Akıllı Yaşama Sanatı

Künye: Akıllı Yaşama Sanatı, Baltasar Gracian, Çev: Sabri Kaliç, Maya Kitap, 2012.

***

III. Bir Süre Merakta Bırakın.

İhtiyatlı suskunluk dünyevi bilgelikler arasında en kutsalıdır. Açığa vurulan bir karar asla beğeni toplamaz, sadece eleştiriye yer bırakır. (s. 9)

XII. Doğa ve Sanat

Malzeme ve işçiliktir. Sanatla, ustalıkla desteklenmeyen mükemmeliyet ve üzerinde çalışılmamış güzellik olmaz, işlenmeyen kaba kalır. Sanat kötü durumdakini iyileştirir, hayırlı olanı ise geliştirir. (s. 13)

XVI. Bilgi ve İyi Niyet

Bir arada olunca, başarının sürekliliği muhakkaktır. Kendini kötülüğe adayan parlak bir entelektüel, doğadışı bir canavardır. Kötü niyet tüm mükemmellikleri zehirler, bilgiyle birleşmesi ancak vereceği hasarı arttırır. (s. 16)

XXXIX. Bir Şeylerin Olgunlaştığını Fark Edin ve Onların Keyfini Çıkarın.

Doğanın tüm eserleri ancak gelişebilecekleri kadar olgunlaşır, sonra da bozulurlar. Pek az sanat eseri artık ilerleyemeyeceği bir noktaya kadar gelişir. Her şeyin keyfini en olgun zamanında çıkarmak, gelişkin bir zevkin özel ayrıcalığıdır. Bu herkesin yapabileceği ya da nasıl yapılacağını bildiği bir şey değildir. Zihnin meyvelerinin bile bir olgunlaşma noktası vardır. Fakat onu değerlendirip kullanabilmek için, öncelikle farkına varmak gerekir. (s. 26)

LIII. Çalışkan ve Zeki olun.

Gayret, zekânın yavaş yavaş düşünüp bulduğunu acilen gerçekleştirir. Telaş aptalların başarısızlığıdır; (…) Yarına iş bırakmayan kişi, her zaman daha fazla yol kat eder. Festina lente* krallara yakışır bir ilkedir.

*”Yavaşça acele et” kuralı. Yani asla koşuşturma, ama asla gevşek de davranma. (ç.n.) (s.33)

LXXII. Azimli olun.

Tasarılarınızı gerçekleştirmek konusundaki başarısızlıklar, onları oluştururken yaşadığınız tutarsızlıktan daha az zarar verir. Akan su, önüne set çekilen suya oranla daha az zararlıdır. (s.42)

LXXIV. Ulaşılmaz olmayın.

Ulaşılmaz olmak kendilerine güvenmeyen, mevkileri tavırlarını belirleyen kişilerin hatasıdır. (s.43)

LXXV. Kahramanca Bir İdeal Seçin

ama amacınız onu taklit etmek değil, aşmak olsun. (s.44)

LXVIII. Sorumluluk Alma Sanatı.

Aptallar kapıdan içeri hızla dalar; çünkü budalalık her zaman kabak gibi ortadadır. Onları her türlü önlemden azade kılan aynı basitlik, çuvallama halinde her türlü utanmadan da mahrum eder. Fakat sağduyu, kapıdan her zaman ihtiyatla girer. Onun öncüleri tedbir ve dikkattir. (s.45)

LXXXI. Parıltınızı Yenileyin

Eskiyen alışkanlıklar hayranlığı azaltır ve yeni sıradanlık, eski mükemmelliği bile gölgede bırakır. (s.47)

LXXXII. Hiçbir Şeyde Aşırıya Kaçmayın,

Ne iyide ne de kötüde. Bir bilge zamanında tüm erdemleri en doğru orana indirgemişti. Doğruyu en uç noktaya iterseniz, yanlışa dönüşür. Portakalın bütün suyunu sıkarsanız, geriye kalan kabuğu acılaşır. Eğlencede bile asla sınırı aşmayın. Çok kurnaz geçinmek ahmaklıktır. Eğer bir ineği çok fazla sağarsanız, süt yerine kan elde edersiniz. (s.47)

LXXXIV. Düşmanlarınızdan Yararlanın.

Bazı şeyleri de elinizi kesen bıçakla değil, sizi koruyan kabzayla ele geçirmeyi öğrenmelisiniz. Bu, özellikle düşmanlarınızın yaptıklarıyla ilgili bir kuraldır. Akıllı bir adam, aptalların dostları sayesinde elde ettiklerinden daha fazlasını düşmanlarından faydalanarak elde eder. (s. 48)

LXXXV. “On Parmağında On Marifet olan İnsan” olmayın.

Kimsenin işine yaramamak büyük bir talihsizlik, herkesin işine yaramaksa bir başka talihsizliktir. (s. 49)

LXXXVII. Kültür ve Zarafet.

Cehalet çok çiğdir. Hiçbir şey kültüre bilgi kadar hizmet etmez. Ancak zarafet olmayınca bilgi bile hamdır. (s. 50)

XCIX. Gerçek ve Görünüş.

Nesneler özlerinden değil, görüntülerinden ötürü itibar görür. Çok az insan özü görür, birçoğu sadece dış görünüşe bakar. Eğer doğru sahte veya çirkin görünüyorsa, doğru olmak da yeterli değildir. (s. 55)

CVII. Asla Kendinizden Memnun Olmayın.

Kendinizden ne memnuniyetsiz, ne de aşırı memnun olun; ilki ruhsuzluk, ikincisi ise budalalıktır. Kişisel tatmin genellikle cehaletten kaynaklanır. (s. 59)

CXXIV. Kendinizi Özletin.

Bazıları bulundukları mevkii onurlandırır, bazılarında ise durum tam tersidir. Eğer başarısız bir insan atalarının daha iyi görünmesini sağlıyorsa, bunda hiçbir marifet yoktur; çünkü bu durum ataların özlendiğini değil, şimdikinin orada olmasının istenmediğini gösterir. (s. 68)

CXXV. Başkalarının Hatalarının Çetelesini Tutmayın.

Bazıları kendi kusurlarını diğerlerininkilerin ardına gizlemeyi, kusurlarını başka kusurlarla temizlemeyi ya da en azından kusurlar konusunda yalnız olmadıklarını göstermeyi sever. Bu sadece züğürt tesellisidir. (…) Dikkatli olun ve kusurların sicil memuru olmaktan kaçının. Bu, kalpsiz yaşayan bir insan olmak kadar iğrenç bir şeydir. (s.68)

CLXXIX. Boş İnsan Çok Konuşur.

Sırrınızı söylediğiniz herkese bir bedel ödemeniz gerekecektir. Aklın güvenliği iç dünyanın ölçülü olmasında yatar. Fazla konuşmanın riski başkalarının çapraz sorgulamalarında yatar. (…) Yapılması gerekenlerin söylenmesi, söylenmesi gerekenlerin de yapılması gerekmez. (s.97)

 CLXXXII. Her Konuda Biraz Ataklık.

…talih bir mevkiin büyüklüğünü genellikle orayı elinde tutanın yetersizliğiyle vurgular. (…) Eğer akıl korkaksa ahmaklık ihtiyatsız olur. Ve özgüven cehalete yardım ederse, akıllılar ve cesurlara kim bilir ne yapar! (s.99)

CCXVII. Ne Sevgi Ne de Nefret Sonsuzdur

Uzun süre öncesinin intikamı, bazen bugünün işkencesidir ve yaptığımız bir kötülükten zevk almanın sonu acıya dönüşecektir. (s.116)

CCXXXVII. Asla Üstlerinizin Sırlarını Paylaşmayın.

Kendi sırlarını bir başkasıyla paylaşan kişi, kendisini karşısındakinin kölesi yapar (s.126)

 

Aktaran: Oğuzhan Yılmaz

DİĞER YAZILAR

1 Yorum

  • newrenk , 15/12/2023

    yavaşça acele et çok güzel bir tavsiye imiş.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir