Bir bankta oturmuş, rüzgârın getirdiği ayazı, jilet yarası gibi yüzünde tutuyordu. Hiç hareket etmiyor, sadece dudaklarına dikkatlice bakıldığında bir şeyler mırıldandığı anlaşılıyordu. Usulca gidip, yanındaki banka oturdum. Uzun bir süre yüzüme bile bakmadı. Neden sonra birden bana dönüp; “ Alfabesi yeryüzünden silinmiş bir kitaptan anlayacağın ne ise, beni de o kadar anlayabilirsin” dedi ve tekrar başını öne eğdi.
Hiç üşümediğini anladım…
Ömer Ertürk
1 Yorum