Okurlarımızdan 2025 Yılı Beklentilerimiz

* Bir yılı daha arkamızda bıraktık ve yeni bir yıla gözlerimizi açtık. Bu yıl da sizden pek çok beklentimiz var. Geçen seneki ve bir önceki seneki beklentilerimizi karşılamamış olsanız da yine de ümit etmeye devam ediyoruz. Belki o sene, bu senedir ve beklentilerimizi karşılamaya karar verirsiniz. Belki uçsuz bucaksız çöl öyküleri gerçek olur ve yağmur yağar, belki de bombalar gülümser!

* Twitter başta olmak üzere tüm sosyal medya hesaplarınızı kapatınız. Açığa çıkan enerjiyi nitelikli kitapları okumakta harcayınız. İlk üç gün (bazılarında ilk 17 gün) sancılı geçecektir. Bu süre zarfında bolca su içiniz, nane-limon, kiraz sapı, adaçayı kaynatınız. Ağzınıza bal, ayaklarınıza tuz çalınız. Sabah erken saatlerde yürüyüşe çıkınız. Transhümanizmin felaket tellallığını üstlenen distopik makaleleri en ince ayrıntısına kadar okuyarak moralinizi iyice bozunuz. Yaşama sıkıca bağlanmanın alternatif yollarını arayınız. 40 gün bu minval üzere giderseniz, tasarruflu ön kayıt avantajıyla beleşe kullandığınız yapay zekâ modülü, kendiliğinden “emr-i bi’l-ma’ruf nehy-i ani’l-münker” faaliyetlerine başlayacak, iphone telefonların içine saklanan Siri nam zat ortalık malı tövbe ve istiğfar edip dua ve zikre başlayacaktır. Deneyin, göreceksiniz!

* Her saat başı akreple yelkovanı kırbaçlamaktan, düş kırıklarını kendinize ayna edinmekten ve de kimsenin sahiplenmediği acılara ev sahipliği yapmaktan vazgeçiniz. Eğer böyle dertleriniz yoksa önce edinip sonra terk ediniz. Olmakla olmamak arasındaki gerili ipte yürümenin kişinin kendi içinde yürümesi olduğundan bir an bile şüphe etmeyiniz.

* İmkânı olan bisiklet alsın. Bağı bahçesi olan gül eksin. İmkânı olmayan imkâna ulaşmak için dua etsin.

* Düzyazının esaretinden kurtulmaya bakınız. Şiir okumayı bir alışkanlık haline getirmenin yollarını arayınız. Dünyayı zehirli gazlarla genleşip, bir türlü patlayamayan bir gaz odasına benzetirsek, şiiri de bir oksijen tüpü olarak hayal edebiliriz. Yaşadığının farkına varmak, evrenin şarkısını dinlemek isteyenler için şiir, derin bir kuyudur. Şiir, sırrını sadece insanın dehlizlerine açanlar için eşsiz bir varlık yorumudur. Standart okurun tüketim alışkanlıkları aşıldıktan sonra gerçek şiir düğmelerini çözecektir. İlla birinin koynuna girecekseniz şiirin koynuna giriniz. Niçin ağladığını unutan bir çocuk gibi, oturup ağlayınız.

* Uyurken iyi ama uyanınca kötü biri olabileceğiniz gerçeği ile artık yüzleşiniz. Evet, sizden bahsediyoruz.

* Sitemize kitap notları gönderiniz. Küçük bir hatırlatma! Üzerinde bandrol olup, ön yüzünde yazarın adının yazdığı, adam öldürmeye teşebbüsten ağırlaştırılmış müebbet yemiş türlü harf, envaı çeşit sembol ve başıbozuk kelime yığınlarının karton kapakların arasına hapsedildiği her ürün kitap değildir.

* Geçen sene de rica etmiştik, kimse tenezzül etmedi. Bu sene de edelim. Taşraya özgü hususiyetleri olan; deliler, yarı deliler, delirmek üzere olanlar, ölmek üzere olanlar, ölmek üzere olan mesleklerin yaşayan son ustaları; semerciler, bici bici ustaları, bıçak bileyicileri, baca temizleyicileri, çerçiler, rençperler, nalbantlar, pamuk helvacılar, turşucular, işportacılar, bezzazlar, kasnakçılar, bakır kazanı ustaları, eskiciler, kâğıt toplayıcıları, helvacılar, sanayi lokantalarının aşçı yamakları, mumbar dolmacıları, mendil, leblebi tozu ve vita yağ satan bakkaliyeler, mezar taşı ustaları, kabristan bekçileri, izbe matbaaların merdiven altlarında Mushaf ciltleyen dizgiciler, çuvalcılar, emme basma tulumba tamircileri, hasta bakıcılar, iğneci hafızlar, üç beş haneli dağ köylerinin imam hatipleri ve yaşadığınız yöreye has meslek erbapları ile Edebifikir için röportajlar yapınız.

* Yazı ve şiirleriniz reddedilince editor@edebifikir.com adresine molotof kokteyli atmaktan VE sövmekten vazgeçiniz. Lütfen, rica ediyoruz! Çuvaldızı biraz da kendinize batırınız.

* İlgilisine duyurulur! I. Meşrutiyetin ilanından bu yana haftalık 5 mecidiye, gümüş kakmalı enfiye kutusu, sıtmadan mustaripseniz kinin, Yemen kahvesi ve ücretsiz Tanin Gazetesi aboneliği karşılığında tam zamanlı asistan arayışımız devam etmektedir.

* Malumunuz olduğu üzere, Muhtasar Kâmus-ı Fikrî Edebî’de ‘’profesyonel’’ ve ‘’başarı’’ kelimelerine zinhar yer verilmemektedir. Lâkin geçtiğimiz 15 yıl içerisinde Edebifikir; eli kalem tutan pek çok taze yazar için hem bir okul hem de bir paravan bir şirket vazifesi görerek, belli başlı edebiyat ve kültür kamplarına satın alma sorumlusu, şiir bakım ve onarım uzmanı, kısa öykü teknikeri, editör yancısı ve belediye şirketlerine kültür müdürü istihdam etmiştir.

Siz de: “Ben ekmeğimdeyim aga, bütün suç Descartes’ın, evdekiler köpek enceği değil ya, taş mı yiyelim arkadaş, 57. hükümet istifa, karı kızan bozuk düzen, Dostoyevski falan nereye kadar kardeşim, Gogol’un bir kara gocuğu vardı, bizde o da yok!” diyor musunuz?

Twitter’da olur olmaz her konuda fikir beyan edip yeterince insana tebelleş olduğunuz halde hâlâ daha tanınmadığınızı mı düşünüyorsunuz?

Yaladığınız mürekkep ederine vardı mı?

Edebifikir tam size göre!

Düzenli bir yazı disipliniyle birkaç ayda yazar kadromuzun gediklileri arasına girebilir, isminizi duyurabilir, sitedeki yazılardan bir kitap çıkarabilir, bir yıllık zaman zarfında arzu ettiğiniz ideolojide yayın yapan bir kültür ve edebiyat mahfiline iş başvurusunda bulunabilirisiniz. Telif hakkımız da yok. Bizi tepe tepe kullanabilirsiniz.

* Kara şiirimizin müellifi Ece Ayhan, İkinci Yeni poetikasının hasır şapkasını örerken, “Okur bir akbabadır. Okur bir leş yiyicidir, onu umursamıyorum…” kabilinden bir takım laflar etmişti. Biz hem okurları, hem okurları umursayan yazarları, hem de yazarla bağ kurma uğraşında olan okurları önemsiyoruz. Okuru önemsemesek niçin yazalım ki? Hadi yazdık, niçin yayınlayalım? Şaka değil, gerçek. İnsan öyle müthiş bir varlık ki, metinlere yorum yazmasanız yazı yazmayacak dört başı mamur yazarlarımız var. Lütfen yazıların altına bolca yorum yazınız. Uyduruk mail hesaplarından müstear isimlerle ortalığı karıştırabilir, yerli yersiz çıkışlarla yeni, suni gündemlerin fitilini ateşleyebilirsiniz. Dinamizm iyidir.

* Her sene Afrikalı bir yazarın bütün kitaplarını okuyun. Fırsatınız yok mu? O zaman Afrikalı yazarların listesini çıkarıp bize gönderin. Mesela Uganda’nın en meşhur öykücüsü ve deneme ustasının adı neydi? Yoksa dünyayı Alman filozoflarının çiziktirdiklerinden mi ibaret sanıyorsunuz! Eğer öyleyse ceza olarak Papua Yeni Gineli üç şair ismi öğrenin.

* Kemal Tahir’in romanlarındaki özlü sözleri alıp Bahadır Dadak’ın şiirlerinin altına iliştirin. Eğer yorumunuza herhangi bir tepki vermezse, ona şiirlerinin eskisi kadar etkileyici olmadığını ya da uzun saçlar için hangi şampuanların daha etkili olduğunu sorun. Bu iki konuda sessiz kalması imkânsız.

* Edebifikir sitesine günde en az 17 defa girmeyi, bazı yazıları 17 kez okumayı ve 17 arkadaşınıza 17 kez okuduğunuz yazının linkini atmayı ve de sosyal medya hesabınızda paylaşmayı sakın unutmayın. Sosyal medya evreninde #edebifikir tagını canlı tutunuz. Sosyal medya hesabınız yoksa sakın üzülmeyin, en çok sizi seviyoruz. Yazı mazı hikâye… Kendinizi okuyun kâfi! Hayırlısı ile bir ölseydik!

* Olan biten her şeye ve geçen giden herkese rağmen, sizlerden beklentisiz bir hayat talep etmekle mazuruz. İşte meydan! Beklentiyi bırakınız…

 

Edebifikir

 

DİĞER YAZILAR

4 Yorum

  • ihsanbul , 05/01/2025

    Bahadır Hocam beni yanlış anladınız ki sebebi benim bu durumun. Çünkü zihnimde anlatmak istediğim ile örtüşmedi yazdıklarım. Rabbim sizlerden razı olsun.
    “Başka bir * maddede kitap notları göderilmesi istenmiş. Bunun bizim açımızdan çok riskli bir davranış olabileceği konusunda kaygılıyım. Gönderilen yazılara verdiğiniz onur kırıcı, bizleri ezen, kendimizi aşırı değersiz hissettiren cevaplara karşı gayet insani tepkimizi de hoş görmeniz gerekmez mi?” Cümlesinde aslında bizi yazmaya teşvik edilmemizin akıbetinin bize ağır geldiği düşüncesidir. Haddimizi aşıp elalade yazı gönderip gelen cevaplara üzülüyoruz, onurumuz kırılıyor. Sonrası da tepki vermek gibi çiğ tavırlar sergiliyoruz. Bizim daha çok okumaya ihtiyacımız var. Verilen külliyat okuma ödevlerini yapmakta zorlanan bizler nasıl tahlil yapalım? Sizler yazın, bizler okuyalım. Bize yazı yazılacak merci değil nitelikli yazı okuyacak merci gerekir. Bizi okuma konusunda yönlendirin. Allah yardımcınız olsun.

    • Bahadır Dadak , 05/01/2025

      Estağfurullah. Tahlil değil, kitap notu talebimiz oldu. Okuduğumuz metinlerin mühim bulduğumuz kısımlarının altını çizerek siteye iktibas etmek için. Böylelikle okurun kitap hakkında kabaca bir fikri olacak, daha geniş çevrelerce okunmasına vesile olacak. Sitenin dinamizmi için de faydalı. Çiğlik falan da söz konusu değil, rica ederim. İnsani tepkiler. Selam ediyorum :)

  • ihsanbul , 03/01/2025

    Değerli Site Yönetimi ve Okurlar…

    16 * maddeli bu metni okudum ve içine düştüğüm çelişkiler nedeniyle bu cevabı yazma gereği duydum.

    – baştan ve sondan ikini * maddelerde yazan çelişkili istekler dilemmadır. Bir kişi aynı zamanda hem sosyal medya hesaplarını kapatıp hem de hastag yayını yapamaz. Bu iki maddeden hangisinin önceliği vardır? Bu sorunun cevabını merak etmekteyim.

    – 8 * maddede isteğiniz çok mümkün görünmüyor. zira avm kültürü metastas olmuş kanser hücresi gibi yayındı tüm yurda. anadolu köylerinde tavuk yumurta kalmadığı gibi şehirlerde ayakkabı tamircileri, boya sandığı taşıyan amcalar artık yok. çocukları bir şekilde devlete sırtını dayayanlar, avrupaya damat olanlar vede made in PRC ürünleri ile tamir bakım onarım faaliyetleri bitti maalesef. Gelsin çinden ucuz ucuz…

    – Başka bir * maddede kitap notları göderilmesi istenmiş. Bunun bizim açımızdan çok riskli bir davranış olabileceği konusunda kaygılıyım. Gönderilen yazılara verdiğiniz onur kırıcı, bizleri ezen, kendimizi aşırı değersiz hissettiren cevaplara karşı gayet insani tepkimizi de hoş görmeniz gerekmez mi? şunun şurası özenmişiz bir iki satır yazımız yayınlanacak diye! en son yazı gönderdiğimde külliyat okuma ödevi verdiniz bana! oku oku bitmiyor… onlarla ilgili değerlendirme yazsam başka ödevler de eklenecek diye korkuyorum…

    – BU mercide ismi bilinen ve farklı mercilere de geçebilmiş yazarlarımıza da tebrikler sunuyorum.

    – Tadelle talebinizi tekrara etmenizi belkiyordum bu yazıda. 2025 te tadelle istemiyorsunuz sanırım. ya doydunuz yada vaz geçtiniz sanırım.

    hepiniz seviliyorsunuz. ama benim gibi aciz bir kulun sevgisinin dünyada dahi bir ehemmiyeti yok, varın ahiret aleminde ehemmiyeti düşünün! Rabbim sevsin sizleri, Rahmeti kaşatsın.

    • Bahadır Dadak , 04/01/2025

      Onur kırıcı bir cevap söz konusu olamaz. Kırılan ışıktır. Yeterince kırılmadığı için görüşün bulanık. Ucuz retorik üretmek, züppelik etmek için söylemiyorum. Yazıyla, sazla sözle onur kesbetmeyen azınlık, ona mecbur olduğu, ona doğru çekildiği için eleştiriyi olumlu birşey olarak görebilme yetisini temin edebiliyor. Her zaman, bilenin üstünde bir bilen var. Eleştiriyi sevenin insanlığından şüphe etmek lazım. Aklımız duygularımızı baskı altına aldığı için rahmetin nesnesini bir giyotinmiş gibi görüyoruz. Aslında her kimse bir şey yazmıştır, o bir iddia sahibidir. Her müddei de kibirden payını alıp, susana göre ziyanda olsa gerektir. Buna mukabil, kabiliyetimizin diyetini ödemez isek, Allah’a bize hesap sorabilir. Buradan şunlar çıkar sanıyorum. Fıtraten çekildiğin şeye mecbursan, o şeye memur da olabilirsin. Aksi takdirde o boşluğu atalet, fuzuli, malayani işler doldurur. Yahut, kabiliyetimiz yoktur. Bu da başka bir imkandır. Yoka taş deymeyeceğine göre, buna rağmen diretirsek, bu kez Allah’tan razı değilizdir. A kardeşim! Fakirin gururunun yanında zenginin kibri kaç para eder?

      Bir de dünya ve ahiret bir bütün olmalı. Kesret zihninde gibi… Yanılıyorsun, sevgin kıymetli. Bizi bir arada tutan şey o sevgi değil mi?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir