türkiye doğu ile batı arasında köprü müdür?

Mehmet Raşit Küçükkürtül, dikkatlerimizi önemli bir meseleye çekiyor…

***

çocukluğumdan beri duyarım bu cümleyi: türkiye doğu ile batı arasında köprüymüş! ders kitaplarımızda okuyor, mekteplerde hocalarımızdan işitiyorduk bu lafı. ben bu cümleden nefret ediyorum. çünkü türkiye’nin benim vatanım oluşunun aleyhine bir fikri taşıyor bu cümle. türkiye asla türkiye dışındaki bir yerin, bir çevrenin köprüsü olmamalıdır. türkiye’nin köprü olması söz konusu olursa, köprülük yaptığı her kimse o önemli olacak ancak türkiye önemsiz olacaktır. çünkü nihayetinde köprü ancak bir araçtan ibarettir. türkiye asla birtakım kültürlerin, grupların, malların, insanların geçidi olmamalıdır.

bir köprüyü geçmek geçici bir durumdur. esas olan köprünün iki yakasından bir tarafta bulunmaktır. köprünün olduğu yerde köklü, kalıcı bir şey bulamazsınız. eğer türkiye, dünyada köprü vazifesi görmesiyle önemli bir yere sahip olacaksa o kadar da önemli bir yere sahip değil demektir. türkiye kendisini köprü yapmak isteyenleri önemsiz hâle getirecek bir çabanın, kıymetin ve kuvvetin kök tuttuğu bir yer olmayı tercih etmelidir.

türkiye’nin köprü olmasını isteyenler için türkiye alelade bir toprak olacaktır. hâlbuki benim için türkiye “toprağı sıksan şüheda” olan vatan toprağıdır. benim vatanım niçin birilerinin köprüsü olsun. köprü dediğiniz yerde ot bitmez. geçiş yeri olduğu için çiğnenilir devamlı. köprü ve çevresi, bu geçiş işine göre şekil alır. türkiye eğer ticaret malları için bir geçiş yeri, enerji koridoru vs. olursa, bütün varlığını buna bağlarsa türkiye’nin yönünü, hedeflerini de bu belirler. ben vatanımın, ticaret mallarını taşımak isteyen ve doğalgazını, petrolünü vs. taşımak isteyen insanların “dinlenme tesisi” olmasını istemem. siz ister misiniz? arkadaşım hamidullah bekit’ten dinledim: antalya’da turistler için konaklama yer açan birini tanımış. bu adam, ezan okunduğu zaman turistleri rahatsız etmemek için müziğin sesini yükseltiyormuş. turistler gelip hayvanca ve hoyratça bir kum-güneş-deniz tatili yapsın diye böyle bir şerefsizlik vuku buluyor. peki, türkiye birilerinin köprüsü olursa acaba bunlar köprüden geçerken hangi taleplerde bulunacak? türkiye’deki insanlar, bunların hizmetçiliğini yapmaktan başka ezanın sesini kısmaktan başka hangi şenaatlere kalkışacaklar?

istanbul’daki boğazın iki yakasını bağlayan köprüleri kullanmışsanız “asya kıtasına hoş geldiniz” ve “avrupa kıtasına hoş geldiniz” ibarelerini görmüşsünüzdür. bu köprüler, asya ile avrupa’yı birbirine bağlamak için mi var? asya ile avrupa’yı birbirine bağlamak kimin derdi? asyalı bir ozanın derdi olabilir bak! türkiye’nin doğu ile batı arasında köprü olduğunu düşünen sakat görüşlüler için herhalde bu normal bir durum olacaktır. çünkü bu iki ibareyi taşıyan tabelaların da bu sakat görüşten doğduğu anlaşılıyor. metrobüs doldurulan köleler boğazın iki yakasına servis edilip duruyor. üçüncü köprü olunca, enerji koridoruna dönüşünce türkiye; metrobüs daha çok köle taşımaktan başka ne yapabilir?

Mehmet Raşit Küçükkürtül

DİĞER YAZILAR

7 Yorum

  • Ahmed , 10/09/2014

    Anadolu dediğimiz coğrafya, köprüdür. Her zaman köprüydü ve köprü olarak da kalacak gibi görünüyor. Türkiye de bu Anadolu’nun sınırları içinde yer aldığı için köprü niteliği taşıyor.

    Köprü olmanın hep olumsuz taraflarına değinilmiş. Bir olaya tek taraflı bakmak ise yanlış. Bu durumun olumsuz yanları olduğu gibi olumlu yanları da var. Bu coğrafyanın tarih boyunca farklı medeniyetlerin istilalarına açık olması Anadolu’yu kontrol eden devletlerin her zaman güçlü olmasını gerekli kılmıştır. Bu gerçekten de böyle değil midir? Romalılar, Persler, Makedonlar, Rumlar ve Türkler… Elhamdulillah şuan Türkiye de kendi çapında güçlü değil mi?

    Bir de köprü olduğu için kültürlerin birbirleriyle kaynaştığı bir coğrafya niteliği taşıyor Anadolu. Bu bence doğal ve olumlu da bir şey ama diğer türlü düşünenler de olabilir. Şunu da hatırlatmak gerekiyor ki köprüyü yıkmak iki düşman için de akıl kârı bir iş olmaz. Osmanlı’nın denge politikasında bunu görmek mümkün. Peki Osmanlı niye böyle yaptı? Çünkü Balkanlarda ve Ortadoğu’da gücü azalmıştı. Köprü olmak istemiyorsak Balkanlarda ve Ortadoğu’da etkin ve etkili bir politika şart.

  • fitnetci fitnat , 02/08/2014

    işte öyle olunca anlatım bozukluğu oluyor. “mezkûr dünya” demek “the earth” demek gibi bir hatadır.

  • fitnetci fitnat , 01/08/2014

    o değil de “mezkûr dünya” nedir?

  • Umur Samaz , 31/07/2014

    Mehmet Raşit Abinin Aşkar 30’da, özellikle Mostar Temmuzda (Muharrem cezbe eğer o ise) bu metninin de ismet özel kokması kötü bir şey değil. Ayrıca bu durum ismet özelin taklit edildiğini de göstermiyor. Ayrıca “Türkiye’yi köprü yapmak isteyenler muhtemelen “ Türkiye iki kıtayı birbirine bağlayan bir köprüdür” demeyecek, çok daha vahim icraatlere imza atacaklardır değil mi?” diyorsunuz ama Türkiyeyi köprü yapmak isteyen şahıslar icraatlerini kabul ettirmek için “Türkiye doğu ile batı arasında bir köprüdür” demek zorundalar.
    İsmet özel de şöyle der: “İnsanların davranışları düşüncelerinden daha aşağıdadır” (İrtica elden gidiyor s.18) gerisini varın siz düşünün!

    • Simge , 01/08/2014

      Öncelikle Muharrem Cezbe’nin Raşit Bey değil Sulhi Bey olduğunu düşünüyorum. Konuya gelirsek, Raşit Bey gayet önemli bir meseleye değinmniş. Türkiye üzerine oynanan oyunlara karşı dikkatlerimizi çekmeye çalışıyor. Böyle yazar ve yazılara çok ihtiyacımız var, gafletten uyanmak için….

    • moda'daki orhan abi , 01/08/2014

      bana kalırsa üstad muharrem cezbe, semerkand tv’deki akıl kârı programında çıkan halil güntan; o eski adamların üslûbuna, nüktesine çok aşina. odur mutlaka.

    • Mustafa , 14/12/2016

      halil bey orda bilmiyorum demesi biraz rencide ediciydi…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir