Yansıma

Saatler sonra hazırdı.

“Anne, ben çıkıyorum.”

“Allah zihin açıklığı versin kızım, dikkatli ol”

Çantasını aldı ve son kez aynanın karşısına geçti. Bu sabah kaçıncıydı kim bilir. Kıyafetini gözden geçirdi. Saçlarını okşarken “Çok güzelim” diyerek gülümsüyordu, “Hepsinden daha güzelim.”

Bu sırada aynadaki yansıması genç kızdan bağımsız hareketlerde bulunmaya, bir şeyler mırıldanmaya başladı; “Anne, yaşlandım mı ben? Sanki on dokuz değil, kırk dokuz yaşında gibiyim.”

Avuçları şakaklarında, bakışları aynadaki eşinin üzerinde olduğu halde öleyazmıştı. Neler oluyordu, bu da neydi böyle?

“Saçmalama kızım ne kırk dokuzu, laf çıkarma kendi kendine.”

Aynadaki o, parmaklarını alnındaki çizgilerde gezdirirken konuşmayı sürdürüyordu; “Yok yok, ben iyi değilim galiba. Onca uğraşıma rağmen, her sabah aynada kendimi bu şekilde yıpranmış ve yorulmuş görmekten bıktım.” Peşi sıra yanaklarını şişirdikten sonra puflayarak yürüdü. Daire kapısı açıldı ve ardından gürültüyle kapandı.

Aynanın karşısında kalakalan genç kız, endişe içinde vücudunu yokladı. Gözlerini yeniden aynaya çevirdiğinde gördüğü, arkasındaki portmanto ve üzerinde asılı birkaç kıyafetten ibaretti.

“Hadi kızım gecikeceksin. Bakınıp durma kendine, aynayı çatlatırsın maâzallah. Çok güzelsin, sen hepsinden daha güzelsin, merak etme.”

Ayna kırıldı birden, sıkılı yumrukları kan içindeydi.

 

Abdülkerim Kolat

 

 

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir