Kâbus

Künye: Kâbus, Alev Alatlı, Everest Yayınları, Mayıs 2014, İstanbul.

***

İsim varoluş demektir. Varoluş, isim ile eş tutulan bir soyutlama ve sembolleştirme ile mümkündür. İsmi olmayan hiçbir şey var olamaz. Var olmayan hiçbir şeyin ismi yoktur. (Sf. 46)

İnsani varoluş, bilinçliliktir. (Sf. 52)

İnternet’te bilgi vardı, ama kitleleri oyalayacak cicili bicili bilgi vardı, asla esası kapsayan, Gezegen’in gidişatını etkileyecek nitelikte bilgi değil. (Sf. 73)

Korkma! Dağlar koni, bulutlar küre, yıldırımlar şakuli değil! Doğrusal denklemler, Sahici dünyanın mecazıdır, gerçek, doğrusal denklemlerden ibaret değil! (Sf. 78)

Ufacık bir kelebeğin kanat çırpmaları belli bir süre sonra atmosferin durumunu tümüyle değiştirebilir. (Sf. 127)

Einstein, ‘Tanrı zar atmaz!’ derken haklı görünüyor. Evren, rastlantısal değil. Bir adım daha derine inersen, rastlantısallıktan kurtuluyorsun. Evren, deterministik fakat kırçıl. (Sf. 136)

Pozitivistlerle, metafizikçilerin buluşması Hiçlik’le sonuçlanır. Pozitivistlerle metafizikçiler çakıştığında bir artı birin hem iki, hem de iki olmadığı durum ortaya çıkar. (Sf. 185)

Yıldızlar, siyah ipek kadife üzerinde parlayan pırlantalar olmaktan çıktı. Şeytanları recmetmekte kullanılan kesici aletlere dönüştü. (Sf. 250)

Gençler, hava bir yerde kapalıyken, başka bir yerde güneşin parladığını düşünemezler. (Sf. 339)

Günümüze ilişkin öyle büyük boşluklarla doluydu beyinlerimiz, uğruna can verip can aldığımız, ülkeyi kana boyadığımız muhtelif davalarımızın bir ucundan diğerine tökezlemeden, çukurlara, tuzaklara düşmeden yürüyemediğimiz gibi, duygusal açıdan da kararsızdık. Bütünüyle edilgendik, kendilerini iyileştirecek tıbbi ya da cerrahi bir gelişim beklemekten başka çareleri olmayan hastalar gibiydik biz. (Sf. 343)

Filozofların sustuğu bir asrın çocuklarıydık, Sayın Yargıç. Bilim, Allah’ı yaşadığımız âlemin dışına sürmüş, hükmünü başka âlemlerde sürdürmeye zorlamış gibi duruyordu. Hal buyken, İslâm âlimlerinden beklediğim, ‘Gerçek nedir?’in cevabıydı, iktisadi kalkınma programı değil! Evrenin nereden geldiğinin açıklanmasıydı, ‘leasing’in neden mübah olduğunun değil! Maddesel dünyanın bir anlam taşıyıp taşımadığını bilmek istiyordum ve neden hiçbir şeyin olmayıp da bir şeyin var olduğunu! (Sf. 422)

Bilim tarihi, uğraş konularını mutlak kontrolleri altına alamıyor olmaktan hoşlanmadıkları için fiziği bırakıp, matematiğe geçenlerle doludur. (Sf. 435)

Sempozyumları, kurultayları, açık oturumları hatırlayacaksınız. İyi niyetli oldukları kuşkusuz olan bu girişimlerin sonunda ortada kalmamış bir konu yoktur! (Sf. 488)

Ne demişler, er refik sümm’t tarik. Önce yoldaş, sonra yol. (Sf. 535)

Laubalilik nefret doğurur. ‘Hoşgörü’ patladığında o ana kadar ‘hoşgörülen’ her kim ve ne vardıysa, baş düşman oldu çıktı. (Sf. 692)

 

Aktaran: Muhammet Emin Oyar

DİĞER YAZILAR

3 Yorum

  • cicoz , 24/07/2016

    İsmet Özel’in darbe üzerine bir açıklaması niye yok hâlâ ???????

    • Son Tava Bükücü , 28/07/2016

      Bu yazi darbe girişiminin sorulduğu ABD, AB ve NATO gibi Turkiye düşmanlarının açıklamalarına benziyor. Onlar da önce “durumu anlamaya çalışıyoruz, endiseliyiz” dediler sonra bu girişim başarısız olunca “anayasal düzenin yanındayız” diye demeçte bulundular.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir