Aşkar Dergisi editörü İdris Ekinci, Mehmet Akif Duman’ın yeni çıkan Oyuncak Tamircisi kitabını değerlendirdi.
***
Bazen etrafımızda olup biten küçük olaylar, hayatlar bir incelik olarak bizle bütünleşir, içimizde bir yerlere yerleşir ve büyük, derin bir dünya olarak bizi içine alır. Bu tecrübeler öyle kendiliğinden, öyle naif ve etkilidir ki yaşamanın geniş sahasını bütünüyle kendi atmosferi içine çeker. Bir komşu, bir rüya, bir arkadaş, bir kitap, bir söz ve daha nice unsur bir anda hayatımızın ara sokaklarına, kılcal damarlarına kadar uzanmıştır fark edilmeden. Kafamızı kaldırıp dünyaya doğru baktığımızda koca koca meseleler ve sorularla boğuşmaktan öte kendi küçük dünyamızın sıradan değerleri aslında merkezin ta kendisi oluvermiştir. Biraz daha yakından baktığımızda gördüğümüz, tespit ettiğimiz şey, gerçekte hemen herkesin kendi küçük dünyasında bir şekilde çırpındığı, hayata sokulmaya çalıştığıdır.
Oyuncak Tamircisi işte bu küçük dünyalar içerisinden, hayattaki ince ayrıntılardan, fark edilmesi için özel bir duyuş gerektiren noktalardan hareketle samimi ve sıcak öykülerin buluştuğu bir kitap. Hüznün ve sevincin, acının ve tebessümün, biraz alayın biraz da kızgınlığın eşliğinde yürüyen öyküler Mehmet Akif Duman’ın kaleminden okuyucu ile yüz yüze getirilmiş.
Oyuncak Tamircisi hemen hepimizin yaşayabileceği, günlük hayatımızda rahatlıkla şahit olabileceğimiz, bize ait olanı, yanı başımızda duranı, belki biraz unutulmuş, belki üzerinde fazlaca durulmamış, her birimizin saklı köşelerinde yer eden bir izin, işaretin, duyarlılığın sesleriyle örülü. Öykülerdeki dil temiz bir Türkçe ile sıkmayan, usandırmayan bir üslup ile desteklenmiş.
Sözün özü şu: Mehmet Akif Duman’ın Oyuncak Tamircisi kitabı modern Türk öyküsü içinde edindiği yer ile hem edebiyatımız hem de yaşamaya biraz daha yaklaşmanın adına kıymetli bir konumda duruyor.
İdris Ekinci
1 Yorum