Bu Cuma Kadıköy’de Yağmur, Şiir ve Biz Varız

Duyduk ki birtakım dergiler, belediyelerin kültür merkezlerinde “şiir geceleri” tertip ediyor, şairlerine şiirlerini okutuyor ve mutlu oluyorlarmış. Bir kere şunu bilsinler: Şiirin gecesi olmaz. Şiir matinesi, şiir resitali, şiir şöleni olur. Fakat şiir dinletisi, şiir gecesi, şiir akşamı olmaz. Ayrıca mutlu olmak, ancak inekler ve gaz yağı içip okuyormuş gibi şiir okuyan radyocuların müdavimi kızlar için söz konusudur.

Her fırsatta halkın içinde olduklarını, agoradan kopmadıklarını ifade eden bu dergi şairleri nedense yazdıkları şiirleri, korunmuş mekânlarda, okuruyla aralarına mesafe koyarak kültür merkezi ve benzeri yerlerde okuyorlar. Şiiri, kültür merkezlerinin salonlarıyla miting alanı arasına sıkıştıran köftehor şiir esnafı, siz birden bire sokak ortasında şiir okumaya başlamak nedir unutmuşsunuz. Mısralarınız ayakkabı boyacılarının sandıklarına çarpmıyor. Göbeğinizin çapı genişlemiş, klimalı odalarda ve yumuşak koltuklarda ilham perisine sarkıntılık eder olmuşsunuz. İtibar peşindesiniz, şiirin hatırını kırmışsınız.

İşte burada biz devreye giriyor, masa başı şairlerinin façasını yağmurlu mısralarımızla aşağıya alıyoruz. Şiir, kültür merkezlerinde okunmak için yazılmaz. Kendini beğendirmek için şaklabanlığa şiir alet edilemez. Şairlik bir poz değildir. Edebifikir şairleri olarak, bizi büyüten, besleyen yerleri unutmadık. Kültür merkezlerinde okunsun diye şiir yazmadık hiçbir zaman. Edebifikir şairleri sokağın ortasından damıttığı şiirlerini, sokağın göbeğine bırakır. Biz sıcak koltuklarına kurulmuş şallı kızlara değil, sokak çocuklarına ve çingenelere şiir okumayı tercih ederiz.

Bu Cuma Kadıköy’ün göbeğinde şiirlerimizi okuyoruz. İskele Camiinden yatsı namazının akabinde birlikte yüksek sesle mısra okuyarak Kadıköy’ün göbeğine yürüyen bir kalabalık görürseniz siz de dâhil olun!

editor@edebifikir.com

DİĞER YAZILAR

12 Yorum

  • Talat , 25/10/2017

    Sulhi ceylan bu buluşmalarda ödediği çay paralarıyla iki-üç garibanı sevindirse ya… Aç susuz bir sürü gariban yaşıyor.

  • Süheyla Bayrav , 29/11/2016

    nümayiş yapılmayalı çok zaman olmuş.

  • plikralis , 21/11/2014

    herkes kendi sevdiği şairin şiirini okusun
    akaraca çıksın ve hepinize

    “birlikteyiz… şimdilik”

    desin.

    bu kadar acı
    yeter bence.

  • mine , 21/11/2014

    kadıköy sokakları gerçek sanatına kavuşacak

  • Antep Baklavası , 20/11/2014

    sizi karşı kaldırımdan izleyeceğim

  • dutturu dunya , 20/11/2014

    Şiiri sahipsiz bırakmamak kucaklamak güzel ama bu sefer Feridüddin hakli birakalimda bu sefer feriduddine kalsin derim.

  • narenciye , 20/11/2014

    aydoğan k’yla selfie çekinirsek gelirim

  • gribal enfeksiyon , 19/11/2014

    A. Karaca vals yaparsa gelirim.

  • okure , 19/11/2014

    Sesinizi gökyüzü kucaklasın gelemeyecek olanların dinlemesi icin olmadı hissetmesi için.. Ayrıca, Gec bile kaldiniz diyen olmadi mi?!?

  • Feridüddin Engels , 18/11/2014

    Bu nümâyişin tepki olarak doğduğu yapıyı iyi irdelemişsiniz. Haklısınız.

    Lâkin, kalmaz ama bana kalırsa eğer, ortaya koyduğunuz alternatif de, şiiri bilmem ama, bizim has kültür yapımız ve alışkanlıklarımız içine dâhil olabilecek bir usûle sahip değil gibi duruyor.
    Tamam, şiiri korunaklı salonlarda hijyenik ellere bırakmayalım, elitist avuçlara alkışlatmayalım fakat şiiri, maczubâne bir şekilde, ordan oraya yetişmek için can havliyle koşan insanların bulunduğu caddelere salıp, trafiklerini mi aksatalım? İçimizdeki o aşkın coşkuyu, mevzû ile hiçbir alâkası olmayan, hatta çoğunun da bu durumdan hoşlanmadığı kalabalıkların hissiz bakan, kimi zaman da alaylayıcı ve hatta kimi zaman haklı da olarak ayıplayıcı gözlerine mi salalım? ( Burada kalabalıklar hor görülmüyor, yalnızca kalabalıkların gerçeği hatırlatılıyor.)

    Bir de alternatif olarak sunduğunuz bu etkinlik, usûl bakımından ‘biz’e pek ait durmadığı gibi, aynı zamanda Taksim’de, Kadıköy’de bir anda kalabalığın içinden “yeşil parkalarıyla” (afedersiniz) fırtlayan, ellerinde dergileri ile bağır bağır bağıran arkadaşların yapıp ettiklerine daha çok benzemekte.
    Velhâsıl, kalmaz ama bana kalırsa, bizim güzide halk, böyle şeylerden pek hoşlanmaz, ayıplar. “Tövbe estağfirullah” çeker.

    E ne yapacağız o vakit?
    Burada asıl sorun sanırım mekân. Yani eleştirmekte haklı olduğunuz yapının etkinliklerinde seçilen mekanlar, halktan kopuk, korunaklı, elitist, rüzgârın sallamadığı, yağmurun ıslatmadığı yerler.

    Şimdi illâ ki gidip oturduğunuz, müdâvimi olduğunuz, takıldığınız ve halkın da takıldığı yağmurun da güneşin de takıldığı açık mekanlar, işletmeler vardır. Yahut her belediyenin yaptığı yeşilliği bol, insan ve araç trafiğinin olmadığı, az heykelli, ortası göletli, topraklı taşlı parklar da mevcuttur. Seçin bunlardan birini, yapın buradan da duyurunuzu halka, gelen gelsin otursun. Sonra illa ki seçtiğiniz mekânın etrafında akan insan trafiğinden de görüp gelenler olacaktır. Sanki böylesi daha usturuplu olur gibi geliyor.

    Bana kalsa, kalmaz ama, ah bi kalsa.

    • replika , 18/11/2014

      ya engels yürü git allasen. sen bana kalsa filan diyene kadar şu soruya cevap ver aslanım:
      o kıza nasıl kıydın?
      hiç mi vicdan azabı çekmedin kızı yüzüstü bırakıp gittiğin için kız intihar ettiğinde?
      davan gadar başına daş düşsün e mi? hayatımda davamdan başkasına yer yokmuş. bak hele bak, laflara bak. artist.

      n’oldu? başın göğe mi erdi? sayende bi seksen doksan sene anasını ağlattılar senin dâvâcıların. sonra? money talks aslanım. ardından tabi böyük adam, marx’ın fikir babası vs. filan dediler de, hepsi o yani. ayıp ayıp, senin yüzünden bir masum canına kıydı.
      git, gözüm görmesin, hala bana kalsa diyor. sana kalsa hepimiz açlıktan geberip giderdik.
      bak, şu yaşıma geldim hala bursa-trabzon direksiyon sallıyorum. bel fıtığı, basur, prostat ne ararsan var. ama çalışmak lazım. Allah çalışanı sever. yedirir miyim lan size emektar kamyonumu. ortak mülkiyetmiş. hadi ordan sizi sosyalist bozuntuları…

  • alissa , 18/11/2014

    Harika! Sizinleyim, sizdenim. Gonlum sizinle.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir