Adem Suvağcı, Edebifikir okurları için Kemal Sayar’ın şiirlerinden dizeler seçti.
***
HIGHWAY
Rabbim sana inanıyorum, senin adını anıyorum
ateşe yaklaştıkça uzuvlarım, çekip bir namaz
çıkarıyorum kalbimin kuyusundan her sabah
ÖLÜMCAZ
arap! aryaları gece söylesin bırak
saksafonu kır bileklerindeki cazı kes
ve siyah saçlarını ölüme bırak
-ama ölüm kristal kadeh değil kırılmaz
annesini üzen çocuk değil azarlanmaz
arap! ölüme karşı durulmaz ağlayarak
ÖLÜMCAZ / 3
sevmek aynı zamanda aldanmaktır dedin sen ey arab
çok şükür yalnızca kendi yazgımı üfledim dedin.
TELGRAFIN TELLERİNİ KURŞUNLAMALI
ŞU SAKARYA ÇAYEVİNİ KURŞUNLAMALI
ey sakarya ashabı
kıyameti bir çayevinde bekleyenler
yalanlarıyla mukim bir tarihten
şehzade öyküleri düşürenler
erken evlenmiş feylesoflar
evde kalmış şairler
hani bir sevgiliyle hatırlanmak da olurdu
kurşuna dizilmek de olurdu bir sabah
yanıbaşınızda kan ve şiir bulmak da
yaşasın hiç olmayacak olan devrim!
diye bağırmak da olurdu bu mezarlığın
tam ortasında.
TARİHÇE-İ HAYAT
dünyadan dünyayı biriktirdim, ölümden hayatı.
cebirden şiir çoğalttım, yanlışlığıma vardım:
cinnetime ARAF’ı yapan boşluğa.
uzandım uzun ince olmayan ZAMAN’a.
uzandım kendi keyifli boşluğuma, kendimden
kendimi biriktirdim. meğer
DEHR ile ZAMAN arasındaymış ARAF
değdim. yandı ve tutuştu cismim.
UZAKLIK ÖLÜMLERİN EKLENMESİDİR
yürek başıboş bir gemidir, hangi rıhtıma
vursun
VE ŞAİR GİDİYOR
ve şair gidiyor
ve kadıköy yarılarak ona yol veriyor
boğuluyor taşıtlar denizinde azgın kalabalık
o secdeye duruyor böceklerin Rabbine
bir dua okuyor sonra bir şiir
yolunu kaybedenler üstüne.
İLK ÖLÜMDEN SONRA YOKTUR BİR İKİNCİSİ
çünkü yoktur ilk ölümden sonra
bir ikincisi. hummalı
şiirleri bir besmeleyle yakmalı
insan hayata sağından uyanmalı.
SENDEN SONRA
Senden sonra ağız dolu kahkaham kalmadı, her gülüşe
bir ucundan, bu dünyada bir daha seni göremeyecek
olmanın kekre tadı karıştı.
senden sonra çok yağmur yağmadı.
RÜKNETTİN’İN KALBİ İÇİN KEHANETLER
I.
rüknettin’in aynalarda ağladığı kadar var.
bir mevsimin kıyısından tutarsan rüknettin
kurak ovalara yağmurlar yağar
ayak bileklerinden kavrarsan bir harfi
kalbin şiir olup vadilerini sular.
II.
Doktorum
gayya kuyusuna inmek istemem
bana bir ip uzat, yağmurlar istemem
aynaları kırarım, sûretimi istemem
mevsimler dönedursun, bu dünyayı istemem
yalnız Allah’ı anmak isterim
ben Allah’ı isterim.
III.
günahları için ağlayan kim varsa
kanatlarıyla okşar onu melekler.
IV.
herhalde hep böyledir
bu dünya sevenlere bir tuzaktır rüknettin.
V.
hoşgeldiniz, buyurun, işte kalbim.
adımı unuttuğum zamanlarda rüknettinim.
gövdesi ihlâl edilmiş bir yetimim.
şu kapıdan buyurun, az ilerisi kalbim.
X.
ah kalbin moğolları! size verecek ne kaldı
bir kitap olup yandı da o
külünden zehir kaldı
bir hayal olup uçtu da
gökte melekler bağırdı:
eve dön! eve dön!
döndüm ki şehrin ağrıları üstüme kaldı
bulvara uzanmış diskotek kızları
süpermarketler, bankalar
/toplu insan mezarları/
üstüme kaldı.
XV.
bir güle boyun eğdiren nedir
o aşk değilse
nedir kalbe çıkartılan
tutuklama emri
aşk değilse
ah, o sığınaklardan
yitikleri toplayan
ve düşlere vuran gemi
nedir aşk değilse
XX.
doktorum, uçan insandır aslında
kalp denen ırmak
arayıp denizini bulunca
yağmurla karşılaşmamış bir şehre
âniden kar yağınca
dönüp dolaşıp da ruh
rahmet vadisine varınca
uçan insandır aslında.
SESSİZ
Sessiz oturabilir miyiz seninle
Aramızda yaprakların hışırtısından
Ve ceylanların hayata çıkışından
Başka bir ses olmadan
Beni sessiz de sevebilir misin
Yağmur almış toprağı
Ve üşüyen kâinatı dinlerken
Araya dünya sözleri karışmadan
RİCAT
Kelimelere inanabilir miyiz
İnandığımız gibi dünyanın döndüğüne
Denkleri toplayın yoldaşlar
Havada korkunç ve ağır bir şüphe
Savaşı kaybetmiş olmalıyız
Eve dönme zamanı
Ay kente girmeden önce
SESLENEN YAKINDAN SESLENİYOR
IV.
müsekkinlerin saklı tarihine
ismimi yazıyorum
günahları yazan melek!
yeryüzünde üşüyorum.
DUA
Eğer ateş tam da kalbimin ortasına düştüyse ne yapayım
Yağmurun patlatması gibi tohumu, nehrin birden dönüp de
Geriye akması gibi, soğuyan kan gibi damarlarımda
Hayat bana bir yenilgi daha yazıyorsa ne yapayım
MONTREAL MEKTUPLARI
III.
Ah! Doğu diye bir yer varsa oraya aittir ruh
Hoyrat, delişmen, sevdalı, hep ıstıraba ayarlı
Bükülüşünde bir çiçeğin, hep hüznün halleri
Çünkü ağlar Doğu firak vaktinden beri
XIII.
Gitmek özlemektir doya doya
Karnaval misali bir uykuya
Karışıp kaybolmaktır uzakta
Gitmek dönmektir güya
Kaçı döner gidenlerin
Dönenlerin kaçı gitmiştir ya da
Gitmek hazırlanmaktır
Mihr ü mah arasında
Çıkacağın son yolculuğa