bir çocuk tanıyorum, mezarlara çiçekli minik evler diyen
beni kurtaracaksın değil mi?
bu suların deriyi kuruttuğu,
yaraların tuzu acıttığı,
kireçli çaylar çölünden
beni kurtaracaksın değil mi?
beyazların kirli idare edildiği
hani bir çocuk ağlamış da kenarda
birinin bile sormaması
kendi dövüşlerinden
beni kurtaracaksın değil mi?
bu öyle ulu orta yıkanacak kir değil
sen beni usul ince kurtar
usul ince rüzgarla birlikte hafif
çiçeklerin taşır mı fevtimi
yitmişlerimi bir rüzgarın geri getirir mi?
beni kurtaracaksın değil mi?
devinmeyen sevinçten, ürkütücü
artan azalan hüzünden, yorucu
kokmayan çiçekten, sadece görüntü
sevincim çiçekli minik evler gibi
beni kurtaracaksın değil mi?
benim sana verebilecek bir şeyim yok ki
hem kurtarıcı ummaz bir şey kurtardığından
çaresizin kelimeler unutuşu gelir oturur sesime
ben sana beni kurtar demiştim
söylemek kabul oluş işareti ve dedim ki
beni kurtaracaksın değil mi?
ah! kursağımda bir düğüm, gülümsedim
düğüm, bana uzattığın ipe işaret değil mi?
Fatmanur Petek