Lâyemût

Göktendir diyerek aldığım tüm kaygulardan ilmek ilmek örülmüşüm
Varlığımı yasladığım koca taşlar sırtımı sıvazlarken
Gördüğüm apaçık bir uyuma hali.
Benliğimin horultuları bir köşede sarhoş
Geçen her bahar için yas tutan bayırlarda
Ağıtlarımı göğsümde şakımalıyım.
Zamanın içildiği bir meyhaneden
Avarelik için çıktığım sokaklar
Belirsiz bir zaman kargaşası.
Savurgan ruhlar âleminden bir mana için
Suretimi, müstakim sulara salmalıyım.

Sabah, haber uçurunca saksağanlar üşüşür
Geceden kırağı düşen soğuk dallarıma.
Kirlenen bedenimdir, yumulur sancıyan yerlerine
Yumuldukça bağırır.
Kirpiklerine tutunur insanların yaşlarla

Oysaki dünya onundur ki, gezindirir sırtında.
Ölüm gibidir her soluğu
Çakalların gezdiği arsız dağları yoklar
Üzerine yığdığı cesetlerle.
Yaşamaktan ziyade var olmak hükmünün geçtiği devirlerden hortlayarak
Ve kim ne bıraktıysa çalarak ruhuna ekler bilhassa.

Tuhaf vakitlerin seyriyle mest olan bir bedenden başka
Hangi ruhu, hangi sesle üflerim dünyaya diye
Meczup gibi döne döne
Ya da başımı göğsüme vura vura
Dünyadan azade bir yaşamak lütfettim kendime.
Efsunkâr nefeslerle yıkanmış bekleyişlerden
Daha serkeş duruşlara geçtim
Bir bir akıtmak için gözyaşlarımı bir tasa
Halis sulardan geçerek, devirerek mevhum putları,
Kelimelerin altına sıvanan yapışkan çehrelerin
Varlık hükmünden sökülerek
Dikilmek için donuk taşlara
İnsan hodkamlığından, bülbül sarhoşluğuna
“Lâyemût!” diyerek geçtim.

Zehra Vural

DİĞER YAZILAR

2 Yorum

  • Nurdan , 06/01/2020

    Okudukça dokundu sanki içimde bir yerlere. Gelecek şiirlerini heyecanla bekliyor olucam. Umarım sizleri daha çok görürüz sevgiler 🌼

  • Ayşe🌸 , 06/01/2020

    Nefis bir eser olmuş. Ellerinize kaleminize sağlık. Sevgiler şairime❤

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir