Çaykolik Sohbetlerimiz Başlıyor

Canımız çok sıkılıyor. Donald Trump’a içimiz hiç ısınmadı ama 3. Dünya Savaşı’nı çıkaracağına dair ümidimizi koruyoruz. Anladık ki bu dünya insansız daha güvenli. Bu girişten sonra meseleyi ortaya koyabiliriz. Efendim, malumunuz her hafta cumartesi günleri Edebifikir Söyleşileri adı altında buluşuyor ve birbirimize olan hasretimizi gideriyoruz. Bununla da kalmıyor masanın üstüne hayata dair dairlerimizi koyuyor ve enine boyuna tartışıyoruz. Bazen söyleşinin sonunda “Âşık oldum ve canımın yandığını hissediyorum. Bir kalbimin olduğunu sanki yeni farkettim ama şimdi ben ne yapacağım” diyen mahcup bir üniversite öğrencisi geliyor ve saatlerce ona aşka ve kadınlara dair gerçekleri aktarıyoruz. Fakat zamanla bu cumartesi buluşmaları yetmemeye başladı. Bir hafta uzadıkça uzadı bizim için. Derken bu böyle olmayacak bir de çarşamba günleri buluşalım dedik. Ateşimizle nasıl Süleymaniye’yi alevlendirdiysek, can sıkıntımızla da Kadıköy’ü boğmak için çarşamba günleri buluşmaya karar verdik. Gerçi bu bazen salı bazen de perşembe olabilir ama her buluşma öncesinde size haber vereceğimiz için sorun yok.

Neden buluşacaksınız, derdiniz ne, siz de fazla oluyorsunuz, diyebilirsiniz. Hatta deyin gitsin. Nedense bir cevap veresimiz gelmedi bu sorulara… Canımız sıkılıyor yetmez mi?

Can sıkıntısı demişken konuyu Bahadır’ın can sıkıntısına ya da Raşit’in evlenmesine getirebiliriz hatta getirdik bile. Ah Raşit, nerede o devrimci duyguların? Geceleri seni aradığımızda neden “Yemek yiyorum, sonra görüşelim” deyip telefonu kapatıyorsun? Sen böyle cevap verdikçe içimizdeki Kadıköy’de depremler, seller, tsunamiler oluyor. Devrime dair ümidimize kıran giriyor. İçimizde bir yerlerde -hani o yer- damarlarımızın sıkıştığını hissediyoruz. Hatta içimize koskoca bir öküz gelip oturuyor ve kalkmak bilmiyor. Bir cümleyle bize neler yaptığının farkında mısın? Sen o güzel yemekleri yemek için bizimle konuşmayı terk ettiğinde dünyada neler olup bitiyor biliyor musun? Neyse konuyu değiştiriyorum. Sözün özü Çaykolik sohbetlerimiz başlıyor. Simidini, böreğini kapan Kadıköy’e gelsin. Bir de çay parasını öderseniz aliyyülâlâ…

Bu çarşamba tüm okurlarımızı bekliyoruz. Derdi olmayan, kapitalizmle arasına mesafe koymayan, evlenip mutlu olan, evlenip mutlu olup bir çocuğu olan, evlenip mutlu olup iki çocuğu olan, evlenip mutlu olup üç çocuğu olanlar lütfen gelmesin. Ama evlenip mutsuz olan, evlenip mutsuz olup bir çocuğu olan, evlenip mutsuz olup iki çocuğu olan, evlenip mutsuz olup üç çocuğu olanları ve öğrencileri bilhassa bekliyoruz.

Adres: Çaykolik / Caferağa mahallesi, Tellalzâde sokak ile Sakız sokağın birleştiği köşe / Kadıköy

Tarih: 15 Şubat Çarşamba

Saat: 19.15

editor@edebifikir.com

DİĞER YAZILAR

3 Yorum

  • Eşhedü , 16/02/2017

    İstanbul’da olmak vardı… Buluşma sonrası konuşulanların satır başlarını paylaşırsanız belki bizim de can sıkıntımız geçer.

  • Muhammed Hüseyin Esin , 14/02/2017

    Çok uzaktayız. Ama kalbimiz sizinle.
    Mardin’den sevgiler…

  • iksir-i azam , 14/02/2017

    Çaya öyle basit, bayağı, alelade bir içecek değildir. Çaya öyle muamele gösteremezsiniz efendim.
    Çaykolik, çayyaş, çaydaş vs. İfadeler ile beni oralara getirebileceğinizi zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Kadıköy nereee Küçükçekmece nere… Süleymaniye en iyisi…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir