu sevmek de diğer tüm sevgilerden üstün. Annemin sevgisini düşünüyorum. Aklıma ilk olarak karşılıksız sevgi geliyor. Ben ona ilgi göstermesem bile sevgisi azalmıyor. Kim annesinin kendini sevmesini istemez ki! Karşılıksız sevgi var bir de. Ne yaparsan yap bir türlü elde edemediğin sevgi. Sanıyorum bu zamanla azalabiliyor. Gerçi sevgi her türlü azalıyor. Geçen günler; sevginin katili nedense. İnsan sıkılan bir şey ve bu sıkılmaya sevgi de dâhil. Aşk bile bitebiliyorsa, diyecek bir şey kalmıyor. Tekrar soruya dönecek olursam, sanıyorum sevmek daha üstün. Çünkü sevilmenin verdiği haz hiçbir zaman sevmenin verdiği hazdan daha büyük olamaz. Çünkü sevilmede edilgenlik var. Ama sevmek öyle mi? Sevmek fiilinde kişi direk fail. Hatta sevilenin buna karşılık verip vermesinin bile bir anlamı yok hakikatte. Çünkü sevgi tek yaşanan bir şey. Zira tüm ilişkilerde bir taraf daha fazla sever ve bu sebeple hazzı ve acısı daha fazla olur. Hem sevmek sayesinde kişi kendine ve dünyaya anlam verebilir ama sevilmek kişiye bunu sağlamaz.

 

Sulhi Ceylan

 

 

Rüzgâra Tutulmuş Günler 1
Rüzgâra Tutulmuş Günler 2
Rüzgâra Tutulmuş Günler 3
Rüzgâra Tutulmuş Günler 4
Rüzgâra Tutulmuş Günler 5
Rüzgâra Tutulmuş Günler 6

DİĞER YAZILAR

5 Yorum

  • birdemetçocuk , 22/12/2018

    Merhabalar. Sürekli uygulamaya girip bakıyorum yazınız var mı diye. Yenisini ne zaman okuyabiliriz? Saygı ve selamlarımla. 💐

  • Sevilmek tek kaçışım , 16/12/2018

    O genç olabilmeyi özleriz desem yalan gücüm yetmez.
    O genci taklit etsem, karnım acıkır yine yalan.
    Esrimeyi arzulamak kulağa hoş gelir kim arzulamaz ki lakin benim arzum da yalan.
    Her şey yalan, sevilmek sevmek bir yere kadar. Hakk’a sevgim yalan olmuş, şehvetin kemal. Bu hale girifkah olanın sevilmesi… bilirim dersimiz ki sevmekle anlam kazanır ama benim sevgim yalan Sulhi Ceylan.
    Şu muazzam bir gerçektir ki seviliyoruz. Bu halde bile ümmetim diyor . Ey sulhi ceylan. Sevilmek sonsuzluğa anlam veriyor.. tekrar dirilmeme anlam veriyor. Yalanlarımı anlamsızlaştırıp.. Sevildiğini bilmek , güç katıyor. Sevildiğini bilmek, azmettiriyor.
    Sevildiğini bilmek, sevilmek.. ölümü güzel kılıyor.

    • Dünyayı Muhabbet Kurtaracak , 17/12/2018

      Ne güzel yazmışsınız.
      Sevilmeyi hiç bu açıdan düşünmemiştim.

  • Bilmesendeolur , 14/12/2018

    Ah be… ne güzel sevmiş meczub.

  • İhsanbul , 06/12/2018

    Seni seviyorum Sulhi Hocam…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir