Şiir Yazıyorum Çünkü 7

LXXIV

Şiir ideolojik yansıtmalarda kitleleri ayaklandıran, peşinden sürükleyen, harekete geçirici özelliği olan imgeler dünyasıdır. Edebiyatın ideolojiden ayrı düşünülme imkânsızlığı şiirde ideolojik kamplaşmalara sebep olmuştur. Bu bakımdan şiir, kitlelerin sesi, kitlelerin duygu ve düşün dünyasını yansıtan (nimesis) başat türlerden biridir.

Şiirin seslendiği kitle, içerisinde barındırdığı düşünüm dünyasına imge kalıplarını dâhil eder. Bu imge kalıpları yansımalar dünyasına buyur eder insanı. İnsan evren içerisinde başka bir evreni görür. Platon’un mağarasını keşfettiği gibi insanoğlu da şiirle hakikat dünyasının ışıltılarını keşfeder. Fakat bu keşif salt ideolojik amaçla yazılan şiirlerde değil, sanat ve hakikat derdi olan sanatçıların eserlerinden elde edilir.

LXXV

Şiirin karmaşa ortamının ürünü olduğu muhakkaktır. Bir çarpışma ertesinin sonucudur. Bu bakımdan her şiirin bir devrim getirdiği söylenebilir. Bunu şu sebeple söylüyorum: şiir duygusal-düşünsel bir kırılmanın ürünüdür. Bunu her şiir yapamasa da iyi şiirlerin özelliği budur. Şiirin okunmasının sebebi de budur.

Bir tür kırılma yarattığı için insanoğlu tekrar tekrar şiire döner, o kırılmayı özler, içinde yaşattığı o fırtınalı hali ister.

LXXVI

Şiir bir tür alışmaya başkaldırıdır. İçerisinde isyan ruhu taşır. Kullanmasını bilen için Hazreti İbrahim’in baltasıdır. Saldırısı putlaradır. Şiirin bu devrimci gerçekliği, isyankâr tavrı insanlığı karanlığa sürükleyenler içindir.

LXXVII

Şiirin bir devrim ateşi beslediğini, şiir okuyan ve şiirle düşünen için o ateşin hiç sönmeyeceğini bilmemiz lâzım.

LXXVIII

Şiir sözcüklerle bina edilirken, fikirleri, duyguları ve düşünceleri besler. Ateşin ilk kıvılcımını zihne yerleştirir. Bu harekete geçirici söz insana direniş ve umut getirir.

LXXIX

Şiir tamamen harekettir. Onun durağanlıkla ilişkisi yoktur.

LXXX

Şiir hareketin hafızası, devrimin çetelesidir.

 

Bilal Can 

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir