Ne mi oldu?
Bildiğiniz gibi hâlâ canımız sıkılıyor. Türkiye’nin siyasi gündeminden bıktık. Kendimizden de bıkmak üzereyiz.
Sonra mı, sonra can sıkıntımızı paketleyip satmak istiyoruz. Belki alıcısı bulunur da biz de rahat ederiz. Biraz da başkalarının canı sıkılsın.
“Yeni başlayanlar için” isimli dosyamızı hazırlamaya başladık. Bizi bekleyin. Ya da beklemeyin, vakti gelince biz geliriz. Ya da ne bileyim, canımız çok sıkılıyor, anlayın işte…
En büyük zalimlerin, mazlumların arasından çıktığı doğruysa hepimiz zalimiz.
Emre Aydın yeni bir albüm yaptı. Çok da beğenmedik… Yoksa acıları geçti mi? Eğer acı geçen bir şeyse bizim yaralarımız neden sürekli kanıyor?
Kadıköy bildiğiniz gibi günah kokmaya devam ediyor. Ama sahafları seviyoruz.
Bazı şeyler…
Yazar kadromuzda bir takım değişiklikler yaptık. Yazı yoksa yazarlık da yok. Köfte hesabı… Bu arada neden en güzel köfte, sokak aralarındaki köfte arabalarında satılır ki!
Seven sevdiğine kavuşsun artık… İnanın dünya kimseye kalmaz. Yine inanmadınız değil mi?
Hayatta en çok yarayı, yaralıların açtığının farkındayız. Malumunuz fitneyi de haklılar çıkarır. O halde ne yapalım diyorsanız bizim bir cevabımız yok. Hayırlısıyla bir ölseydik.
O kız dönüp bir kere daha bize baksın. Biz kimseye bakmayız.
Mustafa Çolak bildiğiniz gibi mutlu. O artık bir baba… Düşünsenize eylemlerimize bile katılmıyor. Bir ara telefonda “Oğlum biraz büyüsün, onu eyleme getireceğim” dedi. Umut dünyası işte… İnsan neden kendi başaramadığı şeyleri oğlunda görmek ister ki?
Kıyamete kurulmuş bir saat icat etmeyi düşünüyoruz. Fikri olan lütfen bize bildirsin.
Bu arada İsmet Özel’in şu mısralarını nedense bu aralar çok seviyoruz:
Kadın şairler aşktan bahsettikleri zaman
Mangalın küle mahcubiyeti artar
Divitlerin ucu eğrilir akıtmaya başlar hokkalar
Ayırır denizin kibrini bin parçaya ünlü keman
Başkaları tarafından son derece basit hatta teferruat sayılabilecek şeyler bazı kişilerin hayatının tamamını etkileyebiliyor. Açıkçası herkesin dünyası kendi etrafında dönüyor. Neden böyle diyesimiz geliyor, ama desek de bizi tatmin edecek bir cevaba bir türlü ulaşamıyoruz. Canımız hepten sıkılıyor. Kıyamet’te yaklaşmış gerçi… Kıyamet diyorum, insanın ölümüdür. Hâlâ anlamadınız mı?
Dünya dönüyor, dünya dönüyor ama senin için değil! Neden inanmıyorsun?
İşte böyle oldu ve ellerimiz yüzümüze kapandı.
11 Yorum