Kızgınlığımız Dolaylı Tümleçler Gibiydi

İyi misin?  Görüşmeyeli çok oldu.

Uyumayı kaçırarak gözlerimizden durdurduk zamanı. Gitmek ile kalmanın ortasındayız. Aynı gökyüzüne iki güneş olamaz bunu çokça söyledi müellifler. Biz de onlar kullandı diye bunu kullandık ama başımız göğe ermedi. Soğuk gülüşlerimizi bıçak gibi kesti geceler. Çok romantik değiliz maalesef. Ağzımızdan dökülen sözlere gözlerimiz velfecr okuyarak eşlik ediyordu. Bu aslında bir öyküye konuk olaydı daha iyiydi. Ama olsun bu paragrafta da iyi durdu gibi. Değil mi?

Sana içinden çıkamadığın şeyler söyleyerek başına belalar açabilirim. Ama şimdi yorgunum. İçimden sana: “Çekil güneşimin önünden başka ihsan istemem” demek geçiyor. Ama bunu yerinde ve zamanında söylemek önemlidir.

Aynı cümlelerde iki ayrı dolaylı tümleç olmak için yola koyulduk şimdi, birimiz birimizi yendi ve özne oldu. Birimiz yenerken diğerimiz yenilen oldu. Birimiz yenmenin zaferiyle sarhoş olurken diğeri yenilmenin acısıyla doldu. İki duygu, iki his. Oysa hem yenilgi hem de yengi insan bünyesinde kaldırılması güç şeylerdi.

Makrodan mikroya indirgeyeceğiz toplumsallığı. Küreselleşme çığırtkanlığı içinde sömürülen ülkelerin acısına tuz ekmek neymiş göstereceğiz, bileklerimize kuvvet deyip dambılları kaldırırken aslında çok aorobiktik ve estetik bir sövüş tarzı olarak pilates yapıyorduk. Tırnaklarımıza kadar yenilmeyi yaşadık.

Biz yaşarken oldu bütün bunlar. Bütün bunlar biz yaşarken. Yani sen. Sen deyince durasım geliyor nedense. Hakikaten sen neden terk edip gittin? Buraya nereden geldik şimdi? Yenilgi diyorduk sanırım. Ne ise artık… Kendinden başkasını göremeyen kadınları bilir misin? Sana onları anlatmayacağım. Gündüz sokağa çıkma yasağını özledim nedense.

Kızgınlığımız dünya üzerindeydi ve dolaylı tümleçler gibiydi.

Hepimiz Behzat Ç’yiz!

Devamı var…

DİĞER YAZILAR

6 Yorum

  • esra mesra , 21/01/2013

    bilakis tarihler hususunda lanetli hafızam beni yanıltmıyor. sitenin yenilenmesiyle çoğu yazının tarihi değişti. :)

  • Bursevi , 20/01/2013

    Evet editör bey, cümle alem bu mevzuyla ilgili oalarak edebifikir haber ajansında, basın bildirinizi merakla beklemekte!

  • esra mesra , 18/01/2013

    bu yazının ilk yayınlanma tarihi 15 ekim değil. dolayısıyla 15 ekim söylediğiniz açıdan pek bir şey ifade etmiyor :) doğrusunu editör bilir tabi.

    • Bursevi , 20/01/2013

      Sayın Mesra edebifikir’n eski yazılarının yeni sayfasındaki yayınlarının tarih tekerrürleri dikkatinizden kaçmamış olması gerekli! :)

  • mansur üftade , 18/01/2013

    bu sorunun cevabını ancak editör verebilir bence. hatta bende merak ettim şimdi,bak!

  • Bursevi , 18/01/2013

    “15 Ekim 2012” Edebi Fikirin rönesansının ‘kamu’dan gizli tarihi midir?
    :))) (Eğer biri cevap yazar ise çok mes’ud olucam)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir