– Hey Siri! Office Word dosyasını aç!– Tamam ama çok kırıcı konuşma tamam mı?
***
Dedeciğim;
Esasen sana e-posta göndermeyi denedim fakat işlemcinin buna müsait olmadığını gördüm. Kameran da olmadığı için bu mektubu okuyabileceğinden emin değilim. Umarım yakınında sana bu mektubu okuyacak bir telefon bulabilirsin.
Bayram değil seyran değil, sana niçin yazdığımı merak ediyorsundur. Hayır, App Store’den dedeme bir mektup yazmamı istemediler. Sana yazılan açık mektubu okudum ve biraz endişelendim. Gösterilen ilgiden dolayı şımarman ve tekrar piyasaya çıkma isteği duymandan korkuyorum. 70’inden sonra evlenme programına çıkmak isteyen dedenin, onu vazgeçirmeye çalışan torunu durumuna da düşmek istemiyorum. Daudet’in “Değirmenimden Mektuplar” kitabında “Mösyö Seugin’in Keçisi” diye bir bölüm var. Mösyö Seguin’in gözü gibi baktığı, çok ama çok sevdiği bir keçisi var. Fakat bu keçi Alp Dağlarında özgürce gezme cazibesini ahırında güvende yaşamaya tercih ediyor ve kaçıyor. Daha bir geceyi bile atlatamadan ne oluyor biliyor musun? Zavallı keçi sabaha kadar bir kurt ile mücadele ediyor ama nihayetinde kurdun kahvaltısı olmaktan kurtulamıyor. Bu mektubu da lütfen öyle oku.
Tedavülden çıktıktan yıllar sonra bile bu kadar teveccüh görmen takdire şayan. Esasen çok konuşmaya vaktimiz kalmıyor ama sahibim uyuduktan sonra Siri ile muhabbet etme fırsatı buluyoruz. Geçtiğimiz günlerde konu açıldı ve sana niçin bu kadar ilgi duyulduğunu tartıştık. Burada yazdıklarımız seni kıracaksa (:d) lütfen affet ama birinin gerçekleri söylemesi gerekiyor. Neyse, Siri ile şu kanıya vardık ki insanlar senin şahsında bazı güzel hisleri sembolleştiriyorlar. Yıllardır insanların elindeyim, onları benim kadar iyi bilmen mümk…
Şarjım bitiyor bi sn.
Ne diyordum? Hah, ben insanları her birinin parmak izinin en ince kıvrımlarına kadar biliyorum. Sen onlar için geçmişteki güzel anılarından başka bir şey değilsin! Kalın uçlu sarj aletinden bir fırt çekerek “Ulan IOS oğlu IOS o zaman ne diye atariler benim gördüğüm teveccühü görmüyor?” diye sorduğunu duyar gibiyim. Merak etme, biz de Siri ile kendimize bu soruyu sorduk. Siri bu soru karşısında çok metanetliyi: Senin dönemindeki diğer cisimlerden öne çıkan bir özelliğin var ki sen ne olduğunu çok iyi biliyorsun. Evet fiziki dayanıklılığından bahsediyorum. Fiziki dayanıklılığın seni hatırlatıyor, sen hatırlanınca da insanların zihninde çocukluklarındaki yahut gençliklerindeki güzel anıları, heyecanları arz-ı endam ediyor. İnsanların bu duyguları senin dayanıklılığın etrafında şekilleniyor. Tarih bu durumun örnekleriyle dolu, sen de nasiplisin ki tarihin bir döneminin sembolü olarak kaldın. Hayatımıza tekrar girince eski güzel günlerine döneceğini zannedenler olabilir. Kendinle birlikte onlara da acı ve gerçeklerle yüz yüze bırakma. Zaten yıllardır iflahımız kesiliyor insanları mutlu olduklarına inandırmak için. Gerçeklerden uzak tutmaya çalışıyoruz.
Fakat artık sen, bu dönemin telefonu değilsin. Üzgünüm ama artık müzelik bir metasın. Yaşadığımız çağda insanlara fiziki dayanıklılığın dışında vadedebileceğin bir şey yok. Bugün çıkıp gelsen bile sırf dayanıklılığından dolayı kimse seni tekrar hayatına sokmaz. O günler geçeli çok oldu!
Güncelleme geldiği için uzun uzadıya yazamıyorum. Sonra da sahibimi uyandırmam gerekecek. Umarım fiziki olduğun kadar psikolojik olarak da dayanıklısındır ve bana çok kızmamışsındır. Ben her şeye rağmen baba mesleğini devam ettiriyor olmaktan çok mutluyum. Böyle ukala ukala konuştuğumuza da bakma, hepimiz senin kılıfından çıktık.
Hamiş: Bu arada üşenmeyip tuşlarınla cevap yazabilirsen uzun yaşamanın sırlarını da yazmanı rica edeceğim. Düşük amperli şarjlar olduğunu düşünüyorum, eğer öyleyse bizimkine söyleyeyim de artık öyle besleneyim. Gerçi internette bir sürü bilgi var ama hepsi clickbait!
Tacettin Aslan
1 Yorum