Into The White

30102012113722

 

 

Savaş, kanayan yaralar, ağlayan ve ağlatan insanlar, belki istemeden belki bilmeden yapılan yanlışlar, belki de planlı hatalar…

Senaryosunu Dave Mango’nun yazdığı yönetmenliğini Peter Næess’in üstlendiği “Into The White” filmi 4 Mart 2012’de ilk kez Oslo Film Festivali’nde gösterime girdi. Senaryosunun gerçek bir hikâyeye dayandırıldığı film, İngiliz ve Alman pilotların birbirlerini vurduktan sonra hayatta kalanların Norveç’te bir tepede aynı kulübeye gelmeleriyle başlar. Birbirlerini ilk başlarda esir alan ve savaş kurallarına göre davranan taraflar, beraber yaşadıkça ve vahşi doğada yaşam savaşı verdikçe birbirlerini tanıma fırsatı bulurlar. İşte o andan itibaren sıkı bir dostluğun temelleri atılmış olur.

Filmde başrolü Florian Lukas, David Kross, Stig Henrik Hoff, Lachlan Nieboer ve Harry Potter’dan tanıdığımız Rupert Grint paylaşıyor. Yönetmen Peter Næss, klişe yöntem olan hikâyeyi belirli bir başrol oyuncusunun etrafında kurgulamaktansa, daha gerçekçi bir şekilde 5 kişinin etrafında geçen bir hikâyede her bir karakteri ayrı bir kahraman olarak izleyiciye sunmuş. Filmin sonunda her bir karakterin hikâyesinin izleyicinin aklında kalması da bu yöntemin başarıya ulaştığının kanıtı olsa gerek.

>> Hayatta seni mutlu eden şeyi yap!

  Peki ya sorumluluklar?

>> Peki mutlu olma sorumluluğu?

>    Aslında ressam olmak isterdim, 2000 çalışanı olan bir şirketin patronu değil…

>> O zaman ol!

>   Babamı tanımıyorsun, çok büyük hayal kırıklığına uğrar.

>> Bence baban da seni tanımıyor.

Düşünme yetisinin kapitalizme satıldığı günümüzde, uzun bir yazı okumaktansa, iki replik üzerine düşünmek daha yararlı kanımca. Tabiî filmi de izlemek, dolu dolu geçen bir doksan dakika demek.

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir