Çaykolik’ten Gereksiz Haberler

Edebifikir Haber Ajansı olarak bugüne kadar ısrarla sizi ilgilendirmeyen haberler paylaştık ve paylaşmaya devam ediyoruz.

Her şey, 19 Ekim Cumartesi günü dört yazarımız arasında şiddetli bir mesajlaşma trafiği ile başladı. Bu isimler; Abdullah Karaca, Sulhi Ceylan, Aydoğan K ve Mustafa Çolak. Sulhi Ceylan, buluşmaya gelecek herkesin saat tam 14:00’da Kadıköy İskele Camii’nin önünde olmalarını söylüyor, iki dakikalık gecikme halinde kendisini orada bulamayacaklarını salık veriyordu. Sulhi Ceylan’ın yumuşak yüzüne güvenen Aydoğan K ve Mustafa Çolak tüm çabaları ve koşturmalarına rağmen buluşma noktasına yedi dakikalık gecikmeyle geldiler. Tahmin edildiği üzere Sulhi Ceylan oradaydı. Aydoğan K, Mustafa Çolak’ın zarif bıyıklarına “Bu ne lan!” diye tepkisini gösterdikten sonra Sulhi Ceylan’a, gecikme bedelini Mustafa’dan almasını, aksi takdirde kendisine şiddet uygulayabileceğini beden diliyle anlattı. Ne de olsa Aydoğan K’nın nikâhında, Mustafa kendisine hiçbir şey takmadan sırra kadem basmıştı. Bunun acısının çıkartılacağı gün bugün olmalıydı. Fakat durun durun, her şey bir yana da Abdullah Karaca neredeydi? Oysa Mustafa ve Aydoğan bilhassa onun nur cemalini görmek için bin bir zorlukla evlerinden kaçarak Kadıköy’e gelmemişler miydi? Bu nasıl olurdu? Abdullah Karaca nasıl gelmezdi?

Tüm soruların cevabı yine her zamanki gibi Sulhi Ceylan’da gizliydi. Buluşma saati 14:00 iken Abdullah’ın saat 14:05’te kendisine attığı müthiş mesajı paylaştı: “Benim üşüme hastalığım başladı gene. Dışarı çıkmam mümkün gözükmüyor. Yorgan altındayım.” Abdullah’ın mesaj yazma üslubu bile bir farklıydı doğrusu…

Daha sonrasında yemekler Mustafa Çolak’a ısmarlatılmak üzere bir yere oturuldu. Fedai Başkan’a koordinatlar bildirilerek ekibe katılması sağlanıldı. Hatta sırf Mustafa’yı zarara sokmak için ne kadar arkadaşı varsa toplayıp gelmesi istenildiyse de Fedai Başkan’ın korkutucu görünümünün altındaki gizli yufka yüreği buna müsaade etmedi. Hesabı gerçekten de ödeyen Mustafa’yı görün Aydoğan K’nın -ne yalan söyleyelim- gözleri doldu. Ve titrek ses tonuyla bir ömür saklamak üzere hesap fişini Mustafa’dan istedi.

Mustafa Çolak kıvrak zekâsıyla dört kişiye yemek ısmarlamanın bir çeyrek altından daha ucuza mâl olacağını çoktan hesaplamış, böylece Aydoğan K’nın zulmünden de kurtulacağını düşünmüş, hatta ödediği hesabın acısını ilerleyen saatlerde kendisine tatlı ve çay ısmarlatarak çıkaracağını bile planlamıştı. Ve bu sinsi planı kimsecikler hissetmedi, ta ki Aydoğan K’nın Mustafa Çolak’ı zayıf bir anında yakalayıp, kendisine itiraf ettirinceye kadar…

Buluşmalarımızın Yeni Mekânı: Çaykolik

Yokuş’un Vatikan’ın yoğun baskısı sonucu kapanması üzerine biz de Edebifikir Çayocağı açılana kadar idareten bir yer bulduk: Çaykolik. Rize’nin nadide çaylarıyla demlenirken bir bardak çayın 1 Lira olması da bizi ayrıca mutlu etti. Rutin olarak çaylar içildi, derin fikrî tartışmalara girildi ve akabinde sahaflar ile kitapçılar gezildi. Sulhi Ceylan ve Fedai Başkan bazı kitaplar aldılar. Aydoğan K birçok kitap inceleme fırsatını değerlendirirken, Mustafa Çolak’ın kitaplarla hiç ilgilenmemesi dikkatlerden kaçmadı. Hatta bir ara Arkeoloji ve Çizgi Roman bölümünde seyirtiyordu. Mustafa Çolak tam bir babaydı. Bildiğiniz baba!

Dönüş yolunda ara sokaklardan geçerken eski bir apartmanda, giriş kapısının üzerindeki demir parmaklıklara sıkışan kediyi gören Aydoğan K, ona yardım elini uzattı. Kedi bu eli reddedince Aydoğan K önce kediye elini uzatırken resim çekildi, ardından parmağıyla kediye ineceği yolu gösterdi. Kedi anlar gibi Aydoğan’ın gösterdiği yolu takip ederek kurtuluşa erenlerden oldu.

Velhâsılı Edebifikir buluşması yine çetin geçti.

Sonuç:

Edebifikir buluşmalarına katılmak her zaman yürek ister.

Edebifikir buluşmalarına öyle herkes gelemez. Gelenler büyük bir sorumluluğun altına gireceklerini baştan kabul etmişlerdir.

Edebifikir, gecikmeleri sevmese de her zaman bir yerlere gecikenlerin mekânıdır.

Nedense ayakkabılarımız bizi sıkıyordu hayatımız gibi.

Edebifikir dosttur, tek niyeti daha çok dost kazanmaktır.

İnsan evlense de Edebifikir’den vazgeçemez.

Edebifikir Haber Ajansı adına Mustafa Çolak (Baba)

DİĞER YAZILAR

6 Yorum

  • Mehmet Necip , 24/10/2013

    Aydoğan gayet istikrarlı, çemkirip durmayın. Gerçi sevgili editörün haberin gidişatına müdahalesini de es geçmemeli. Neyse ki Edebifikir buluşmalarının perde arkasını, Sulhi Abi’nin sansürlerini bir gün başka başka mecralarda, “ya, öyle miymiş, bak sen” nidaları eşliğinde okumanız pek yakın, bizi takipte kalın, edebifikir’le kalın, hoşça kalın…

  • yeşilçam müdavimi , 22/10/2013

    sen bu hale gelecek adam mıydın Aydoğan!

  • yeşim , 21/10/2013

    aydoğan k.’nın yüzünü saklaması evli bir yazar için doğru değil, sonuçta karşımızdaki “işi bitik” bir evli erkek yazar. bir hem cinsimiz tarafından fethedilmiş kaleyi, böyle boynu bükük görmek açıkçası gururumu okşadı.

    • müjde , 22/10/2013

      yeşim, yeşim… ne diyeyim :)

  • aydoğan'ın arkasındaki kırmızılı , 21/10/2013

    aydoğan’ın parmağındaki yüzüğü bu kadar öne çıkarmasını edebifikir nasıl içine sindirebiliyor?

  • zan , 21/10/2013

    zannımca ilk fotoğrafta aydoğan k. bozukluğunu düşürmüş, onu arıyor

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir