Çirkin Kadın Lobisi Hükümeti Kuşatmış Durumda!

Olay şöyle oldu: Bir haber sitesinde “AK Parti’den yeni yasa teklifi: Evde kalma vergisi getiriliyor” haberi yayınlandı. Akabinde ise sosyal medyada bir patlama oldu ve herkes bu konuyu konuşmaya başladı. Bekârlık vergisi de denen teklife göre yaş ilerledikçe bekârlardan alınacak vergi de artacakmış.

Asparagas kokan habere göre “evde kalmak” artık vergi ödemek demek. Yani bir insan evlenmiyorsa suçludur ve kendini vergi ödeyerek affettirmelidir. Fakat biz bu işin altındaki gerçeği öğrendik. Mesele göründüğü gibi değil. Asıl sorun Kadem! Asıl sorun Mor İğne! Asıl sorun Kadıköy Kadın Partisi! Derin kaynaklarımızdan aldığımız istihbarata göre Kadem’in içerisindeki “çirkin kadın lobisi” hükümete sürekli baskı yapmakta. Evlenemediği için etkinlikten etkinliğe koşan, kızkurusu tarizlerinden bıkan bu kadınlar, meseleyi böyle çözeceklerini sanmışlar. Ardı arkası kesilmeyen baskılara maruz kalan devlet yetkilileri ise Kadem ve Mor İğne ile uğraşmaktan bıktığı için böyle bir yasa tasarısı hazırlamış. Her ne kadar devlet de olsa, işbirlikçi kılıbık erkeklerin korkusuyla, seküler olsun muhafazakâr olsun feminazi çeteleri devleti teslim almış. Her erkek gibi, “devletlu erkekler” de “PEKİ” demiş ve yasa tasarısı hazırlanmış.

Fakat iş burada da bitmiyor. Yine haber kaynaklarından aldığımız bilgilere göre bu işin asıl azmettiricisi Kadem’in içindeki evli kadınlarmış. Mor İğne’ye rüşvet de ödeyen bu hizip, dernekteki bekâr kadınlar sebebiyle dernek içinde yükselemedikleri ve her etkinlikte rolü bekârlara kaptırdıkları gerekçesiyle harekete geçmişler. Çareyi yani önlerinin açılmasını ise derneğin bekâr kadınlarını evlendirmekte bulmuşlar. Kadem’in bekâr hizbi ise, tilkinin tavuk çobanlığına misal, ağlayarak bu tasarıya destek vermişler.

Peki ne olacak? Olan yine erkeğe olacak. Evlenmek istemeyen erkeklerin üzerindeki vergi yükü artacak, içebilecekleri çay sayısı düşecek, daha az kitap okuyacaklar vb… Ayrıca aldığımız çok gizli bir habere göre bu kadın dernekleri, Edebifikir’i uzaktan uzağa izliyormuş. İradi olarak evlenmeyen yazarlarımızın topluma kötü örnek olduğunu düşünüyor ve bunu önlemek için çeşitli planlar yapıyorlarmış. İşte bu evde kalma vergisi de bunun bir uzantısıymış.

Bütün bu olanlar üzerine toplanan Edebifikir İhtiyar Heyeti’nden Davut Bayraklı; “Ben evliyim, siz düşünün, Kadem’le uğraşamam” deyip toplantıyı terk etmiş. Mehmet Erikli, toplantıya katılmamış. Feyyaz Kandemir “Abi yeni nişanlandım, beni ihtiyar heyetinden silin. Zaten noterden Edebifikir ile ilgim yoktur belgesi aldım.” demiş. Heyetimizin devrimci evli üyesi Mehmet Raşit Küçükkürtül ise “Davamızın arkasındayım. Türkiye’de erkeklere yönelik uygulanan şiddetin karşısında olmak bir sorumluluktur. Hemen acil eylem planını hazırlayalım” demiş. Diğer evli yazarlar ise nedense toplantıda sessiz kalmış ve herhangi bir açıklamada bulunmamıştır. Sulhi Ceylan ise; “Eylem bir kız ismi değildir. Mukaddes davamızın kılıcı Edebifikir’e kimsenin dokunamayacağını, gerekirse meseleyi metafizik âleme taşıyacağını” söyleyip, masaya sağlam bir yumruk atmış. Sulhi Ceylan’ın bu tavrından sonra MİT ve KGB’de olağanüstü toplantılar gerçekleştirildiği haberleri yayılıyor.

*** 

Elbette Edebifikir olarak halkımızın üzerindeki zulümlerin bertaraf edilmesi için birçok teklifler de düşündük. İsrafın, bitmek bilmez iştahanın temsilcisi Kadem’e karşı yakın tarihi hatırlatmayı borç biliyoruz. Bilindiği gibi Türkiye yakın bir geçmişinde Medeni Kanunu’nu değiştirmiş, Avrupa Birliği’ne intibak etmek üzere kanunlarını köklü bir değişime tâbi tutmuştu. O kadar ki 2000’lerden sonra hemen her konudaki kanun, yönetmelik değiştirilmiş ve mevzuata yeni yeni başlıklarda eklemeler yapılmıştır. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e intikal etmiş ve halen yürürlükte olan mevzuat vardı ancak hiçbirinin izi tozu kalmadı. Radikal, batıcı, seküler bir reform süreci geçiren 1920’lerin, 1930’ların Türkiye’sinde bu kadar keskin ve kökten bir mevzuat düzenlemesi olmamıştı. Elbette bunun çeşitli tesirleri de olacaktı. Medeni Kanunu’ndaki değişiklikler, zina mefhumunun kanunlardan çıkartılması, kadına pozitif ayrımcılık, İstanbul Sözleşmesi gibi unsurlar aslında dipten, dikkat çekmeden toplumu dönüştürmeye başlamış durumda. Topluma zorla giydirilmeye çalışılan kanunlar ister istemez histeriler, cinnet, cinayet şeklinde toplumun bünyesinden bir yerden patlak veriyor. Anlaşılan o ki bu mevzuda halkımızın çekeceği acılar da henüz bitmemiş görünüyor. 15’inde yar seven ve bunun türküsünü söyleyen halkımızın, kuzeyin soğuk topraklarındaki geç ergenliğe giren soluk benizli firenkler gibi 18 veya 21 yaşından sonra evlenmeye zorlanmaya devam edecek. Hapishanelerde “severek evlenmiş” yiğitler, tecavüzcü muamelesi görmeye ve dışarıda bıraktığı yavrularına hasret duymaya devam edecek. Liselerde, muhannes taifenin iğrençlikleri çocuklara “serbest cinsiyet gelişimi” adı altında telkin edilirken aynı ahmak güruh tarafından “18 yaşından küçüklere din eğitimi, din telkini yapılamaz” diye sloganlar bağırmaya devam edecek. Maalesef bir avuç ahmak, aptal ve yırtlaz kalabalığın tahakkümü sürecek.

Biz burada, artık evlenmenin bir korku tüneline girmek gibi anlaşılmaya başlandığı, her bakımdan ümitsizliğe mahkûm edilen Türk gençliğinin akıl, ruh ve beden sıhhatini korumak, güçlendirmek ve geliştirmek adına 1922 yılında tertip edilen Men’i İsrafat Kanunu’nu çerçevesinde geliştirilen bazı tasarruf tedbirlerini hatırladık. 1922’deki kanun ve tamimleri dikkate alarak düğün denilen ve “Amaaan bir kere evleniyoruz, her şeyi talep edelim” hevasının bugünkü çılgınlıklarına işaret ediyor ve bunlarla ilgili tekliflerimizi kamuoyunun vicdanına sunuyoruz:

* Balayı tamamen kaldırılacak. Balayı reklamı yapan şirketlere maliye tarafından ağır cezalar kesilecek. Lügatlerden “balayı” maddesi silinecek.

* Kına gecesi için ayrı salon tutma adeti sona erecek. Kına gecesinde ayrı kıyafet almak kalkacak. Halay ekibi tutulmayacak, mahalledeki kızlardan gönüllü bir müfreze tertip edilecek.

* Gelinliğin gâvur âdeti olduğu Diyanet tarafından işlenecek, Cübbeli Hoca’dan hükümet baskı yaparak gelinliklerin gâvur işi olduğu ve daha mütevazı kıyafetlerin tercih edilmesi gerektiği yönünde vaazlar vermesi talep edilecek. Kızılay ve Beşir derneği gibi kuruluşlar “Gelinlik paranız Somali’ye ümit olsun!” kampanyası başlatarak kadınlar duygusal olarak ajite edecek. Cübbeli Hoca, İhsan Şenocak, Ebubekir Sifil, Bedri Gencer gibi isimlerin müştereken imzalayacağı “Gelinlik İsraftır!” bildirisi bütün gazetelerde tam sayfa neşredilecek.

* Emniyet’in trafikle ilgili birimleri “düğün konvoyu”na iştirak eden otomobillere ağır para cezaları yazacak. Kamu spotlarıyla düğün konvoyunun yasak olduğu vurgulanacak.

* Evlilik masrafları kanunla sınırlandırılacak. Bu sınıra uymayanların israfa meyilli oldukları düşünülüp mali hesaplarına kayyum atanacak.

* Bitmek bilmeyen evlilik masrafları sebebiyle psikolojisi bozulan erkekler için sığınma evleri açılacak. Bu evlerde sadece erkekler çalışacak ve içeriye hiç bir kadın alınmayacak.

* Düğün fotoğrafı çektirmek denen ifşaat manyaklığına son verilecek. Düğün fotoğrafçıları eğer mesleklerini değiştirmezse hapse atılacak ve hapiste dört duvarın fotoğraflarını çekmelerine izin verilecek.

* “Ben yeni mobilyalar isterim, annenden kalan mobilyaları kullanmam” diyen gelin adayları için rehabilitasyon merkezleri açılıp topluma kazandırılmaları sağlanacak.

*

Edebifikir İhtiyar Heyeti

DİĞER YAZILAR

9 Yorum

  • Edebifikir Okuru , 01/10/2021

    Yürüyün bee! Sonuna kadar arkanızdayım. Bu maddelerin hepsi gerçekleşse ne güzel olur. Dünya dünya olmaktan çıkıp cennet olur. Ahhh yaa yani böyle bişey imkansız. :( Moralim bozuldu…

  • mind over matter , 21/01/2020

    Tebrikler!
    Gönülden destekliyorum yazılanları…

    Yalnız evliliğin önündeki engellerden ziyade evliliği yürütebilmenin önündeki engeller daha gözönunde şuan sanki…herşeye rağmen yuvalar kuruluyor fakat yuvasına(tevhidin bir cüz’ine) bütün varlığıyla sahip çıkanlar azalıyor…çünkü akıllar sanki hep başka yerde, gözler görmüş artık birşeyleri ve takılı kalmış bir yerlerde gibi, o aradığını da bu dünyada bulacağını sanıyor.

    Özdenetim, iç disiplin, insanın kendisini tutabilme iradesi gençlerimize devamlı telkin edilmesi gerekiyor.

    Evlilik yahut bekârlık mukaddes değil, kendine sahip olabilmek kutsal olan!

    Gelinlikle ilgili, Cubbeli Ahmet hoca’ nin kızı da giymişti ve lalegül tv de bunu izah etmekte zorlanmıştı, işte “söz dinletemedim” felan demişti. O gün tarihi bir gündü cemaati için :(

  • dilemin , 17/01/2020

    bir çok muvzuat içerikli konu halkın nabzını yoklamak adına ortaya atıldığı kanaatindeyim .Devreye girme sürecide belli bi müddet alıp hepimizi kanser gibi sarmadıkçada rahatsız olmuyoruz.Mevzuat halini aldığı vakitte kabulleniyoruz.Bu fikir platformalarının desteklenip daha kapsamlı şuur propagandası yapmaları kanatindeyim. destekliyorum.

  • Çirkin kadın lobisi , 16/01/2020

    Kademi bölmeye yönelik bir planla karşı karşıyayız edebifikir kol kırılır yen içinde kalır bütün sırrı bozdun

  • Bilmesendeolur , 15/01/2020

    Yazının maksadını tasdik etmekle birlikte sorumluluk duygusu henüz neşvunema bulamayan edtörun iç döküntüsü olarak kabul edip hüsnü zan besleyeyim yazı için.

  • nazenince , 15/01/2020

    Allah razı olsun bu meseleyi şaka sanmıştım ama edebifikir ihtiyar heyeti ‘ tüm ciddiyetiyle bu konuyu masaya yatırmış ise şaka da olsa ciddiye almalıyım.

    Kademin niyeti neyse de böylelikle ya gerçek aşk kazanacak ya da gerçek aşk kaybedecek!
    Parasızlıktan evlenmeyen erkekler kıza daha vakur bir duruşla’ bir poğaça bir simite razıysan gel benimle ‘ diyecekler kız razıysa gerçek aşk kazanır ya da kazanmaya başlar en azından. Bu evliliğin aşkın sürmesi de mühim.
    Evlenmenin önündeki engeller elbetteki yalnızca maddiyat değil. Muhterem ihtiyar heyetinin saymış olduğu bizden olmayan bizim olmamız gereken çizginin dışında bozuk adet ve gelenekler hatta gösteriş ve samimiyetsizlik de diyorum. Bunlar maddi imkanlar olsa bile elimizin tersiyle itmemiz gerekenler değil mi aslında?
    Ya da gerçek aşk kaybedecek demiştim. Tabi aslında endişeliyim. Hani sırf dul maaşı vesaire almak için resmiyette boşanıp ama aslında halen beraber yaşayan evliler gibi Bi de resmiyette anlaşmalı evlenip bu vergiden kaçanlar olursa????!!!! Kaçak elektrik kullananların faturalarını ödediğimiz gibi onu da da öderiz yani o zamana kadar evlenemezsek eyvah.
    Bir de şöyle bir şey takıldı aklıma. Acaba erkeklerin askerliği tecil etmesi gibi yükseklissns vesaire eğitim süreci bu vergiden muaf olabilirler mi?
    Saygılarımı sunuyorum. Edebifikir İhtiyar Heyetiinden bu konu ile ilgili aydınlatmalarını ve sesimiz olmalarını bekliyorum. Gereğini arz ederim.

  • zırvacı , 14/01/2020

    geçen gün şöyle bir şey okudum
    “bir çok genç için evlilik ve düğün bir rögar kapağı gibi gerçeği örten, tıkayan fantazm gibi işlev görüyor. o anın ötesi düşünülemiyor ve çok düşünülmüyor. hep bir sahne, bir fotoğrafın hapsettiği anın sonsuzluğunda mahpus kalınmış, Öteki’nin gözünden bakılan mutlu sahne oynuyor”

    sanıyoruz ki muhterem heyetin sunduğu gelin adaylarının topluma kazandırılması fikri de tam da fotoğrafın mahpusluğundan gerekli kişileri kurtarma niyetinde. heyeti bu isabetli fikrinden ötürü tebrik ediyoruz..

    (bundan sonrası daha çok zırva içerir şimdiden uyaralım)

    zaten şu dışardaki görüntümüze – yani aslında görüntümüz diye iyelik eki bile kullanmamak lazım çünkü tamamıyla bizden uzak bizimle alakası olmayan bir şey o, bir görüntü – görüntüye takılı kaldıkça kendimizden uzaklaşıyoruz kendimizle aramızda bir uçurum açılıyor. sonra biz yok oluyoruz ortada böyle saçma sapan bomboş bir görüntü kalıyor sadece. şu fotoğrafları, dış göz’ü bir bertaraf edebilsek o makinayı tam kalbimizin karşısına yerleştirsek yani aslında zaten halihazırda yerleşmiş olana körlükten bir kurtulabilsek var ya neler olur ben de bilemiyorum ama çok güzel olur kesin:) Yani diyeceğim o ki acele edip kendimizi derhal tokatlamalıyız!

  • Ehlen ve Sehlen , 13/01/2020

    Allah’ım içi kof, altı boş devlet politikalarından sana sığınırım.

  • bir erkek ya bekardır ye tövbekar , 13/01/2020

    yazıda mantığını oturtamadığım bir ikilem var sanki. ilk bölümde yasalar ile evlenmeyenlerin cezalandırılacağı, sonraki bölümde ise kanuni düzenlemeler ile evliliğin zorlaştırıldığı ve insanların evlenemediği vurgulanıyor. evlenemeyen insanlar evlenemedikleri için mi cezalandırılıyorlar? basit bir mevzu olup da anlayamadıysam toyluğuma verin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir