Ve bir kayıp daha verdik. Mustafa Çolak’la başlayan süreç bir türlü bitmek bilmiyor. Gerçi M. Cemalettin’in kayıp mıdır değil midir tartışılır ama sonuç itibariyle her gün azalıyoruz.
M. Cemalettin evleniyor. Düğün davetiyesini ekranda görüyorsunuz. Davetiyeyi gördüğümüzde şoka girdik. Edebifikir Derin Yapılanma’sından birinin böyle bir davetiye bastırabileceğine inanamadık. Ne kadar inanmak istemesek de davetiye ortadaydı. Biz de yazarlarımıza davetiyeyi gönderip fikirlerini sorduk. Tahminimizde yanılmadık; kimse bu davetiyeyi M. Cemalettin’e yakıştıramadı.
***
İşte yazarlarımızın görüşleri:
Aydoğan K: Davetiyeyi gördüğüm anı hiç unutamam. Bu kadar derin hayal kırıklığı yaşadığım başka bir an hatırlamıyorum. Bir kâbus, bir yalan, bir sanal haber olmasını diledim, fakat değildi. Bir davetiyeye baktım, bir gökyüzüne… Cemalettin’i ilk kez gördüğüm o sıcak temmuz akşamı gözümde canlandı: Sarı kaytan bıyıklarına değen tütünü kâğıda sarıp bana ikram etmiş ve tütün üzerine konuşmuştuk. Tütünün faydalarından, diyet olarak nasıl kullanılabileceğinden, Tom’dan ve tabiî ki Jerry’den…
Davetiyede serenat yapan cılız çocuk bu kaytan bıyıklı, heybetli Cemalettin’miydi gerçekten? Sulhi’yi aradım, “Bir yanlışlık olmasın Cemalettin böyle bir şeyi yapmaz!” dedim, kulağıma ahizeden gözyaşları akıyordu sanki, Sulhi’nin yaşadığı dramın boyutlarını idrak ettim.
Önce Mustafa Çolak, sonra Bilal Can, derken sevgili Aydoğan K ve şimdi de Cemalettin…
Her şeyi anlarım, her şeyi bir yere kadar kabul ederim ama o tavşan ne Allah aşkına? Hadi Allah’tan korkmadın, kuldan utanmadın, kendinden de mi çekinmedin? Tavşan ne demek? Bir tavşan ok atar mı? Okun ucunda ne var? Bir düğün davetiyesinde tavşanın ne işi var?
Yıktın bizi Cemalettin! Lütfen bundan sonra yolda dahi görsen yanıma yaklaşma. Bu işin tavşanı olmaz. Tavşana kaç tazıya tut olmaz.
Abdullah Karaca: Bu nasıl bir davetiyedir. Sen kimden himmet bekliyorsun Cemalettin? Ayağa kapanmak da nerden çıktı? Sen ki yüklemsiz tümcelerimizde aradığımız en sorumsuz eylem. Sen ki yurt odalarında hazır çorba poşetinin dibinde kalan tozları halk ekmeğine sürüp “İşte bunu seviyorum hacılar. Ehee ehe.” densizliğini yaşayan biriydin.
Şimdi ise duydum ki evde bulaşıkları yıkama sırası da yapmışsınız, etme! “Mükerrem Mete’nin İzindeyiz!” tişörtlerini çıkar ve kurtul bu esaretten. Biz biliyoruz Mükerrem’in youtubedaki o cazibeli ve sempatik videolarını izledikten sonra bu hâle duçar oldun. Bu gelişmelerden de haberdarız ama bizi sarsma!
Bak tansiyonum yükseldi; şu mermileri şuradan kaldırın, kaktüs suyumu getirin oğlum bana!
Sulhi Ceylan: Sanırım Salı günüydü. Maltepe’deki Edebifikir ofisinin kapısından Cemalettin bir anda giriverdi. Nedense neşeliydi ama benden de çekinmiyor değildi. Bir anda masama bir şey bıraktı ve abi Pazar günü bekliyorum düğünüme deyiverdi. İsteksiz isteksiz davetiyeyi elime aldım ve o tavşanla karşılaştım. Evet evet tavşan. Bildiğiniz tavşan vardı davetiyede. Sen ne yaptın Cemalettin dememe kalmadan odadan çıkıverdi. Arkasından bağırdığımı hatırlıyorum. Sanırım sonra da bayılmışım.
En büyük yarayı dostlar açar derlerdi de inanmazdım.
Edebifikir bu düğün davetiyesini protesto eder vesselam.
9 Yorum