Müfessir İsmail Hakkı Bursevi (rah), Rûhu’l-Beyân tefsirinde şeytandan yüce Allah’a sığınmayla ilgili şu ibretlik kıssayı nakleder:
Bir adam, ilim öğrenmek için Horasan’dan Irak’a gitti. Bir âlimin derslerine katıldı. Ondan pek çok ilim yanında 4000 tane hikmetli söz öğrendi. Vatanına dönmek istediği zaman üstadına gelip izin istedi. Üstadı ona,
“Sana öyle bir şey öğreteceğim ki bu zamana kadar öğrendiklerinin hepsinden daha hayırlı ve faydalıdır” dedi. Adam,
“Buyurun öğretin” dedi. Üstadı,
“Horasan’da şeytan bulunur mu?” diye sordu. Adam,
“Evet, bulunur” dedi. Üstadı,
“O size vesvese verince ne yapıyorsunuz?” diye sordu. Adam,
“İçimizden defetmeye çalışıyoruz” dedi. Üstadı,
“Tekrar vesvese verince ne yapıyorsunuz?” diye sordu. Adam,
“Yine defediyoruz” dedi. O zaman üstadı adama şu uyarıda bulundu:
“Allah’ın düşmanı şeytan size gelip vesveseyle sıkıntı verince ve sizi taatten (ibadet) alıkoymaya çalışınca kendi başınıza onun vesvesesini defetmekle uğraşmayın. Onunla başetmek zordur. Bu durumda yapılacak en güzel iş, size bir çoban köpeği saldırınca yaptığınızı yapmaktır. Siz bir koyun sürüsünün yanından geçerken sürüyü bekleyen köpek size saldırsa, ondan korunmanın en güzel yolu, hemen çobana seslenip köpeğini tutmasını istemektir. İşte bunun gibi, Allah’ın köpeği olan şeytan size saldırınca, onunla uğraşmayıp hemen sahibi yüce Allah’a sığının ve sizi ondan korumasını isteyin; O sizi korur.”
Kaynak: Kısa Sûrelerin Tefsiri, İbn Acibe el-Hasenî, Ter: Dilaver Selvi, Semerkand Yayınları, Birinci Baskı Şubat 2016, İstanbul.
2 Yorum