“Vasiyetim” dosyamıza bir ses de Mostar dergisinden geldi.
Genç kızların doya doya okuduğu Mihriban Eloğlu da vasiyetini yazmış.
***
İnternette gezinirken bizim edebifikir.com’un sitesinde bir dosya konusu ile karşılaştım. Yazarlar tek tek vasiyetlerini kaleme almışlar. Yazılanları okuduktan sonra insanın aklına ister istemez şöyle bir soru geliyor: Ben, nasıl bir vasiyet yazardım?
Bu merakımı fazla bekletmeden, elime kâğıdı, kalemi ve patatesten yapılma mührümü alıp işe koyuldum:
* Eğer aniden ölmedimse, yani uykuda falan güm diye gitmedimse, modern tıbbın ve kocakarı tedavi yöntemlerinden denenmemiş bir şey kalmasın. Kafasında her gün kırk tane komplo teorisi kuran biriyim. Sonuçta dünyaya bir kere geliyorum.
* Aylık mavi kartımı bizim Şule’ye bırakıyorum. Duruma göre illaki içinde 50-100 geçiş hakkı kalmıştır, zayi olmasın, israfı sevmem.
* Cenazem muhtemelen kalabalık olacaktır. Yıllardır kullandığım 34 A sefer numaralı metrobüs ve 522 B otobüs hattındaki yolcuların hepsi beni tanır. Buna uygun hazırlık yapılırsa izdiham yaşanmasının önüne geçilmiş olur.
* Her Allah’ın günü, evindeki tüm tozları bizim evin pencerelerinden odalara boca eden, gürültüyü bir melodi olarak algılayan ve çocuk olarak modern bir Frankenstein yetiştiren üst komşuma, onu ne kadar sevmediğimi biri oturup bir saat anlatsın. Mümkünse verdikleri kiranın iki katını verip evden çıkarttırsınlar. Ben yapamadım siz yapın.
* Kıyamadığım için kullanmadığım çeyizlerimi -ki yanılmıyorsam hiçbirini kullanmadım- bunları kullanmaya kıyacak birine verin. Bak, dünya malı dünyada kalıyor.
* Sırf telaffuzu güzel diye hayatım boyunca Connecticut’a(Konektikıt) yerleşmeye çalıştım. O duraktan 522 B geçmiyordu, yapamadım. (Hay Allah, ölürken bile güldürdü, deyin diye yazdım.) O yüzden mezar yeri tercihim Connecticut Müslüman Mezarlığı’dır.
(…)
(Devamını okumak için Mostar dergisinin Ekim sayısını edinmeye çalışınız.)
5 Yorum