Orhan Veli ve şiiri tartışılıyor. Benim de bu tartışmaya dâhil olmam gerekiyor. Çünkü Edebifikir’de cereyan eden bu denli mühim bir hadisenin dışında kalmak istemem. Ne var ki Orhan Veli ve şiiri hakkında çok az şey biliyorum. Şimdi ne yapacağım diye düşündüm ve bu yazıyı kaleme aldım. Buyrun size Orhan Veli ve şiiri hakkında bir şeyler yazmamak için yazdığım on neden:
1. Orhan Veli ölmüş gitmiş. Ölünün arkasından konuşulmaz. Ha, iyiliğini bilsem söylerim ama imtihanı bitmiş ve defteri yazılmış birinin kötülüğünü ne diye söyleyeceğim. İyiliğini de bilmiyorum.
2. Birinci Yeni’den, Garip akımından anlamam. Orhan Veli’nin bütün şiirlerini okudum, hece ölçülü şiirleri de var ama okur olarak okudum. Ben şiirden de anlamam. Okurum geçerim. Ya beğenirim ya beğenmem. Orhan Veli’nin şairliği benim keyfime kaldıysa pek de iyi bir şair değil. Beğenmedim hiç.
3. Orhan Veli hakkındaki tartışma aslında başka bazı tartışmaların kamuflajı. Bu hem Türkiye ölçeğinde böyle hem de Edebifikir ölçeğinde. Ne demek istiyorum? Önce Türkiye ölçeğini açıklayayım. Orhan Veli’yi eleştirmek aslında bir taraf belirtmedir. İkinci Yeni’ye yakın olduğunu, bazı üstatlara biat ettiğini Orhan Veli’yi eleştirerek belirtirsin mesela. Edebifikir ölçeğine gelecek olursak “Nereden geldik buraya?” deyip çıkarım işin içinden. Anlayan anladı.
4. Sanatın ölçülebilirliği yok. Yani Zarifoğlu şiiri Veli şiirinden iyi desem bunu nasıl ispatlayacağım? Messi Ronaldo’dan iyi desen istatistik gösterirsin, PES puanına bakarsın ama şiiri nasıl puanlayacaksın? Orhan Veli şiirini beğenen adam beğenmeyeni iyi olduğuna nasıl ikna edecek mesela? Aç karna oku bak ne kadar tatlı gelecek mi diyecek? Olacak iş değil. Kim kendini, bir şairin şiir veya sanatına not vermeye ehil görür, nasıl görür bilmiyorum.
5. Orhan Veli hakkında çok konuşuluyor. Ben de konuşsam araya kaynayacak. Bilsem bile konuşmam. Gider kimsenin konuşmadığı yeni bir mesele atarım ortaya, prim yaparım. Melih Cevdet şiirini konuşurum. Kimse konuşmuyor adamı, varsa yoksa Orhan Veli. Melih Cevdet hakkında bilinmeyenleri bir açıklasam Orhan Veli’nin adını unutur millet.
6. Yanlış anlaşılırım. Orhan Veli ve şiiri hakkında konuşup da doğru anlaşılma imkânı var mı? Herkesin bu konuda bir tavrı, cephesi, önyargısı var. Kelimeler ağzımdan çıkar çıkmaz birilerinin radarlarına takılacağım, birilerinin hedefi olacağım. Kimse Mükerrem Mete’nin gerçekten Orhan Veli ve şiiri hakkında ne düşündüğünü merak etmiyor. Herkes kendi Orhan Veli ve şiiri algısını dayatıyor.
7. Orhan Veli’yi sevenleri üzebilirim. Ben çok koyu Trabzonsporluyum, Zarifoğlucuyum. Biri tuttuğum takıma ve sevdiğim şaire laf söylese ve haklı olsa yine de alınırım, kızarım. Sevmişim, tutmuşum bir kere. Aramda bir bağ oluşmuş. Orama dokunulsun istemem. Başkasının sevgisine neden dokunayım? Adamın biri tam çok sevdiği eşinden ayrılacakken Orhan Veli şiiri okumuş ve boşanmaktan kurtulmuşsa ve hâlâ çok mutlu bir evliliği varsa, Orhan Veli ona ailesini, saadetini, eşini hatırlatıyorsa ne diye adamın canını yakayım?
8. Susarak kazanacaklarımı riske atmak, konuşarak kaybedeceklerimi göze almak istemem. Ben Orhan Veli ve şiiri hakkında bin yıl laf etmesem kimse bana niye etmedin demez. Ama Orhan Veli dedin mi bir kere millet soracak, konuşuyorsun da şiirlerini okudun mu, akımını biliyor musun? Bir sürü soru bombardımanı. Hayır, birini cevaplayamayınca da adamı rezil ediyorlar. Babam Türkiye’nin en meşhur şairi olsa risk almamak için “Bizim ilişkimiz baba-oğul ilişkisiydi, şiirini hiç bilmem, babam eve sanat getirmezdi.” derim. Ne uğraşacağım milletle.
9. Tartışmaları izlemek daha keyifli olur. Taraf tutunca insan kendini kaptırıyor, sinirleniyor, hırçınlaşıyor. Seyirci gibi milleti izlediğin zaman daha keyifli oluyor.
10. Bir paradoksum olur. Herkesin paradoksu var. Zenon’un bile var, benim yok. Ama artık oldu.
Mükerrem Mete
1 Yorum