Şiir Yazıyorum Çünkü 8

LXXXI

“susanlara hiçbir şey sormayınız”
Necatigil

Şiir en kısa tabirle bir suskular bütünüdür dersek yanılmış olmayız. Octavio Paz’ın ifade ettiği gibi “bilinmeye el atmalı” yönelişinden doğan bu “suskular bütünü” şiirin görülen ve duyulanın aktarılışından çok “susulanın yansıtılması” olarak okunabilir. Rilke’nin kendini de dâhil ederek şairler için “görünmez arılarıyız” ifadesi ile Rimbaud’un “bilinmeyene ulaşılmalı” yönelimi şiir için mecburi bir “susku”yu yerleştirmektedir. Çünkü bu bir tür “gayb” meselesidir. Bilinmeyenin incelenmesi insanoğluna sürekli cazip gelmiş, onu aramak, onunla uğraşmak ve elde edilen bilgi kırıntılarıyla “bilinmezi bildiğini iddia etmek” çoğu zaman kâhinlerin işi olmuştur. Şiir bu yönüyle diğer uğraşı alanlarından ayrılır. Onun istikameti daha çok hakikate doğrudur.

LXXXII

“Dağ susmaya giden yolu biliyor
Sen bilmiyorsun.”
Birhan Keskin

Susmak için bir şiir tanımı yapmak yerine şiir için bir susuş beslemek şiirin özünde vardır. Sartre’ın “ya yaşamayı ya da anlatmayı seçmek gerekir” ifadesi yazıyla uğraşanların bütünü içindir. Yazanlar yaşamaya müsait olan düşüncelerini veyahut yaşayamadıklarını gerek şiirle gerek diğer eserlerle aktarmaya çalışır. Bu aktarım çoğu zaman o eksikliğini hissettiği duygunun telafisi içindir.

LXXXIII

Şiir bir rüyanın, belki de -daha önce de ifade edildiği üzere- hayalhanemize ışık tutan metinlerin peşindedir. Bir tür aydınlığa çağrıdır. Keşfin insanı ışımaya sürüklediği bu bütünlük ancak şiirde gerçek sesini bulmuştur.

LXXXIV

Bütün şairlerin bir şekilde “susmayı yüceltmesi” şiire giden yolda konuşmanın yerilmesi ile kendini gösterir. Aktarım; ahenkle gönülden olduğu zaman değerlidir.

Bilal Can

Şiir Yazıyorum Çünkü
Şiir Yazıyorum Çünkü 2
Şiir Yazıyorum Çünkü 3
Şiir Yazıyorum Çünkü 4
Şiir Yazıyorum Çünkü 5
Şiir Yazıyorum Çünkü 6
Şiir Yazıyorum Çünkü 7

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir