15 Aralık 2012 Cumartesi günü Edebifikir müdavimleri Onur Peyk, Davut Bayraklı ve Muharrem Cezbe birlikte Piyer Loti’de kahve içtiler, Üstad Necip Fazıl Kısakürek‘ün mezarını ziyaret ettiler. Eyüpsultan‘da fatiha okudular. Akabinde kervanın ucunu Kadıköy’e doğru çevirdiler. Kadıköy‘de onları Sulhi Ceylan bekliyordu.
* Son günlerde dalgınlığı ve süzgünlüğü ile dikkat çeken Davut Bayraklı, Eyüpsultan’da mahzun bir şekilde ibadet ederken yanında Edebifikir’in yükselen yıldızı, kıymetli yazar Onur Peyk bulunuyordu. Üstad Muharrem Cezbe, bezdirici İstanbul trafiğinden kurtulup Eyüpsultan’a kavuşunca ikindiyi kılıp “Haydin gençler!” diye ekibi yola revan kıldı.
* Kıymetli Onur Peyk’in yakınmaları ve sıkıntıları, hani neredeyse Davut Bayraklı’ya rahmet okutacak cinstendi.
* Karnımız iki lokma taam görsün diye Eyüpsultan’da yana yöne seyirten ekip nihayet bir mütavazı sofrada nefeslendi. Her ne kadar yemekleri ısmarlayıp cömertliğini gösterse de Davut Bayraklı’nın kendi midesine hiç cömert davranmadığı ve benzinin iyice solgunlaştığı gözlerden kaçmıyordu.
* Eyüpsultan’daki tarihî Eyüpsultan’ın tersim eden kareler üstad Muharrem Cezbe’nin gözlerini buğulandırdı. AncakEdebifikir ekibine bir şey hissettirmemeyi başardı.
* Eski mezar taşlarına hayli ilgi gösteren Onur Peyk’in bu konuda yazılar çıkaracağı düşünüldü. Onur Peyk’in dediğine göre İkinci Mahmut‘un hışmından kurtulan birkaç Yeniçeri mezarı Haliç’e bakan bu sırtlarda yatıyormuş.
* Ulema ve üdeba ve de ehl-i gönülden pek çok şahsiyetin mezarının burada olduğu görüldü. Bazı rütbeli askerlerin mezar taşında “ruhuna fatiha” yazarken bazılarında yazmayışı yazarlarımız tarafından hayret ve dikkat şayan bir vakıa olarak kayıt edildi.
* Baki, İdris-i Bitlisî, Ahmet Kabaklı, Mareşal Fevzi Çakmak, Esad Coşan, Arvasî ailesinden pek çok isim mezarlıkta ismine tesadüf edilen meşhur şahıslardı.
* Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in mezarı sanki dün defnedilmiş gibi bakımlı ve taptaze duruyordu. Üstadın oğluOsman Kısakürek ve eşi Neslihan Kısakürek de üstadla yan yana yatıyorlardı. Allah rahmet eylesin.
* Piyer Loti, pervasız genç çiftlerin sevimsiz bir uğrak yerine dönüşüp kabir ehlinin ruhunu incitecek bir şekilde arz-ı endam ediyordu.
* Davut Bayraklı’yı Avrupa yakasında bırakan üstad Muharrem Cezbe ve Onur Peyk, metrobüs yoluyla Kadıköy‘e yollandılar.
* Mefisto‘da kitap ve dergi inceleyen Sulhi Ceylan, simit alarak Yokuş Çayevi‘ne doğru tırmanırken Üstad ve Onur Peyk de Söğütlüçeşme’den Bahariye’ye doğru adımlamaya başladılar. Kadıköy Meydanı’ndaki Hıristiyan bayramının çam ağacı yazarlarımızın canını sıktı.
* Yokuş Çayevi’nde Rizeli kardeşimiz Kemal bulunuyordu bu kez. Sulhi Ceylan ve üstad Muharrem Cezbe, sahaflara Edebifikir ilk mübdi ve naşiri Faruk Nafiz Çamlıbel‘i soruşturdular. Kıymetli bir kitaba rastlamadılar.
* Yokuş Çayevi’nde Sulhi Ceylan’ın Akatalpa‘da yayınlanan şiiri okundu.
* Moda tarafından, Mühürdar Caddesi’ne yönelen Edebifikir müdavimleri Nezih kitabevinde dergileri incelediler. Edebifikir yine Nezih‘te yoktu, kasiyer kızların yine bundan haberi yoktu. Yazık…
* Nezih Kitabevi’nde Türkan Şoray‘ın kitaplarını imzaladığını gören Üstad Muharrem Cezbe, Türkan Hanıma evlenme teklif etmeye niyet etti. Ancak Türkan Hanım, üstadı görünce tanıyamadı. Üstad da bu durum karşısında eski günlerin hatırına susarak vazgeçti teklifinden.
* Kaygılı bir şekilde akşam saatlerini zor eden Onur Peyk, korka korka evin yolunu tutarken Üstad Muharrem Cezbe ve Sulhi Ceylan’ın Mefisto’ya uğradılar. Yeni çıkan kitapları incelediler. Rıhtımda bir çay içmek üzere yöneldiklerinde yalnızca Balon Kafe‘nin açık olduğunu gördüler. Balon kafenin içerisinde bir mescidin olduğunu fark edince buranın pahalılığına ve piyasa oluşuna rağmen cürümlerini bağışladılar ve birer çay içtiler.
* Edebifikir müdavimleri Kadıköy’ü yalnız bırakıp giderken yağmur usul usul günah şehrini temizliyordu.