Acar Muhabirler Arıyoruz!

Dikkat! Dikkat! Sayın okuyucular ve takipçiler!

Edebifikir Edebiyat, Fikir ve Eylem Platformu olarak sokağın nabzını, toplumsal  durumların, mahalle aralarında olan bitenlerin, kenar semtlerde salçalı ekmek yiyen çocukların, karton toplayan kardeşlerin, misket oynayan biraderlerin, overlokçu kızların, son ütücü delikanlıların, inşaatların serin yankısında türkü söyleyen amelelerin, üniversite kantinlerinde ve amfilerde canı sıkılan üniversite öğrencilerinin, akşama ne pişirsem Ya Rabbim diyen annelerin – talebelerin – bekârların, halk ve belediye otobüslerinde, metrobüslerde tost olan modern bireylerin, bankta sabahlayan evsizlerin, fırıncıların, berberlerin, manavların, su tesisatçılarının, tantunicilerin, pazarcıların, pastanecilerin, doktorların, hastaların, hastane koridorlarının, fatura sıralarının, simitçilerin, martıların, kedilerin, Aborjinlerin, Kızılderililerin, Masaçusestekilerin (ismi kulağa hoş geldiği için yazılmıştır) Balzacların, Tolstoyların, Kafkaların, Sabahattin Alilerin, evrak taşıyıcıların, ortacıların, bağlama çalanların, satınalmacıların, satanların, çeyrek altını esirgeyenlerin, paltosu yırtıkların, cimrilikte abide olanların, flüt üfleyenlerin, lahmacuncuların, eşkıyaların, yolcuların, vagonların, çay ocaklarının, pilavcıların, tuvaletçilerin, delilerin, vesairenin haberlerini yapabilmek için acar, güvenilir, deli fakat mütevazılıktan taviz vermeyecek, istediğinde saç uzatabilecek, istediğinde atkı istediğinde boks eldiveni takabilecek, çay ocaklarıyla yakından alakalı, markalı ayakkabı giyse bile kapitalizme karşı duracak, kitap okumayı sadece sevdiği için, bağımlı olduğu için okuyan, düzgün giyimli olmasa da olur, diksiyon hiç önemli değil fakat bağlaç olan “de”nin ayrı yazılacağını bilen, noktalama yanlışlığı yapmayan, yapsa da bundan hicap duyan, tövbe eden, mümkünse öğrenci, değilse talebe, herhangi bir yaş gurubundan olan, kırk yaşında bile olsa içerisindeki o eylem ruhunu asla yitirmemiş, civanmert, delikanlı, gerektiğinde cebindeki son parayla komşu masalara çay ısmarlayacak kadar ulu ve cömert, efkarlı duran, hüznü yakasına bir çiçek gibi takan, kısa veya uzun, orta veya siyah saçlı hiç fark etmez, İsrail’i 8 puntoyla yazmadan da havaya uçurabilecek cürette, makarnayı seven… Oy anam yorulduk…

Yukarıda bahsedilen ve bahsedilmeyen konular, kişiler ve yerler hakkında röportaj ve haber yapabilecek arkadaşlar aranmaktadır.

Edebifikir’de yer almak ve Edebifikir kadrosunun içerisine girmek istiyorsanız işte size fırsat! Bizimle çalışmak isteyen arkadaşların ayda en az  bir haber göndermesi gerekmektedir. Göndermediği takdirde Edebifikir ile ilişiği kesilip, tasdiknamesi hazırlanıp, sitede afişe edilecektir. Sözkonusu arkadaşlara röportaj başına çay ve simit, haber başına sadece çay ısmarlanacaktır. Kitap da cabası…

Kamuoyuna duyurulur.

Edebifikir İhtiyar Heyeti

İletişim: editor@edebifikir.com

DİĞER YAZILAR

7 Yorum

  • fever ray , 24/11/2013

    Bana özel yazıldığını duyunca inanın çok duygulandım, yıllardır böyle touchy bir olay yaşanmamıştı. Minnet duyuyorum.
    Ama yine de kulağa hoş gelmiyor, onu nasıl yapsak? Bu kadar çile çekileceğine, kurucu eyaletlerden MA kodlu state denilebilirdi mesela, sam amcanın ciğeri delik, kalbi buruk!
    Aranıza düşmüş de değilim, ben uzaktan uzaktan seyrediyor, arada fikir teatisi (kulağa hoş geldi mi bu?) yapıyorum; eee ne demişler; her bozuk cadillac’ın bir tamirci alıcısı olur!
    Ve ayrıca ne ara bir supermen, bir batman oldunuz, kurtarma derdine düştünüz, merak ettim doğrusu!
    Son olarak; minübüs ve şablonu güzelim türkçemizin içine boca ederken bir şey yok yok, ben chapter deyince, ouuvvv! ama böyle de olmaz ki!

    • atarli -,- , 24/11/2013

      Edebifikir yorumlara like butonu koymalı.

  • büşra , 23/11/2013

    1) hem “sahife” ile “chapter”i aynı cümle içersinde kullanıyorsun.
    2) hem minübüs dahi kullanmıyorsun.
    3) hem bak yazıya tekrar dikkatli bakarsan kardeşim senin için özel olarak “kulağa hoş gelsin diye yazılmıştır” demişler.yani kurtarılması gereken bir şey yok.
    4)ama seni nasıl kurtaracağız şimdi bunu düşünmekteyim. aramıza nereden düştün?
    5) öncelikle hiçbir yabancı kelime kullanmazsan memnun olacağım.yoksa seni muhatap kabul edemeyeceğim.
    * ödevden dolayıdır hep bu düzenli, şablonlu yazmalarım..

    • atarli -,- , 24/11/2013

      Dersteyken yaptığın ilk yorumlar geldi aklıma. Bir tane ünlü harf yok. Göz kırpma ifadeleriyle dolu.
      Allahım tekrarından sen koru!
      Böyle yazmaya devam et. Ama daha çok ödevine yaz. Buraya odaklanma. -,-
      Gerekirse bir twitter hesabı aç. İçini orda dök. Burada artık olmuyor be büşra.

  • fever ray , 23/11/2013

    bir harf bir kelimeyi, bir kelime bir cümle, bir cümle bir paragrafı, bir paragraf bir sahifeyi, bir sahife bir bölümü, bir chapter bir kitabı kurtarır; bunu bilmiyor olamazsınız değil mi?
    evet bu benim uyarlamam ve gayet de uydu yani. bundan böyle böyle de olabilir.
    mesela iki böylenin ardındalığında da sıkıntı var, görülebilen bir şey bu. yoksa sadece ben mi görüyorum, herkesi kör ve herkesi sersem sanmıyorum, hayır!
    minibüs (minübüs mü minibüs mü mesela? mini-bus ise kökeni minibüs daha düzgün değil mi?) denilen taşıma aracı kullandığımı da nereden çıkardınız?
    ama elbette para üstü mühim. 50 kuruşun lafı mı olur diğer yandan. vatana millete can kurban!

  • büşra , 22/11/2013

    söyledin de rahatladın mı anlamadım ki..bir harfin lafını mı ediyorsun..sen minibüste 50 kuruş üstü gelmeyince de kesin strest olyuorsundur kardeş.. beni örnek alabilirsin hiç boş yorum yapmıyorum.. özenle seçiyorum kelimeleri ve arı, kelebek bir türkçe kullanıyorum. ey edebifikir ahalisi şuanda soruyorum size? bugün kaç kere oturarak su içtiniz? yaa işte…

  • Fever Ray , 22/11/2013

    Masaçusest değil sevgili editör, masaçusets, anlıyorsun değil mi? Barış Manço’nun ruhu şâd olsun, yamukları mamukları vardı ama hoş adamdı. Keep the streets empty, kalabalık yapmayın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir