Eylem Var
Doğduğumuz günden beri canımız sıkılıyor. Sağa sola dalaşasımız, camları kırasımız, denize atlayasımız geliyor.
Yolda yürürken vitrin camlarında dikkatimizi çeken, ‘’Bizimle Çalışmak İster misiniz?’’ sorusuna muhatap olan yolcular olarak, bu teklifleri gördüğümüz dükkânlara girip, sorumlu müdürle görüşmek istediğimizi belirtip ‘’Hayır, sizinle çalışmak istemiyoruz.’’ demek istiyoruz. Ve artık bu performansı eyleme döküyoruz.
Hayır, sizinle çalışmıyoruz!
Bu olay, eylem mekanizması halinde yapılacaktır. Civanmert delikanlılar hiç bir pankarta gerek duymadan, bedeni ve ruhi tüm araçlarını kullanarak, ortalığa nam salma telaşıyla telaşlanmadan, mütevazı bir şekilde bu eylemi gerçekleştirmelidirler. Amaç reaksiyoner bir biçimde etki ve tepkiyi ölçmektir.
Eylemin, içerden körüklenen bir alev hali olduğunu kendimize bildirmemiz lazım. Haddini bildirmek için haddin lazım geldiğini, içerimizden hiç dinmeyen bir sesle duyurmalıyız.
Öncelikle kendimize bir mevzi seçip ona doğru hareket edeceğiz. Ellerimiz ceplerimizde ve gayet rahat bir biçimde, kelimeleri yutmadan ve terlemeden yürüyeceğiz o mevziye. Bütün iş görüşmelerindeki temel prensipleri unutmamız lazım. Olabildiğince sakallı ve mümkün mertebe ütüsüz gömlekler giyerek, bütün kapitalist iş görüşme tekniklerini yıkacağız. Biz öyle, burjuva karşısında iş için eğilecek adamlar değiliz. Geldik işte biz buyuz demek için, geldik ve işinizi istemiyoruz. Sadece bizi görün ve bilin.
Bilin ki bu sistem değişecek. O kadar…