Raconumuzda; Edebifikir’in; ‘insan ülkesinde’ otağ kuran göçebe bir yolcu olduğunu, fikir, aksiyon ve eylem platformu olarak henüz söylenmemiş sözlerin varlığına inandığını söylemiştik. Gerektiğinde ise yumruklarını ve gözyaşlarını bir tohum gibi sokaklara bıraktığını da. Bu sebeple söyleşiler ve buluşmalar düzenledik. Şiir okuma geceleri de cabası. Kah Sultanahmet’te, kah Üsküdar’da kah Kadıköy’de isyanımızı dillendirdik. En çok da Kadıköy’de… Ve bir dönemin daha sonuna geldik. Yaz dönemi süresince on söyleşi gerçekleştirmişiz:
1. Murat Aydoğdu: Tarihin Karanlık sokaklarında Kaybolmak
2. Mükerrem Mete: On Adımda Nasıl Beyaz Atlı Şehzade Olunur?
3. Prof. Dr. Bedri Gencer: İnsanın Cennetten İkinci Düşüşü
4. Silvan Alpoğuz: Seneryo mu Roman mı? Gerçeklik mi Kurgu mu?
5. Mustafa Yıldız: Modernliğin İçine Düşmek
6. Yunus Emre Özsaray: Canım Sıkılıyor Konuşmak İstiyorum
7. Ozan Bodur: Operasyon 1915
8. Sulhi Ceylan: Aşka Tutulmak
9. İbrahim Aksu: “Hatayı Nerede Yapmayacağız: Batı ile İlişkilerimizin Öngörülemez Bir Tarihte de Olsa Olmasını Umduğumuz Haline İlişkin Vaktinden Önce Yapılmış Can Sıkıcı Mülahazalar 1”
10. Davut Bayraklı: Bir Düşüncenin Romanı
Bir sonraki dönemde yine söyleşi, buluşma ve eylemlerimizle yolumuza devam edeceğiz inşaallah…
İnsan kendine inanmasa da biz insana olan inancımızı kaybetmedik. Canımızın sıkıldığını defaatle söylemiştik. Can sıkıntımızın kronik olduğunu da hakeza. Buna rağmen dipdiriyiz.
“Eşyanın hakikatlerinin olduğu üzere bilindiği ilim” olan hikmete ulaşmak için gayret ettik. İnsanın gücü ölçüsünde hikmete ulaşacağını biliyorduk, bu sebeple aczimizi sermaye yaptık, düştük yollara. Sözün özü insan kendi kendinin travması, kendi kendinin tiryakidir dedik ve söyleşi ve buluşmalarımıza yaz aylarının girmesi sebebiyle ara verdik.
Biz Sevdik Âşık Olduk
Dilsizler haberini kulaksız dinleyesi
Dilsiz kulaksız sözün can gerek anlayası
Dinlemeden anladık anlamadan eyledik
Gerçek erin bu yolda yokluktur sermayesi
Biz sevdik âşık olduk sevildik maşuk olduk
Her dem yeni dirlikte sizden kim usanası
Yetmiş iki dilcedi araya sınır düştü
Ol bakışı biz baktık yermedik am-u hası
Miskin yunus ol veli yerde gökte dopdolu
Her taş altında gizli bin imran oğlu musi
Yunus Emre