Kadife Dokunuşun Sertliği

Editörün Sunuşu

Edebifikir, 2010 yılından beri yayın hayatına kesintisiz devam ediyor. Türkiye’de bu süreklilikle internet yayıncılığı yapabilen herhangi bir edebiyat sitesi yok. Türkiye Yazarlar Birliği tarafından 2023 yılının yayın portalı seçilen Edebifikir’in kemik bir okur kitlesi olmakla birlikte daha fazla okura ulaşacak bir potansiyele sahip olduğunu da seziyoruz. Sosyal medyanın revaç bulmasıyla nitelikli/niteliksiz metin dolaşımının artması sanal dünyayı gün geçtikçe daha da bulanıklaştırdı. Metin/gönderi trafiği öylesine yoğunlaştı ki yapılan nitelikli işler de arada kaynayıp gidebiliyor. Bu nedenle yıllardır müdanasız bir tavır takınarak ertelediğimiz matbu yayıncılığa artık yönelmeye karar verdik. Sanal dünyanın lakaytlığı içinde buharlaşma riski bulunan metinlerimizi basılı olarak da okurlarımızla buluşturuyoruz.

Edebifikir’in Racon bölümünde “(Edebifikir) sanallığı sevmez, bilgisayar ekranında bulunmayı geçici görür. Bilgisayar ekranı yerine kâğıdı, kâğıt yerine dünyanın bütün çay ocaklarını yeğler” yazıyor. Yazdıklarımızı sanal bir ortamda yayınlasak da Edebifikir yazarlarının büyük kısmı çay ocaklarında birbirleriyle düzenli görüşen sıkı dostlardan oluşur. Bu dostluğun ve aramızdaki fikir teatilerinin entelektüel gelişimimize katkısı büyük. Bunun neden bu kadar mühim olduğu edebiyat tarihi perspektifiyle bakıldığında daha iyi anlaşılır.

Meşâirü’ş-Şuarâ’daki kayıtlardan Encümen-i Şuarâ’ya, Tasvir-i Efkâr’dan Genç Kalemler’e, Birinci Yeni’den İkinci Yeni’ye, Halkın Dostları’ndan Mavera’ya ve günümüzün pek çok edebiyat dergisine bakıldığında, kayda değer edebî gelişmelerin vukûunda edebiyatçılar arasındaki dostluğun belirleyici bir rolü olduğu görülür. Bir bakıma dost meclisleri edebiyat mahfillerine dönüşür yahut edebiyat mahfillerinde dostluklar kurulur. Bazen bu birlikteliklerden edebî akımlar, poetik anlayışlar doğar. Farklı edebiyat mahfillerinin birbiriyle tartışmaları, hatta aynı mahfildeki dostların fikir ayrılıkları bile edebiyat gündemini diri ve dinamik tutar. Çünkü edebiyatçılar birbirlerinin en önemli okurudur.

Okurunu/muhatabını bulamayan bir edebiyatçı, yazı faaliyetlerini sürdürmekte ve mecrasını bulmakta zorlanır.  Nitekim pek çok yazar ve şair muhatapsızlıktan kendi kalemini kırmak durumunda kalmıştır. Ömer Seyfeddin eğer Ali Canip ve Ziya Gökalp ile tanışıp fikir birliği etmeseydi belki de dil meselesine ve hikaye türüne hiç yönelmeyecek, zayıf bir şair olarak unutulup gidecekti. Hasılı, karşılıklı etkileşim, dayanışma ve eleştirinin olmadığı yerde edebiyat güdük kalmaya mahkum.

Bu bakımdan Edebifikir birbiriyle dayanışan bir dost meclisi olmanın yanında birbirinin eleştiri ve etkisine açık yazarlardan oluşan bir edebiyat mahfili. Başka bir ifadeyle birbirimizin hem hocası hem de talebesi olduğumuz bir mektep. Yazdığımız metinleri birbirimizin şahsiyetini hedef almadan bazen oldukça sert eleştirebiliyoruz. On yıl önce şiire dair tavsiyelerini aldığımız Sulhi Ceylan aynı zamanda kendi şiirlerini değerlendirmemiz için bize göndermekten ve bazen katı eleştirilerimize muhatap olmaktan gocunmuyor. Yalnızca beslemiyor, besleniyor da. Bu eleştiriye açık olma hali, bugün edebiyat ortamında sıkça şikayet edilen “abicilik” tehlikesine düşmekten bizi korumuştur.

Yıllar içinde her birimizi ayrı ayrı geliştiren ve Edebifikir’i âdeta “kırkambar”a çeviren bu entelektüel birikimin matbu olarak okurlara ulaşacak olması bizim için önemli ve heyecan verici bir hamle. Daha önce Edebifikir’de yayınlanan hikayelerden Çiçekli Elbise adıyla bir seçki neşredilmişti; bu sefer sitemizdeki bütün türleri ihtiva eden geniş çaplı bir seçkiyle karşınızdayız. 2010-2024 yılları arasında www.edebifikir.com ’da neşredilen metinlerden bir güldeste sunuyoruz. Sitemizin yayın yönetmeni Sulhi Ceylan seçki editörlüğü görevini bana tevdi ettiğinde bu sorumluluğu üstlenmekten kaçınmadım. On dört yıllık birikimi iki kapak arasına sığdırmaya çalışırken zorlandığım kadar keyif de aldım. Doğrusu yanlışıyla, eksiği fazlasıyla her okuyanın istifade edebileceği bir yekûna ulaştığımıza inanıyorum.

Metinlerin seçilmesinde nasıl bir yöntem izlendi? Öncelikle seçkiyi türlere göre sınıflandırdık. Her tür için yazarlarımızın bir metnini almayı esas kabul ettik. Çok kısa hikâyelerde ise üç metne kadar esnek davrandık çünkü bunlar bir sayfayı bile doldurmayan kısa öykülerden oluşuyor. Ayrıca yazarlarımızın istikrarı da metinleri seçerken bir diğer kriterimizdi. Farklı türlerde metinler kaleme alan ve Edebifikir kurulduğundan bu yana istikrarla yazan Sulhi Ceylan, Davut Bayraklı, Mehmet Raşit Küçükkürtül ve Bilal Can yazılarıyla seçkimizde en fazla yer bulan yazarlarımız oldu. Sırf bu yüzden en az dört metinle bu seçkide yer alması gereken Ömer Can Coşkun, hikaye türü dışında nadiren yazdığı için ne yazık ki bir hikâye ve bir denemesiyle yer bulabildi.

Yazıların sıralamasında kronolojik bir yöntem izlemedik. Seçkimiz Edebifikir’e has bir tür olan ve Edebifikir İhtiyar Heyetince kaleme alınan bir “Haykırış” metniyle okurlarını selamlıyor. Şiir bölümü ise naat ile başlıyor. Hikâye bölümüne minimal öykülerle başlayarak şiirden hikâyeye yumuşak bir geçiş yaptık. Eleştirel bakış açımızın yansıdığı deneme, fikir, buz gibi ofsayt ve tahlil bölümlerindeki yazıları seçerken konu çeşitliliğini gözeterek zengin bir muhteva sunmaya çalıştık. Dolayısıyla bu seçki yazarlarımızın en güçlü metinlerini içerme iddiasında değildir. Edebifikir’in bahsettiğim o “kırkambar” yönünü yansıtan ve ilgi alanlarının genişliğini gösteren bir seçki sunmak istedik. Poetika bölümünü yalnızca şiirle sınırlı tutmayıp bu kavramın geniş anlamına atıfla “anlatı ve kurmaca” ile ilgili bir yazı da ekledik. Genel olarak okumayı daha kolay kılmak adına çok uzun metinlerin art arda  bulunmamasına dikkat ettik. Mektuptan portreye, günlükten geziye, sanattan hikmete on yedi farklı başlıkta metinlerin yer aldığı bu seçkiyle okurlarımıza edebiyat ve fikir ziyafeti vaad ediyoruz. Bu ziyafetin tadını çıkarmanızı diliyorum.

Feyyaz Kandemir 

 


Kadife Dokunuşun Sertliği kitabına ulaşmak için tıklayabilirsiniz.

 

 

 

DİĞER YAZILAR

2 Yorum

  • İhsanbul , 11/06/2025

    kitabı edindik. okuyunca istifade de ederiz inşallah. daha başlayamadım okumaya. neden? çünkü daha hazır değilim.

    Feyyaz Kandemir sevdiğim ve takdir ettiğim güzel insan. takdim yazısı da güzel yazılmış. kalemine sağlık. (duydum.) okumadım dedim ama o kadar da okumamazlık değil bu dediğim. tamamını okumadım. yoksa elbette giriş yazısı, bölümler incelendi. yeni nesli bilmem ama benim çok hoşuma gitti. ben hala okumayı kitap sayfaları üzerinde sevenlerdenim.

    Rabbim nasip eder etmez bilemem. ama dua etmek kulun vazifesi. devamının gelmesini de isterim. her ne kadar edebifikir varlığı bize sanal dünyada nefes aldırsa da sayfanın yüzü daha çok mutlu ediyor beni. bir de kaybolup gidiyoruz, eski yazılar unutuluyor gibi. editör bir hatırlatma yapıyor.

    söz uzun oldu. hakkınızı helal edin. işin ustası olan az lafla anlatır, sözü ham olan lafı böyle dolandırır. iş ehlinde, terbiye herkeste güzeldir.

    selam ve dua ile.

  • bahriye nazırı , 11/06/2025

    Hayırlı olsun. Çok güzel. Sizin aranızdaki gibi dostluk sahiden bulunmaz nimet.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir