Salgın Günlerinde Edebifikir Yazarları – 1

Sorgulama Dosyası

Zaman zaman okurlarımız, Edebifikir yazarlarının neler okuduğunu ve yeni kitap projelerinin olup olmadığını soruyor. Bu sebeple üç soru belirleyip yazarlarımıza yönelttik. Sorgulama dosyamızın ilk cevabını Mehmet Raşit Küçükkürtül verdi.

1. Bu aralar neler okuyorsunuz?
2. Yeni bir kitap hazırlığınız var mı?
3. Hayatınızda belirgin değişiklikler oldu mu?

***

üçüncü sorudan başlamış olayım: bugünlerde sağ omzumda şiddetli bir ağrı hâsıl oldu. hekimin demesine bakılırsa kas zorlaması, bir hafta on gün istirahat ve birtakım merhem, ilaç vs. gerekiyor. üç dört gün evvel hiç yazamıyordum, şimdi biraz toparladım. benim tahminime göre sağ omzumdaki bu kas rahatsızlığın evveli var. üç yıl kadar evvel tuhaf bir “metin tamiri” işi yaptım. çok kıymet verdiğim bir hocamın ricasıyla istemeye istemeye bir işe giriştim. o vakit, elimi incitecek kadar bu muaccel metin tamiri işine kendimi vermiştim. bir ara, üç dört gün tuşlara basamayacak duruma gelmiştim. son birkaç yıldır ise kalemle on beş dakika yazdığım vakit çok büyük ağrılar sağ elime hücum ediveriyor. el yazımın güzelliğine iltifat eden iki araştırma görevlisi arkadaşın nazarı değdiği kanaatindeyim. şimdi de sağ omzumda hâsıl olan bu ağrıyla anlaşılıyor ki sağ elim, kolum ve omzumun bir fizik tedaviye ihtiyacı var, bunu hekim anlamadı. ben hekimlerin vakitlerinin az, hastaların çok olduğundan değil; kibirli oldukları için anlayışlarının azaldığını düşünüyorum. bunun dışında, hayatımda mühim değişiklikler oldu: oğlum ali muhsin dünyaya geldi. babaannemden iki yıl sonra da, geçenlerde, anneannem vefat etti. bir ay kadar evvel de, galiba, salgın hastalığı atlattım. göğüs hastalıklarındaki tanıdığım hastaneye gitmemi tavsiye etmedi, “nasılsa nefesinde daralma yokmuş, öksürük de yok; hafif geçiriyorsun galiba, hiç gelme buraya” dedi. kardeşim alaaddin, arkadaşı ömer faruk günay’la maraş’ta bir sahaf açtı. ali yurtgezen hocam, kütüphanesini sahaf açacağız diye bana devretmişti bir yıl kadar evvel. şimdi ali hocamın kitaplarından bir kısmını bu sahafta mezat usûlüyle ali hocamın talabelerine ulaştırıyoruz. geçen yıl biraz farsça dersi aldım. birkaç yıl sonra tekrar farsçaya dönmek istiyorum, ya nasip. ingilizceden doktora yapacak bir puan aldım fakat ingilizce yazabilecek kadar ilerletmem lâzım, inşallah. son zamanlar genel olarak bunlar var, başka ne zikredilebilir acaba? açıkçası son yıllara bakınca kalbimde daha çok elem ve acı buluyorum, madden ve mânen ferahlamak için duaya ihtiyacım var, bunu okuyanlardan benim için inşirah ve hayır dilemelerini rica ediyorum.    

yeni bir kitap hazırlığı var mı? bugünlerde çıkacak bir kitabım yok. üstad muharrem cezbe’nin kitabı için semerkand ile anlaşmamız bitti. bu kitabı tekrar neşretmeyi düşünmüyorum. “okuryazar mısın” kitabının tasarımı, boyutu ve isminin değişmesi lâzım; sözleşmesi biterse belki kitabı tazeleyip bir yerlerde neşretmeyi düşünebilirim. bu aralar “1952 malatya suikastı’nın türk siyasî hayatına etkileri” diye bir tez yazmak var gündemimde. inşallah istediğim gibi bir iş çıkarsa, kitaplaşacak bir iş olarak görüyorum onu, yayınevleri böyle bir çalışmayı neşretmek ister mi bilemiyorum tabi. son dönemde kaygusuz‘da yazdıklarımla şekillendirmeye devam ettiğim bir dosya var, türk şiirine dair bir dosya. on yıl evvel düşündüğüm, notlarını aldığım, yıllar içerisinde kimi metinlerini yazıp neşrettiğim bir dosyaydı bu. kaygusuz beni hızlandırdı. kitap olarak fazla yapacağım bir iş yok, şunları yaparsam kitap işini bitirmiş olurum zannederim: 1) okuryazar mısın‘ı elden geçir, 2) malatya suikastı’nı metnini kitaplaşacak şekle getir, 3) türk şiiri dosyasını tamamla 4) dedemin mektuplarını kitaplaşacak şekle getir 5) dedemin şiirlerini kitaplaştır 6) dedemin hatıralarını ve biyografisini çıkar ortaya 7) babamın şiirlerini kitaplaşacak şekilde hazırla. bunlar dışında iki kapak arasına sokulacak metinler yok mu? eski yazdıklarımı toparlıyorum. yıl yıl görebileceğim bir dosya ortaya çıkarmak niyetindeyim. şu sıhhatim biraz düzelir, tez yazma işi biter ve maişet yolunu bir düze çıkarırsam oturup yazdıklarıma bakacağım, muhasebesini yapacağım. belki o vakit fikrim değişir. on yedi yaşındayken bir kitabımın olması arzu duyduğum bir şeydi. yirmi beş yaşında ilk kitabı ele alınca o arzudan eser bulamadım kendimde. kitap neşredeceksem gerçekten işe yarar, ihtiyaç görür ve okuyanı güzel’e yaklaştırır bir kitap olsun istiyorum. inşallah yazdıklarım hayır üzeredir.

bu aralar ne okuyorum? tezle ilgili metinler okuyorum. yakın tarihle ilgili kitaplar okuyorum. kaygusuz ve aşkar’daki yazılar için bazı taramalar, okumalar yapıyorum. hayyam’ın rubaileri’ni okudum. eşrefoğlu hazretlerinin divânını okuyorum. yaşar kandemir hocanın imam nevevî şerhine devam ediyorum. bir de okumak istediklerim var. mektubât-ı rabbanî‘yi farsçasından okumak istiyorum, aldım kitabı, hemen şurada duruyor. bakalım farsçayı o kadar ilerletmek imkânı ele geçecek mi? bir de sırf türkçeyi kurma, üslûp oluşturma özelliklerini görmek için 1870’lerle 1928 arasında yazılmış bazı metinleri seçip sadece türkçe zevki aramak üzere okumak istiyorum. meselâ teoman duralı’nın yazdıklarını da “felsefî bir meseleyi türkçe ifade edebilmek” işini dediği gibi yapıp yapamadığını görmek üzere, sadece bunun için, başka hiçbir şeyle uğraşmayacağım bir zaman dilimi içerisinde okumak istiyorum. refik halit’in nesirlerindeki türkçeyi çok övüyorlar, ben buna şüpheyle bakıyorum. refik halit’in nesirlerini aldım, bir ara sadece bu şüphemin peşinden bu kitapları fasılasız, başka bir şeyle meşgûl olmadan okuyabilmek istiyorum. bunlar nasip meselesi, ya nasip diyelim. 

mehmet raşit küçükkürtül

DİĞER YAZILAR

1 Yorum

  • Selami , 28/11/2020

    Allah bağışlasın, yavrunun bahtı açık olsun, iki dünya saadeti ihsan eylesin. Raşit beyi görünür görünmez hastalıklardan hıfz u muhafaza buyursun. Oturmasından, kalkmasından, yan üstü yatmasına varana kadar bütün efâlini ve a’mâlini din-i mübinin menfaatine vesile kılsın. Çoğu itibar ve para için meslek tercih eden doktorların, “vakıf insan”ların derdinden anlamaması gayet tabiî. Merhum Âsım Köksal Hoca çok okumaktan ötürü vücudundan yanık paçavra kokusu geldiğini anlatıyor. Muhtemelen o da derdini doktora anlatamamıştı. Allah halden anlayan kimselerle karşılaştırsın. Âmin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir