Biliriz; yaşamın avucunda eriyip giden yılları. Biliriz; her yılında olduğu kadar, hayatımızın her saniyesinde de dertlerimiz hüküm sürer. Başlangıcımızı yokluğun sinesinden alırız. Her an Sevgiliye kavuşmanın hasretiyle demleniriz. Ancak bizlerin demini sevdiğimiz başka şeyler de vardır; sıcacık bir çayın demi.
Biliriz; ‘tavşankanı’ dediğimiz çayların sıcacık oluşunu kimse yadsıyamaz. Biliriz; Acıların hüküm sürdüğü ruhlarda, çayın o sıcacık güzelliğinin, ruhsal sıkıntılara da deva olduğu saklanılmazdır. Biz şizofreniyi çayla eğitir, çay ile şizofreniden esirgeniriz. Delirmemek için elimizde olan; yazmak ve çaydır. Her birimiz yaşamak yerine yazmayı seçmez ama biliriz ki, çaya sadık oluşumuz gibi çayın berraklığı da çağın buhranları arasında bize sunulan en iyi çıkış yollarındadır. Hayatta bir an duraklayıp serinlemek gibidir çay içmek.
Bu sorgulamamızı yazarlar, bizden birileri diyebileceğimiz kişiler ya da ‘kıtı kıtına’ yetinmenin nasıl olduğunu en iyi haliyle bilen öğrenciler arasında yaptık. Onlara çayın gerçek değerini, çay olmasaydı eğer hayatlarının nasıl olacağını, hayatlarında nasıl bir eksikliğin hissedileceğini sorduk ve öğrendik. Gelin birlikte göz atalım cevaplara;
‘Çay olmasaydı eğer;……’
Mehmet Burhan [Çayın diyalektik bir enerjiyi açığa vurduğunu düşünüyor]
Hayatın demine vururduk.
Aydoğan K (Yazar)
Günde 4 litre çay içen biri olarak, çayın olmadığı bir dünya demek, Cübbeli Ahmet Hoca olmadan geçen bir hayatla aynı şey. Çay olmasaydı, çayda çıra da olmazdı. Çayda çıra olmasaydı Elazığ da olmazdı. Binaenaleyh gakkoş diyeceğimiz kimse de olmayacaktı. Ya bilmiyorum, çok karışık şeyler bunlar. Çayın yokluğu, bu ülkenin bölünmesine kadar gidebiliyormuş. Şu an moralim çok bozuldu, çay demlemem lazım.
Sabri Ünal [Kitaphaber Editörü]
Âşık olamazdım; yazar olamazdım ve büyük ihtimal hiçbir iş yapamazdım… Sabah kahvaltılarım açma ve çay; her yemekten sonra bir fincan çay; şu an bile masamın üstünde bir paket bikküvi ve bir fincan çay…
Ferit Esmer Genç [Öğrenci]
Çay olmasaydı eğer; tek başına inceliklerden uzaklaşmış bir kişinin
ya da karşılıklı sohbetlerde dostlukların pekiştirilmesi esnasında dertlene dertlene güzelce demlenmiş ve özü itibariyle yoğun bir kişiliğe sahip bir yazardan mahrum kalınmış demektir.
Büşra Nur Karaaslan [Matematik Öğretmeni/Yazar]
Çay olmasaydı eğer; hayatımda pek de bir şey değişmezdi her akşam çay saatiyle yanında bonus olarak aldığım kilolar haricinde.
Mustafa Atalay [Öğrenci]
Her şey yarım kalırdı. Belki de hiç başlayamazdı bir demlik muhabbetler. Hüzün yüklü sevdalar kimseyle paylaşılamaz, buharlaşırdı ince belli bardağa yüklenen derunî anlamlar. Kokusuna bir ömür verilecek kavramlar tükenir, cümleler yarım kalır, kitaplar öksüzleşir, kalemler yazamaz olurdu. Dalgın gözlerin sığınabileceği bir liman bulunamaz, zamanın durabileceği ise hiç hatıra getirilemezdi. Sonra çay-simit-deniz üçgeninde çekilen tüm fotoğraflar gösterişini yitirir, sabahın ilk ışığında vapurun arkasında uçuşan martılarla aynı türküyü seslendirirdi tüm öğrenciler. Özetle hayatın bir yerlerinde bir eksiğin olduğu hep fark edilir, fakat bunun çay olduğu bir türlü itiraf edilemezdi.
Bilal Can [Münzevi şair/ Kütahya’da sosyoloji okuyor/ Çay ısmarlayanlara iyidir gözüyle bakıyor.]
Çay olmasaydı eğer şiir olmazdı. Şiir olmasaydı ne cümleler bu kadar güzel kurulabilirdi ne de düşünceler bu denli anlaşılır. Çay müthiş bir iksirdir. Çayı sevmeyen insan olamaz.
Meryem Betül Altuntaş [Yazar]
Çay olmasaydı eğer; diğer milletleri bilmem ama bizler daha silik, daha garip bir millet olurdu. Şöyle bir inceledim de, çaysız muhabbet edemeyen, şiir yazamayan, ikindiyi aşamayan, dinlenemeyen, ilham perisiyle buluşamayan kişileriz. İddia edebilirim ki, çoğu yazar ve şairler çay olmasa, kelime obezi olurdu.
Özgür Atasoy [Ünsüz Türk düşünürü]
Sinirli bir birey olurdum. Nasıl farkımızı ortaya koyacaktık. Lüks mekânlarda içilen bütün sıcak içeceklere inat, kültürümüzü yansıtan bir bardak çay içmemek ruhsal durumumuza çok büyük bir baskıya mahal verecekti. Öyle bir ihtimali düşünmek bile büyük bir sıkıntıyı beraberinde getirir.
Fehmi Yavuz [ Öğrenci olduğu sanılıyor]
Çay olmasaydı eğer karşımda duran boş sandalyeyi kimseyle paylaşmaz kimseye derdimi anlatamazdım. Eğer ki derdimi birilerine anlattıysam da içimi hoş eden o iki yudum çayın verdiği cesaretle anlatmışımdır.
Mahir Beşen [Tanımıyoruz]
Tamam enişte…
Enes Aktaş [Edebiyatla alakası yoktur]
Şimdiden çaysadım.
Ferhat Özbadem [Yazar/Şair]
Çay olmasaydı eğer; hayatımızın bir yanı eksik kalırdı. Şairleri şiirleri zor yazar, mimarlar marifetlerini zor icra eder, muhabbetlerin bir yanı hep eksik kalırdı.
Nihat İlhan [Çay üzerine master yapmayı planlayan biri]
Batılıların silahları varsa, bizim de çayımız var! Cahit Zarifoğlu’nun; ‘Evimizde her türlü musibete ve hastalığa karşı bir tek doktor ve ilaç vardı: dua ve aspirin. Daima şifa bulduk.’ sözünün değişimi olarak aspirin yerine çayı betimlerim.
Gülnaz Eliaçık [Yazar]
Çay olmasaydı eğer; ince belli bir bardağın dibinde nice cümleler eskitmezdi dilimiz, uykusuzluğumuza yoldaş olacak bir can da olmazdı sonra. Hem çay olmasaydı iyi şiirler okuyamazdık gibi, birçok şair demli bir çayın dibinde buluyor kendini. Hem sıkıcı mesai saatlerini kalbimizde avutan da onun eşliğidir… Bu yüzden çay iyi ki var.
Umut Vera [Hiçbir esprisi yok]
Çay bir avuntu benim için. Hayatın avuntusu. Üzdüğüm ve hayatını yerler bir ettiğim insanları hatırlarım çay içtiğimde ve nedense boğazıma dizilir çayın yudumları. Ama inadına devam ederim içmeye. Bu cezayı hak ettiğimi düşünürüm belki de. Belki de başta dediğim gibi avuntulardayım sadece. Dileğim o ki öyle bir çay içeyim ki bir daha da ayılmayayım.
Abdullah Ünver [Yazar olmaya niyetlenmiş]
Şimdi nasıl anlatayım. Çay yemekle iyi gidiyor ve çay içince kendimi iyi hissediyorum. Eğer bir kafede isek ve çay parasını da başkaları ödemişse o çayın marjinal faydası bende tavan yapıyor. Ne diyeyim; çay içelim, içirelim ve çay ısmarlayalım.
3 Yorum