Kepçe Operatörü ile Söyleşi

Ata sporumuz kepçe izlemeye, Edebifikir olarak ayrı bir önem verdiğimizi biliyorsunuz. Ara ara canlı yayın yaptığımız gibi, çeşitli kepçe videoları da paylaşıyoruz. İzlemesi son derece rahatlatıcı ve huzur verici olan kepçenin kullanması nasıldır diye merak ettik ve sizin için Kepçe Operatörü Zülküf Kılınç ile söyleşi yaptık.

***

Öncelikle sizi tanıyalım…

Ben Zülküf Kılınç. 1974’de Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesine bağlı Kuçkayası Köyü’nde doğdum. İlkokulu, köyümüzü sel bastığı için bizim köye 5 km uzaklıkta Çolhan Kasabası’nda okudum. Burada 7 yıl kaldık. Ortaokulu Afşin ilçesinde okudum ama 1 sene sonra terk ettim. Sonra gurbette çalışma hayatına atıldım. Abim kepçe operatörüydü. Adana’da, onun yanında yağcı yani çırak olarak mesleğe başladım. Kepçe sanatında çırağa yağcı derler. Sonra Şırnak’ta kömür ocağında çalıştım. Daha sonra geri döndüm ve Çerkezköy’e geldim. 15-16 yıldır da Arnavutköy’de yaşıyorum.

Kepçe operatörlüğü zor bir sanat mıdır?

Evet, kepçe operatörlüğü zor bir sanattır. Çünkü, okuyan bir insan beyniyle çalışır, vücuduyla değil. Ama kepçe operatörü hem beynini kullanır hem de vücudunu. Böyle olmazsa iş üretemez ve o işi yapamaz. Bu yüzden zor bir sanat. Biz kepçeleri hem ön hem de arka taraftan kullanıyoruz. Bu zor bir iştir. Diğer operatörler ise araçların ya ön tarafını ya da arka tarafını kullanır. Biz iki tarafa da çalışıyoruz. Üstelik trafiğe de çıkarız. G sınıfı ehliyetimiz var.

Bu sanatı seçmenizde özel bir sebep var mı?

Özel bir sebep yok. Benim abim de bu meslekteydi. Başka mesleklerde de çalıştım; inşaatta, fayans işlerinde… Sonra abimin yanında Adana’da çırak olarak başladım.

Kepçeyi kullanmak mı yoksa kepçe kullanımını izlemek mi daha keyifli?

Kullanmak, izlemekten daha keyiflidir…

Bir ata sporu olan kepçe izlemenin bir adabı var mıdır?

Adabı vardır. Kepçeyi en az 25-30 metre mesafeden izlemek lazım. Neden derseniz, olağan bir kazada kepçeyi kullanan yükümlü değildir. Bu mesafede kaza olursa kazazede suçludur. Kanunen budur, adabı da budur.

İzleyicilere çekirdek alıyor musun?

İzleyicilere çekirdek aldığım zamanlar olmuştur, evet…

Yıkım esnasında izleyicileri gördüğünüzde akrobatik hareketler yapıyor musunuz?

Bazen. 2002 Dünya Kupası turnavasında Türkiye, dünya üçüncüsü olmuştu. Herkes dışarda kornaya basıyordu ben de kepçenin ön tarafını 2 metreye kadar kaldırdım. Sonra ön taraf düşünce kepçenin motor kulakları koptu.

İşinizin, yapmak değil de yıkmak olması sizi rahatsız ediyor mu?

Bazı yerlerde ediyor. Daha önce belediyede çalışıyordum. İzinsiz yapılan binalarda oturan vatandaşlar oluyordu. Bunları yıkmak zorunda kalıyordum. O zaman rahatsız ediyordu. Diğer şekilde, kazmak, vurmak, parçalamak… Mesleğimin gereği bana zevk veriyor.

Sizce halkımız neden kepçe izlemeyi bu kadar çok seviyor?

Türk milleti olarak vurmalı kırmalı şeyleri seviyoruz. Yıkmak, dökmek, parçalamak bizim fıtratımıza biraz uygun geliyor nedense.

Bazı kepçeler göl kenarına çekip kendini yıkıyor. Siz de bunu yapıyor musunuz?

Evet, ben de zaman zaman yaparım. Çatalca’da çalıştığım vakit, derenin kenarına götürüp kepçeyi yıkardım. Balık da avlardım…

Binaların üstlerine çıkmak nasıl bir duygu?

