Gaz, Fren, Şanzıman, Halim Duman!

11

Tarihler 29 Ekim 2013’ü gösterdiğinde, uzun uzun yıllar önce şartlar yüzünden fikri düzeyde kalmış bir tüp geçit projesinin gerçekleşmesine şahit olduk: Marmaray. İstanbul’da yaşayıp da denemeyenimiz kalmamıştır Marmaray’ı. Ama birileri var ki onlar henüz Marmara Denizi’nin altından geçme şerefine nail olamadılar. Çünkü gün içinde uzun saatler boyunca çalıştıklarından ve tamamlandığında Gebze-Halkalı arası metro hattı olacak olan projenin Harem-Gebze arasını her gün defalarca gidip geldiklerinden ötürü Marmaray’a henüz binemediler. Yazarımız Emre Baştuğ Edebifikir için Harem-Gebze arası dolmuş şoförlüğü yapan Mustafa Akgün’le Marmaray’ı ve dolmuş şoförlüğünü konuştu… Kendisi Amerika Birleşik Devletleri’nde doğup büyümüş. Gençlik yıllarında Türkiye’ye dönüş yapmış. Yirmi yıldır minibüsçü. Bu süre içerisinde de hep Harem-Gebze hattında çalışmış olan Mehmet Bey hâlâ aynı güzergâhta görev yapıyor.

***

Genelde bir seferde ortalama kaç yolcu taşıyorsunuz, Marmaray açıldıktan sonra yolcu sayınızda değişme oldu mu?

Belli olmuyor. Yolcuyu sayma imkânı yok. Ama doluyor genelde. Marmaray öncesi biraz daha iyiydi ancak Marmaray’dan sonra da yolcu yoğunluğu pek değişmedi. Uzun güzergâh yolcumuz çok oluyordu, şimdi yok. Henüz projenin diğer ayağı tamamlanmadığından, pek etkilenmedik. Hat Gebze-Üsküdar arası çalışmaya başladığında daha çok etkiler. Zaten Kartal’dan sonra yolcu alamıyoruz. Metro olduğu için Kartal’dan sonra yolcu yok. Kartal metrosu etkiledi bizi.

Kartal Metrosu açıldığında ek iş yapma gereği duydunuz mu?

Benim araba kiralık o yüzden başka iş yapamıyorsun.

Gebze hattı faaliyete geçtiği zaman ne yapmayı düşünüyorsunuz? Yirmi yıldır bu işi yapıyorsunuz…

Mal sahipleri düşünecek. Biz şoförüz, bizim ceketimiz var sadece. Yan hatlara kaydıracaklar sanırım.

Kazancınız nasıl, asgari maaşın üzerinde alıyor musunuz?

Evet. Askeri ücretin çok üstünde kazanıyoruz. Devamlı çalışan şoför en az yüz lira kazanıyor günde.

Dolmuşta yolculuk yapmanın bir özel yanı var mı?

Metro süratli gittiği için daha çabuk ulaşıyor gideceği yere. Ama dezavantajı da durakların arasının çok uzun mesafelerde olması. Dolmuşa binen yolcu zaten genelde kısa mesafeler için kullanıyor bu aracı. Aralardan çabuk gidip, her yerde durabiliyor dolmuşlar. Bu gibi faydaları var. Bu yüzden metro hattı açıldığında şoförler değil yolcular da mağdur olacak. Gebze’ye kadar gidecek metroyu düşünen büyükler sanırım yolcunun bu durumunu da düşünmüştür.

13

Mustafa Bey, konuştuğumuz esnada sefer sırası geldiği için kalkmak zorunda kaldı. O yüzden aynı masada bulunan İsmail Uyar Bey ile devam ettik röportaja. Kendisi on dört yaşından beri şoförlük yapıyor. Bu işe başlamasını şöyle anlatıyor; ‘Okula gitmemek için kamyonun brandasının altında yolculuk yaptım. Dayım, Ankara’da brandanın altında buldu beni, böylece başladık şoförlüğe. Bir keresinde Bolu Dağı’nda, 14 yaşında dayak yedim dayımdan. Takozu arabanın arkasına geç koydum, bu yüzden araba kayınca dayağı yedim. Ama şimdi bir arabanın motorunu söker takarım. Ben ilkokul mezunuyum ama şu an en iyi üniversite mezunu şoförlerden daha iyiyim. Elektrik aksamı, motor vb. her şeyini yaparım. Hayat üniversitesinde master yaptık. Çok şoför de yetiştirdim.’ İsmail Bey Altı yıl önce tır şoförlüğünden dolmuş şoförlüğüne geçmiş. Bir önceki soruda kaldığımız yerden devam ediyoruz onunla…

Dolmuş şoförü olmadığınızı var sayarsak, bir vatandaş olarak bu projeye nasıl bakıyorsunuz?

Ben genelde kullanmadığım için bilemem ama sanırım vatandaş için iyi bir şeydir. Bizim açımızdan kötü. Ama adam Gebze’den binecek, kırk dakikada Üsküdar’da olacak.

Peki devletin bu konuda dolmuşçular için bir düzenlemesi olacak mı?

Düzenleme olacak. Alt yapıyı oluşturuyorlar şu anda. Toplu taşımayı mecburiyetten E-5 üzerinden kaldıracaklar. Yan hatlara verecekler. Bizim açımızdan daha iyi olacak. Hem daha kısa yol yapacağız, hem de indi bindi daha fazla olacak. Açıkçası, metroyu yapan büyüklerimizin bir de trafik problemine bir çözüm üretmeleri gerekiyor. Üçüncü köprüye karşı çıkan insanlarla muhatap olsunlar. Her gün göç var. Bu M (Minibüs) plaka, dünyanın neresinde olursa olsun zarar etmez. Dağın başına koy yine iş yapar. Bu boğaz köprüsüne karşı çıkanlar İstanbul’un gelişimini istemeyenler bana göre. Akşam saatlerinde otobüsler, metro ve dolmuşlar hep dolu. Bunun çaresi sadece bir metro değil ki. Başka alternatiflerinde olması gerekiyor.

Harem-Gebze arası gidiş geliş dolmuşla ne kadar sürüyor?

Üç saat toplam. Günde üç defa gidip geliyoruz. Bir de burada iki-üç saat sefer sırası bekliyoruz.

Araba kullanırken müzik dinliyor musunuz? Örneğin; Orhan Gencebay…

Müzik dinlemiyorum ben (Genç dış ses: Fiesto dinliyoruz). Ama genelde gençler dinliyor. Burada şoför yola çıktığı zaman hiç birisi müziğe bakmıyor. Yolcu ile uğraşıyorsun, bir taraftan para alım verimi var, diğer yandan trafik… Bu yüzden pek kimse dinlemiyor. Rahat olup geniş takılanlar dinliyor sadece.

Para hesaplama işini nasıl yapıyorsunuz?

Tarife listesi var ona göre yapıyoruz. Takibi ise yan aynadan yapıyoruz, kaç kişi inip bindi öyle hesaplıyoruz.

Ödemeden inenler oluyor mu?

Tabiî var. O kalabalıkta sıyrılıp gidiyor. Bazen parası olmayanlar biniyor, ama genelde şoför arkadaşlar böyle insanlara ses çıkartmaz götürürler. Açıkçası metro ile alâkalı minibüs şoförlerinin hiç bir şikayeti yok. Minibüsçülerin sıkıntısı, polis memurlarından.

Ne gibi sıkıntılar yaşıyorsunuz polislerle?

