Üsküdar’da bildiğimiz kütüphanelerden farklı, konumu ve manzarasıyla okurları kendine çeken bir mekân açıldı: Nevmekân Sahil. Mimarisi, hizmetleri, faaliyetleri ve ücretsiz ikramları ile öne çıkan kütüphaneyi tanıtmak için, sorumlusu ve 12 yıldır Üsküdar Belediyesi’nde çalışan Züleyha Kaya ile Edebifikir okurları için söyleşi yaptık.
***
Nevmekân’ı diğer kütüphanelerden ayıran özellikler nelerdir?
Diğer kütüphane formatlarından biraz daha farklıyız. Burası halka açık ve 24 saat hizmet veren bir yer. Yeme-içme imkânlarımız var. İki katlı alandan oluşuyor mekânımız. Üst katta hem yeme-içme alanımız hem de kitaplarımız var. Gelen misafirlerimiz veya okuyucularımız bir yandan yemek yerken bir yandan da kitaplarını okuyabiliyorlar. Alt katımız sessiz alan. Bu alandan sadece üniversite öğrencileri faydalanabiliyor. Ayrıca, sürekli olarak kültür sanat etkinlikleri gerçekleştiriyoruz.
7/24 kütüphanecilik hizmeti Taksim Atatürk Kitaplığı ile gündeme geldi. Sonra Bursa Setbaşı ve Zeytinburnu Merkezefendi Kütüphanesi devamı niteliğinde oldu. Nevmekân Sahil’in bu silsilenin bir devamı olarak tavsif edilebilir mi?
Evet. Cumhurbaşkanımızın dediği Millet Kıraathaneleri profili vardı. Burası da Üsküdar Belediyesi tarafından bu profile uygun bir mekân olması amacıyla açılmış bir kütüphane. Yani bunların devamı niteliğinde. Fakat burası önceki soruda da belirttiğim gibi farklı formatta. Saydıklarınız sırf kütüphane hizmeti verirken bizde kütüphane ile birlikte yeme-içme hizmeti de var.
Öğrencilere ücretsiz çorba ve çay verdiğiniz duyduk, doğru mu?
Doğrudur. 24 saat açığız. Özellikle öğrencilerimizden vize-final zamanlarında sabahlayanlar oluyor. Onlara sabah belli bir saatte, yani 10-11 arasında çay, simit ve kaşar peynir ikram ediyoruz. Gece de belli saatlerde çorba, çay ve kek ikramlarımız sürekli mevcuttur.
Gece ortalama kaç öğrenci kalıyor?
50 ila 100 öğrenci arası. Vize ve final dönemlerinde bu sayı daha da artıyor.
Kütüphaneden çıkmak istemeyenler, günlerce içerde kalmak isteyen ilginç kitapseverleriniz var mı?
Var tabiî. 24 saat açık olma sebebiyle bazı amcalar gelip burada sabaha kadar yatıyorlar. Hatta bir sabah hiç unutmuyorum, geldiğimde bir amca uzanmış koltuğa horluyor. Yani baya bildiğiniz uyumuş. Biz de uyandıramadık bir süre. Saat 10-11 oldu, en son güvenlik nezdinde uyandırmak zorunda kaldık. Birkaç tane böyle amcalarımız var ve bunlar sabah gelip gece saatlerine kadar burada kalıyorlar. Biz ağırlıklı üniversite öğrencilerine hizmet veriyoruz ama o tip insanları da mağdur etmek istemiyoruz aslında. Burayı evi gibi benimsemiş okurlarımız var.
Türkiye’deki kütüphanecilik çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?
Türkiye’deki kütüphanecilik çalışmaları son zamanlarda daha çok yoğunlaştı ve faaliyetler artmaya başladı. Yani geçmişe bakarsak böyle bir şey pek yoktu. Kütüphaneciliğe fazla önem verilmiyordu.
Bir başka mesele ise kütüphanelere verilen kütüphaneci kadrosu. Bunun arttırılması gerek. Kütüphanelere, Kütüphanecilik Bölümü mezunları dışında kadro alımı yapılmamalı.
Kütüphanecilik konusunda yurtdışı açılımları var, çeşitli konferanslar düzenleniyor. Bunları yakından takip ediyoruz. Hatta Marmara Belediyeler Birliği’nin düzenlediği aylık seminerler de var. Bunlar da güzel faaliyetler.
Biraz da “okuma” meselesine gelelim. Malumunuz modern çağdayız, yani görsel çağ. Kitaba ilgi azalmış durumda. Kütüphaneler, bu ilgiyi arttırabilir mi ya da bu yönde çalışmalar yapıyor musunuz?
Evet, görsel çağdayız. İnsanlar sanal âlemde daha çok faydalanıyor ama bizde on sekiz bin elektronik kaynak olmasına rağmen gelenler onlardan faydalanmak istemiyor açıkçası. Biz de kitaba temas etmek isteyen insanlar daha fazla. Hele güncel kitaplar. Biz Türk toplumu olarak kitap okumayı pek sevmeyen bir toplumuz ama ben buraya geldikten sonra “Ya biz okuyan toplummuşuz!” demeye başladım. Yani sonuçta görüyorum, ödünç kitap alan insanlar var, merak edenler var, araştırma yapmak isteyenler var. Ama bunun görseli ya da sanalı olsun, yeter ki insanlar okusun diye düşünüyorum. Öyle ya da böyle okusunlar. Yani kitaba ilgi arttırılabilir. Hatta sesli kitap projeleri var son zamanlarda. Bu çalışmalar inşallah gittikçe çoğalır diye umut ediyoruz. Üstelik açılan bunca kütüphane ve Millet Kıraathanelerinden sonra kitaba olan ilginin daha da yükseleceğini düşünüyorum.
Günlük kaç okura hizmet veriyorsunuz? Kitap okuyucularını bir araya getirecek faaliyetleriniz oluyor mu?
Alt salonumuzda 150-200 kişilik kapasitemiz var. Üst katta yani restoran katını da hesap edersek günde 300-400 kişiye hizmet veriyoruz. Ödünç kitap alanların sayısı günlük olarak 50-60 kişi arasında değişiyor. Hafta sonları ve hafta içleri farklılaşıyor bu rakamlar. Mesela hafta sonları biz daha yoğun oluyoruz. Yani net olarak 150-200 kişiye hizmet veriyoruz. Kitap okuyucularını bir araya getirecek faaliyetlerimiz oluyor. Burada “Nevmekân Söyleşileri” tertip ediyoruz. Geçen haftalarda Savaş Barkçin, Mim Kemal Öke ve Mazhar Alanson ve Teoman Duralı’yı ağırladık.
Şu an kaç kitabınız var? Güncel dergi ve kitap alımlarını nasıl yapıyorsunuz?
Yüz bin kitap kapasiteli bir kütüphaneyiz. Elli bin basılı kaynağımız var şu an raflarda ve on sekiz bin de elektronik kaynak yani PDF dosyalamız mevcut. Toplam 68-70 bin civarı kitabımız var. Bunlardan faydalanmak için okurlarımızı üye yapıyor ve onlara kullanıcı adı ve şifresi veriyoruz. Böylece ödünç kitap alıyorlar. PDF formatındaki kitaplara da okurlarımıza üyelik numaraları üzerinden ulaşabiliyorlar. Biz sadece kimlik bilgilerini istiyoruz ve hiçbir ücret talep etmiyoruz.
Kitaplarımızın sayısını da arttırıyoruz aynı zamanda. Güncel kitapları takip ediyoruz, alımlarını talep ediyoruz. Buradaki kitapların hepsi satın alma yoluyla raflara yerleştirildi. Bunların çoğu güncel, piyasada olan kitaplar. Dergi alımlarına daha tam olarak başlamış değiliz.
En çok okunan, yeni çıkan kitapları ve okurların da isteklerini dikkate alarak bir liste oluşturuyor ve o liste üzerinden alımlarını talep ediyoruz. Belediye de alımları gerçekleştirip bize gönderiyor ve böylece kitapları kataloğa geçiriyoruz.
Teşekkür ediyoruz.
Ben teşekkür ederim.
Söyleşiyi gerçekleştiren: Muhammed Furkan Kâhya
5 Yorum