Sıfır İroni

33871_399159263485482_517494971_n

Künye: Sıfır İroni, Osman Konuk, 160. Kilometre Yayınları, Birinci Baskı, 2012, İstanbul.

***

Şiirin zamanı aşan değil ama zamanı bükebilen bir informel niteliği var. (Sayfa 15)

İnziva pahalıdır. Kiralar yüksek, kış çetin, doğalgaz faturaları kabarık olabilir. Masrafları paylaşmak zorunluluğu gerçek münzeviyi taklitlerinden ayırmayı güçleştirir. (Sayfa 27)

Ölümle aram nasıl. Çok iyi. Ölümü canlı tutarak yaşamak esastır. Güzel ve değerlidir. Tuhaf bir neşesi vardır. Öleceğimize söz verdik ve sözümüzü tutuyoruz. Söz verdik yani iman ettik. (Sayfa 30)

Aynı şiirde iki kere yıkanılmıyor galiba. (Sayfa 31)

Şiirin yazılı olmayan kriterleri o kadar yüksek ki, hiçbir iş pozisyonunda bu kadar kalite aranmaz sanırım. (Sayfa 32)

Sanılanın aksine, şiirin normal sağlıklı insanların işi olduğunu düşünüyorum. (Sayfa 48)

Şiir her şey değildir. Bir şeydir ve o kadarıyla değerlidir. (Sayfa 72)

Çünkü edebiyat, insanların düşünebilmesi, sorgulayabilmesi, anlayabilmesi ve anlatabilmesi ve bunlarla ilgili melekelerini canlı ve işler tutabilmeleri içindir. (Sayfa 76)

Aslında şairin dünyayla gerilimli ilişkisi, ona ait kelimelerin altını kazımasıyla ortaya çıkan bir şey. (Sayfa 8)

Ama şiir, edebiyat ülkesinin hükümdarıdır, gerisi hikâye ve romandır. (Sayfa 96)

Mehmet Akif’ten Nâzım Hikmet’e, Orhan Veli’den Sezai Karakoç’a, Turgut Uyar’a, İsmet Özel’e kadar, modern Türk şiirinin tevarüs ettiği deha, sadelik ve gerçekçilikle tecelli etmiştir. (Sayfa 100)

Şairin bir işi de göz önünde olanı gerçekten görünür, bilinir hale getirmektir. (Sayfa 101)

Kimin hayatında biraz Amerika yoktur ki! (Sayfa 102)

Şiirde işaret, ima ve temsil edilmiş olan her şey, bir üst politik belirlenim olarak kendiliğinde, bir kök paradigma, tohum ve imkân olarak zaten şiirde içerilmektedir. (Sayfa 102)

Cebindeki tek nakiti, elli lirayı bozdurmadan üç gün taşıyabiliyorsan, evet çok yalnızsın. Paranı gezdirme, bozdur. (Sayfa 181)

Yazarak “her şeyi” anlatmak arzusu anlam okyanusunda avlanmak gibi. (Sayfa 182)

Nispetiye Caddesi. Akşamüstü. Caddede sağlı sollu yasak yerlere park etmiş pahalı arabalar. Çekici geliyor. Biraz sonra bir Doblo’yu yükleyerek dönüyor. Hiçbir araba park yasağına uymadıysa hangi çekme kuralı uygulanır. Cevap: Ucuzluk kuralı. İktidar çekicidir ve bir makine olsaydı oto çekici olurdu. (Sayfa 185)

 

Aktaran: Serdar Kocabaş

 

 

 

 

 

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir