Düşünmek, afyonudur korkakların
Kan yürür parmak uçlarına
Sımsıkı sarılsınlar küçücük ihtimallere, büyük umutlara
Taş kaynatılan sofraların başköşesi onlarındır
Uyuz kırmızısı şakırdayan
Bundandır sokak dilencileri kadar acımasız
Hemzemin geçitlerde kırgınlıklar karşılanır
Uzak doğunun hünerli kılıç ustası
Tapınağı kollayan keşiş
Aynı kini güder, birbirinden habersiz
Süpermarket reyonlarına takılı kalır akıl
Her şeyin en gerçeği ve sahtesine
Bilgece konuşmak marazdır
Talihi yaver gidene
Bir anı anlatmalı, içinde ben olmalıyım
Sen de olmalısın
Sürgün edilmiş milletlerin hazineleri kadar ilgi çekmeli
Asırlık çınar ağacından, köy çeşmesine kadar
Yüz elli adım saymalı
Ve şen şakrak çocuklar gibi
Mutluluk fırlamalı satır aralarından
İki durak arası: İdeolojiler ve borsa haberleri
Aşk, hele bir soluklan da konuşuruz
Allah insanı sevdiğine kavuştursun
Lâkin nedir bu ayartma, efsunlu davet?
Rüyalar yeniden nöbeti devralır
Şimdi merakla beklediğim, uzun metrajlı kıyamet…
Muhammed Yusuf Aktekin