Ayrım yapıyorlar. Örneğin; dışarıdan başka bir hat ‘çakılı’ (Ağzına kadar dolu) gelir, ama biz de bir kişi ayakta durur hemen çevirirler. Ve bugün belediye bünyesinde çalışan özel halk otobüslerinin kapasitesi yetmiş kişi. Ama o otobüsü saysınlar, eğer yüz yetmiş kişi çıkmazsa biz de bu mesleği bırakalım. Hakta hukuksa herkes için geçerli olsun. Sonuçta ikisi de, otobüste olsa dolmuşta olsa özel.

Hiç ceza yediğiniz oldu mu?

Bana çok oldu ve belli bir ceza puanı alınca bir süreliğine ehliyet elden alınıyor ve ekmeksiz kalıyor insanlar.

Polisle karşılaştığınız problemler dışında başka olay veya durumlarla karşılaşıyor musunuz?

Minibüslerin adı çıkmıştır cepçilik konusunda. Özellikler minibüsleri GBT yaparlar. Tüm yolcuları. Ben cepçi olsam ne işim var ki burada zaten biliniyor hep GBT var dolmuşlarda… Halk otobüslerine kaydı şimdi cepçiler. Ancak, çok dolu diye GBT yapılmıyor burada. Görevlerini tam yapmaları gerekiyor. Bir de yola çıktığımız zaman damperli kamyonlar ve halk otobüslerinden korktuğumuz kadar kimseden korkmuyoruz. Kasaplar. Dağda terör arıyorlar asıl terör yolda arkadaşım!

Görünen o ki Marmaray’ın açılması şimdilik Harem-Gebze arası çalışan dolmuşçuları pek etkilememiş. Dolmuşçuların başka dertleri var…

 

DİĞER YAZILAR

5 Yorum

  • Çok tırsıyorum , 21/11/2013

    Allah hepimizi Büşra’nın atarından korusun. Ünlü harfleri ekledikçe atar kat sayısı artıyor. Keşke sadece ünsüz harfleri kullanarak yazsa da atarlandığında anlamasak. Anlayamasak. Mostar dergisinin binasını kundaklanırsa Edebifikir’in sitesi çökerse hiç şaşırmam!
    Allahım ya Ip numaramdan beni de bulursa? Çok tırsıyorrruuumm

  • büşra , 21/11/2013

    minibusçülere asgari ücetin üstünde mi diye soru mu sorulur ey yazar. mantık hataları ancak anlatım bozuklugunda olur. onların iyi kazandığını ben bile bilmiyorum. ahlanıyorlar ama nasıl kullanıyorlarsa artık bel fıtığı oldum. içerde sigara içmeleri ve arebesk müzikleri de cabası. arabesk demişken bir şeyi kamuoyuna sunmak istiyorum: kadife dokunuşun sertliğini de biliriz. mottosu çok arabesk değil mi? hiç edebifikirin içeriğine ve görseline uymuyor. ve bu cümleyi anlamıyorum gerçekten. ya da biri şerh düşebilir mi müstakil olarak. ama bn gene de sevmiyorum.

  • büşra , 21/11/2013

    “sabırsızlıkla bekliyoruz” nedir ya çok komik. ironi mi gerçek mi? hayatımda hiçbir şeyi sabırsızlıkla beklemedim. çok güzel siz de deneyin.

  • taçsız kral , 21/11/2013

    zebra silüeti, senin dediklerin kavgada denmez, ne demek türkiye’nin Jennifer Lopez’i olmak! Emre’yi yedirtmeyiz. direnemre

  • zebra silüeti , 21/11/2013

    Emre Baştuğ röportajcılığı kendi sesini oluşturmuş ve sorularıyla dili ile en iyi şekilde kurgularken aynı zamanda lirik mevzuulara pastoral göndermeler de yapabiliyor. Eğer bu yolda devam ederse en fazla 5 yıl içinde Türkiye’nin yeni Ayşe Arman’ı. Nuriye Akman’ı, Halit Kıvanç’ı, Jennifer Lopez’i olmaması için bir sebep yok.

    Yeni röportajlarını sabırszılıkla bekliyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir