Lâedrî
Lâedrî seni leylak kokuları arasında yazacağım gök giysili kuşların uslanmaz çığlığında bir ben yazacağım ve kimseler bilmeyecek seni Leninci bir
I. Kurak rüzgarlar gürültüyle koşar üstünden gümüş bir nehrin ve ağaçlar açar yaşmağını titreyen elleriyle çeşit renkli yosmalar gibi güneş
ellerine gül tutuşturulmuş yağmurlar yüzünün kıyısında dolanırken bir ağaç dalı döner kıblene ve sen her bakışınla göğü maviye boyarsın ben
ve bilemezsin ağıt yakan hangi kemik karınca otağı toprakta uykuya kurulan cesetlerden. ve göğün yanan eli tutmaktan güneşi, altında çiçeğe
Pencere önündeki saksılarımıza su verirken biliriz ölüm büyüttüğümüzü, ıslak nefeslerimizle ölümü suladığımızı… Çaresizliğimizi simgeleyen bağlaçları hiç ama hiç eksik etmeden
Bildiğiniz gibi tarih, bir milletin geçmişi, bugünü ve geleceğidir. Devletler ve milletler tarihiyle ayakta dururlar ve bu tarihleri ile kendi
Güllerin dikenlerle çevrili olmasından şikâyet etmemeli, dikenlerin arasında güllerin olduğuna şükretmeliyiz. Dikenler yalnızca ders vermekten ibarettir. İşte bu misal. Bu