Ben kendi mesleğimde daha çıkmadım şimdiye kadar. Çıkan operatör arkadaşlara sormak lâzım. Ha, yüksek yerlerde çalıştım. Biraz ürpertici oluyor. Devrilme korkusu, hâkimiyeti kaybetme korkusu, heyecan yapıyor.

En iyi kepçe markası sizce hangisidir?

En iyi kepçe, Beko Loder’in Jcb modeli, bir de Amerika malı olan Caterpil’dir.

Bir binayı yıkarken duydunuz o zevki anlatır mısınız?

Eğer bir binayı yıkarken binanı sahipleri feryat ediyorsa orada zevk alamıyor insan. Tamamen üzüntü… Kaçak olsun ya da olmasın, insanlar kendi yuvasını yaparken çok emek harcamışlardır. O kadar emeğin karşılığını yıkarak zevk alıyorsak, bizde bir sıkıntı vardır. Bazı boş binaları yıkmak zevkli oluyor ama. Kişi yaptığı meslekten zevk almazsa onu hakkıyla yapamaz.

Yıkımı izlerken izleyicilerden gelip aracı kullanmak istiyor mu?

Evet. Yıkım esnasında olsun normal çalışma esnasında olsun, bizim samimi olduğumuz arkadaşlar sizin gibi gelip bize soruyor ve kepçeyi kullanmak istiyorlar. Ben onlara kepçenin, normal arabadan daha kolay sürüldüğünü söylüyorum, deniyorlar. Kolay diyorlar ama çalışma esnasında çok zor.

Yıkım ve kazı faaliyetlerini izleyenler sizin yanınıza gelip size geri bildirim yapıyor mu?

Önlem alınmayan yıkımlarda eğer yakınlaşabilirse söylerler. Genelde çocuklar, “Abi hophop! Geri gel geri gel… İleri git ileri git… Hooopss!!! Taşa bastın!… Dur! Çiviye bastın…” diye bağırıyorlar. Yani hep ekseriyette çocuklar yapıyor.

Hiç unutamadığınız bir yıkım olayı var mı?

Bir lokantası vardı arkadaşın. Dereye yakın, su havzasında olduğu için İSKİ gelip yıkacaktı. Biz müsaade etmedik. Ben yıkarım dedim, onlara. Sonra arkadaşın başka bir lokantası vardı, ona “Eğer dükkânı İSKİ yıksaydı, hem 12 bin lira yıkım cezası kesecekti hem de yıkım parası alacaktı. Ben yıktım, bana bir kebap bile ısmarlamadın!” dedim. Arkadaş da eline kebap şişini aldı ve beni dükkânın içinde kovalamaya başladı. İşte bunu hiç unutmam.

Kazı yaparken hazine buldunuz mu?

Hazine bulmadım ama hazine için kazı çalışması yaptım. Resmi kazılara gittim. Burada Çilingir Köyü var. Orada hazine için kazı çalışmaları yaptım.

Hiç kepçe dişi kırdığınız oldu mu? O anki acıyı ifade etmeye kelimeler yeter mi?

Hemen hemen her sene kepçe dişini kırıyorum. Bazen o kadar zorluyoruz ki kepçenin dışına yani kovasına bile zarar verip çatlatıyoruz. Bunları onarmak için para veriyoruz. Kırarken içimiz acıyor, yani ister istemez…

Bağımlılarınız var mı, yıkım veya kazıya giderken sizden haber vermenizi isteyen var mı?

Öyle bağımlılarımız yok. Bazen uzak yerlere gittiğimde kendi arkadaşlarımı götürüyorum. Bazen de kepçe ile pikniğe gidiyoruz.

İzleyicilerinize tavsiyeleriniz nelerdir?

Kırım işi veya yıkım işi yapılırken en az 25-30 metre uzak mesafeden izlesinler. Çünkü resmi bir yıkım ya da kazı esnasında kepçeden gelebilecek olağan bir kazanın cezası kanunen yoktur. O yüzden geriden takip etsinler.

 

Söyleşiyi gerçekleştiren: Celal Kuru, Adem Suvağcı

 

DİĞER YAZILAR

1 Yorum

  • İhsanbul , 09/04/2018

    Bizim milletin gelişiminde sorun var. Elalem uzay aracı kalkışı izliyor biz hâlâ kepçedeyiz. Tren seyretmek daha sakıncalı ama neden hâlâ kepçe. Ben de uzay mekiği seyretmek istiyorum…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir