Sadece 2013-2017 yılları arasında Bilal Can‘ın Venezuela edebiyat dergilerinde 3.000 şiirinin yayınladığı tahmin ediliyor. Bilal Can ayrıca Şili vatandaşı ve kendisinin Arjantin’de de bir yazlığı bulunuyor. Gelen haberlere göre Çin hükümeti, devlet yayınlarından birisini sadece Bilal Can’ın yazdıklarını neşretmek üzere görevlendirdiği ve bu yayınevi çalışanlarının isyan edip görevinden istifa ettiği bir diğer şayia olarak gündemdeki yerini koruyor. Cep telefonlarındaki “sesli giriş” sistemlerinin çok gelişmesinden sonra Bilal Can’ın yazılarındaki artış ise matbaacıları endişeye sevk ediyor. “Küresel ısınmaya dur de!” platformu ve Greenpeace kızları ise Bilal Can’ın artık az yazması için eylem yaptı. Dünya kâğıt tüketiminde Bilal Can’ın Mozambik, Çad, Mali, Kamerun, Papua Yeni Gine, Surinam, Madagaskar ve Fildişi Sahilleri’ni tek başına geçtiği uzmanlar tarafından dile getiriliyor. Bilal Can’ın menajeri ise bunların hepsinin komplo olduğunu ve bu işin altında Henry Kissenger, Mükerrem Mete ve Aydoğan K. konsorsiyumunun olduğunu öne sürdü.
***
2015 yılında Mehmet Raşit Küçükkürtül Kahramanmaraş’a taşınmıştır. Hakkında birçok şayia çıkan Küçükkürtül’le ilgili en çarpıcı iddia ise aslında evlenmediği yönünde. Yorumcular, Küçükkürtül’ün evlendikten sonra yazmaya devam etmesinin mümkün olmadığını, muhakkak yazıyı bırakması gerektiğini söylüyorlar. Yazmaya devam etmesinden ötürü, evlenmesinin bir kurgu olduğu yönünde iddialar var. Bir diğer iddia ise son aylarda sık sık eli sarılı gezen Küçükkürtül’ün, sağ elinin bir türlü iyileşmediği ve bu yüzden yazmayı bırakıp sahaf dükkânı açacağı veya kendi geliştirdiği Türk kahvesi usulüyle satış yaptığı bir kahveci dükkânı açacağı yönünde iddialar da var. Öte yandan romancı Hasan Ejderha, son romanının editörlüğü konusunda astronomik paralar ödeyerek Küçükkürtül ile anlaştığını ve yazarımızın kaleme veda etmesine ihtimal vermediğini söyledi.
***
Davut Bayraklı’nın Oflu mafya mensuplarınca Pakistan’a gönderileceği ve uyuşturucu trafiğindeki sorunları halletmek için özel bir ekip kuracağı iddia ediliyor. Davut Bayraklı’nın ailesine “Çocukluğumdan beri kitap okuyorum, yazı yazıyorum; elime ne geçti? Koca bir hiç!” diye yazıklandığı dilden dile dolaşıyor. Bayraklı’nın Kazakça ve Rusça dillerine hakimiyetinin yanında bu işi yapabilmek için Urduca ve Farsça öğrendiği, kışın Karaçi’ye yerleşmeyi tasarladığı tahmin ediliyor. Davut Bayraklı’nın militan yapısından ötürü İran ve Hindistan istihbarat servislerinin harekete geçtiği Liberal ve ılımlı çevrelerden kimi yazarların güvenlik için hükümetlerine müracaat ettiği gelen haberler arasında. Naipoul ve Salman Rüşdi’ye suikast tertip etmek için şimdiden iki tim kurduğu ve Londra polisinin gelen istihbaratları dikkatle değerlendirdiği komplo teorisyenlerince dile getiriliyor.
***
Abdullah Karaca‘nın evliliği sonrası paralel evrende oluşan kara delikler, Washington Post gazetesinin haberine göre insanlardan yayılan kötülük enerjilerini sismik radyasyon nedeniyle emebilir mi? Bilim dünyasından kimi çevreler bu iddiaların tam anlamıyla bir şarlatanlık olduğunu savunurken İsveç’te yeni bir tarikat türedi: İddialarına göre Salvador Dali’nin ruhu Abdullah Karaca’nın bedenine hulûl etmiş. Bu tarikat, Abdullah Karaca’nın kutsal bir kişi olduğunu öne sürerken Erol Büyükburç’un özel eşyalarını çalmaya çalışan uzaylıların kendisini de ziyaret ettiğini yakın çevresine söyleyen Karaca’nın Bakırköy’den ev baktığı iddia ediliyor.
***
Sulhi Ceylan‘ın müstear bir isim olduğunu, gerçek Sulhi Ceylan’ın Adana’da karpuzcu olduğunu ve sitenin editörü olan kişinin asıl isminin Arzu Avşarlı olduğunu biliyor muydunuz? Hakkında birçok iddialar ortaya atılan Sulhi Ceylan’ın gerçekte Türk derin devletine çalıştığı, spritüel güçleri kullanarak birtakım istihbarat operasyonlarını yönettiği gazete sütunlarına yansıyor. Komplo teorisi yazan köşe yazarları, kendisinden korkuyla karışık bir saygıyla bahsediyor. Sulhi Ceylan’ın çevresindekilere sık sık kırklardan bahsetmesi, zaman zaman tek başına Kadıköy’de dolaşması, arkadaşlarına “ilham gelmedi” deyip buluşmaktan vazgeçmesi gibi huylarından ötürü şüpheleri üzerine çeken Ceylan’ın 15 Temmuz gecesi her şeyi çok sakin karşılaması yüzünden Aleksandr Dugin’den de önce darbeyi haber aldığı ve devlet yetkililerine haber verdiği iddia ediliyor.
***
Feyyaz Kandemir hakkında atıp tutan ve Feyyaz’ın memurluğunu diline dolayan Bahadır Dadak’ın beyaz yakalı bir işe girdiği ve el etek öpmekte çok mahir olduğu noktasında güçlü istihbarat aldık. Batsın bu dünya! Bahadır Dadak’ın memurdan beter olduğu, yakında “taşra mektupları” serlevhasıyla küçük şehirlerde sivil toplum kuruluşu adı altında bir araya gelen insanların tuhaflıkları, ihtirasları, “ihtişam ve sefaletleri” bahislerinde kalem oynatacağı söyleniyor. Bahadır Dadak’ı son zamanlarda görenler ise ontik sorunlarını bir kenara bırakıp baklavanın iyisini nereden alabileceği, hangi kebapçının mezelerinin kaliteli olduğu meselelerine kafa yorduğu ve yazlığı Gemlik’ten mi Mudanya’dan mı alacağı konusunda tereddüt yaşadığı, anti-aging dergilerini takip ettiği, gözlüğü bırakıp lense geçtiği, muhtelif avm’lerde üyelik kartları bulunduğu ve yeni taşındığı rezidansa yakın bir spor salonuna kaydolduğu yönünde bilgiler veriyorlar.
***
Mehmet Erikli’nin başladığı romanı bir türlü tamamlamaması, dergilere yeni hikâyeler göndermemesi üzerine çeşitli iddialar ortaya atılıyor. Trabzon çevresi mafyayla iş tuttuğundan, “hayalet yazarlık” yaptığına kadar bir dolu iddia ile gündeme gelen Mehmet Erikli’nin yakınları, yazarın gerçekte sosyal medyada troll’lük yaptığını, bu işten oldukça yüksek meblağlar elde ettiğini öne sürüyor. Davut Bayraklı ise kamuoyunu tahfif edecek, Mehmet Erikli’yi savunacak bir yorumda bulunuyor: Bayraklı’ya göre, yazarımız romanını tamamlamak için kâğıt toplayıcılarının arasına karışıp malzeme topluyor. Şirket çalışanı arkadaşları ise Mehmet Erikli’nin ek iş maksadıyla kâğıt topladığını öne sürüyor!
***
Celal Kuru, 2017 yılının sonu itibariyle hafakanlarıyla sulh ilan ettiğini sosyal medyadan duyurdu. Kendiyle yüzleşmek isteyen kişinin kendiyle barışması gerektiğine dair hikâyeleriyle önümüzdeki yıl Edebifikir’de boy göstereceğini ve yalnızlığın nirvanasına dair bir kitap yazacağını da umduğumuz Celal Kuru’nun her geçen gün gençleşmesi meselesi ise hâlâ cevaplanmamış bir soru olarak önümüzde duruyor. Ayrıca her yerde yalnızlığın kendisini işgal ettiğini söyleyen Celal Kuru’nun, çeşitli oyunlara yalnızlığı ayarttığını da bilmiyor değiliz.
***
Evlendikten sonra çok değişen ve Edebifikir’i ihmal eden İbrahim Halil Aslan’ın çocuğunun bez parasını çıkarmak için müstear isimlerle çeşitli mecralarda yazı yazdığına dair aldığımız bilgilerin doğru olduğuna inanmak istemesek de doğru olduğu gerçeği ile yüzleşmemiz gerektiğini biliyorduk. Bir diğer haber ise İbrahim’in özel ders verdiği öğrencileri örgütleyip yeni bir oluşuma girdiğidir. Ama bu haberle yüzleşmek istemiyoruz.
***
Hepimizi yakan Mustafa Çolak’ın bir gün Kadıköy’de yürürken bir kıza âşık olmasıdır.
Edebifikir Haber Ajansı
3 Yorum