Kayıp Bir Labirent; Milli Kütüphane

Beyaz Arif Akbaş, Milli Kütüphane’nin hâl-i pür melâlini yazdı.

***

İlk örnekleri Mısır ve Mezopotamya’daki kil tabletlerin ve hiyeroglif papirüslerin bir araya getirilmesiyle oluşturulduğu sanılan kütüphaneler neredeyse insanlık tarihi kadar eski bir mefhumdur. Bunun yanında daha eski bazı medeniyetler yazının icadıyla birlikte kültürlerini geleceğe taşımak için bu tarz materyalleri “tablet evler”inde ya da “mühür evleri”nde saklamayı yeğlemişlerdir. Asurlu bir tüccar olan Asurbanipal dünyada ilk kez milattan önce yedinci yüzyılda Ninova’da kil tabletleri korumak ve saklamak için böyle bir yapı inşa etmiştir. Bundan başka Bergama ve İskenderiye’de kurulan kütüphaneler yine insanlığın ortak hazinesi olmuştur.

Bilinenin aksine insanlık tarihinde yazıyı ilk kullanan Sümerler değil Hz. İdris’tir (a.s). Bu büyük peygamber yazıyı, matematik hesabını, astronomi ve tıp bilgisini Mısır’da Firavunlardan daha eski bir zamanda halka öğretmiştir. İdris (a.s) peygamber, Antik Yunanlılar tarafından Hermes olarak bilinmekteydi. Mısırlılar İdris Peygamber’in (a.s) getirdiği hikmetleri zamanla bozmuş fakat yine de ondan kalan ilim piramitler gibi sayısız eserlerin oluşmasına zemin hazırlamıştır. Antik Mısır’daki bu muazzam bilgi daha sonra rahipler tarafından papirüslere aktarılmıştır. Aradan yüzyıllar geçtikten sonra bu papirüsler Büyük İskender’in halefleri olan Ptolemaios Hanedanı tarafından kurulan efsanevî İskenderiye Kütüphanesi’nin çekirdeğini oluşturmuştur. Eski kaynaklarda anlatıldığına göre İskenderiye Kütüphanesi’nde 150 binden fazla dönemin en önemli el yazma eserleri bulunmakta idi. Sonraki yıllarda bu sayının katlanarak milyonları bulduğu bile söylemektedir. Yine öğrendiğimize göre bu kütüphanenin birçok çalışanı bulunmaktaydı. Kitaplar papirüslere yazılıyor ve rulolar haline getirilerek saklanıyordu. Ayrıca bu bölgeye (İskender İmparatorluğu) getirilen her kitabın bir kopyasının kütüphaneye bırakılma gibi bir mecburiyeti de vardı. Kütüphanenin yok oluşuyla ilgili çok çeşitli rivayetler vardır. Kütüphane’nin Hz. Ömer (r.a) zamanında yok edildiği Batılı müsteşriklerin uydurduğu asılsız bir iddiadır. Kütüphane arkeolojik kanıtlara göre 4.-5. yüzyılda yok edilmiştir. Bu dönemde o bölge Roma İmparatorluğu’nun bir vilayetiydi. O dönemde, Sezar ile Kloapatra arasındaki mücadele bir ihtimal kütüphanenin sonunu hazırlamıştır.

Başka bir rivayete göre ise Roma İmparatorluğu, Hristiyanlığı kabul ettikten sonra bu bölge putperestliğin kaynağı olmuştu. Bu nedenle orada dini sebeplerle bir ayaklanma olmuş ve kütüphane böylece yakılmıştır. Müslümanlar farklı bir medeniyet ile karşılaştıklarında onu yakıp yıkmak yerine dönüştürmeyi tercih etmişlerdir. Antik Yunan bilgisi bugün varsa (matematik, geometri, tıp, astronomi, müzik Vb.) bu müslümanların sayesindedir.  Mevlana Hazretleri’nin Mesnevi’sini ya da Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesini açtığınızda bu rahatlıkla görülebilmektedir. Eski Dünya’nın ve özellikle İskenderiye Kütüphanesi’nin ilmi, Endülüs Medeniyetinde tekrar canlanmış ve üstündeki toz kaldırılarak tekrar İdris Peygamberin (a.s) o hikmet boyutu olan ilmi ortaya çıkarılmıştır. Endülüs Kütüphanesi de ne yazık ki barbar İspanyollar tarafından yakılmıştır. Bu yağmadan kurtulabilen eserler bugünkü Batı Medeniyetinin kaynağını oluşturmuştur. İşte bu yüzden hikmet müminin kayıp malıdır.

Kütüphanelerin tarihi oldukça uzun ve geniş bir konudur. Ortaçağ ve yakınçağda bunlar gibi pek çok yitik kütüphane hikâyesi vardır. Modern dönemde bu geleneksel kütüphanelerin yerini daha profesyonelce hazırlanmış ulusal kütüphaneler almıştır. Osmanlı döneminde ise ilkin medreselerde, camilerde ve sarayda bulunan kütüphaneler ilk defa İznik ve Edirne’de kurulmuştur. İlk kurulan vakıf kütüphanemiz ise İstanbul’daki Köprülü Kütüphanesi’dir. II. Mahmut devrinde ise özellikle tekke kütüphaneleri yaygınlaşmıştır. Bunlardan başka Nurosmaniye, Koca Ragıp Paşa, Atıf Efendi, Yıldız Sarayı, Topkapı Sarayı ve Mısır’daki Hidiv Kütüphanesi belli başlı Osmanlı kütüphaneleridir.

Milli Kütüphane, dünyadaki benzerleri örnek alınarak ülkemizde 1946 yılında Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bir birim olarak Ankara’da kurulmuştur. İlk kurulduğunda 8000 civarında gibi nispeten az bir koleksiyonu vardır. 1950 yılında ise ilk defa Milli Kütüphane’nin kuruluşu hakkında bir kanun çıkarılmıştır. 1983 yılında taşındığı son bina itibariyle 39 bin metrekarelik bir kapalı alana sahiptir. Ayrıca bu binaya ek olarak içinde kitap restorasyon laboratuvarı, mikrofilm arşivi, basımevi ve fotoğrafhane gibi birimleri de mevcuttur. Basma Yazı ve Resimleri Derleme Kanununa göre ülkemizde basılan her yapıttan en az birisinin bu kuruma gönderilme zorunluluğu vardır.

MATERYAL TÜRÜ

                        ADET/CİLT/SAYI

Basma kitaplar

1.314.683

Eski Harfli Türkçe basma kitaplar

56.550

El yazması eserler

 27.478

Süreli yayınlar

1.475.129

Kitapdışı materyaller

215.677

TOPLAM (Kaynak Milli Kütüphane 2013)

3.089.517

Geçtiğimiz aylarda basında yer alan haberlere göre Milli Kütüphane’nin içler acısı durumu bir kez daha gündeme geldi. Bu habere göre Hurdasan’a 147 ton civarında kitap gönderilmişti. Üstelik bu satılan kitapları satın alan sahaflar bunların içinde birçok nadide ve çok eski tarihli kitaba rastlamış. Kitapların kilogramı 15-20 kuruş gibi komik bir fiyattan satışa çıkarılmıştı. Kütüphaneden sorumlu Bakan Ömer Çelik’in denetimlerinde depoların içler acısı durumu kameralar önünde tespit edildi. Bu kitapların yok pahasına satılması Osmanlı Arşivleri’nin kâğıt balyası fiyatına satılması kadar trajik ve vahim bir durumdur. Bizim Milli Kütüphanemiz benzerleriyle kıyaslandığında oldukça çorak kalmaktadır. Günümüzde bir medeniyetin parlaklığı ekonomik gücü yanında kültürel zenginliği ile de ölçülmektedir. Dünya ülkeleriyle kıyaslandığında kitaba verdiğimiz önem en son sıralarda yer almaktadır. Bunun için okuma istatistiklerine bir göz atmak yeterli olacaktır.

Kütüphane Adı

Kayıtlı Materyal Sayısı (2013)

ABD Kongre Kütüphanesi

150 Milyon

Birleşik Krallık Kütüphanesi

150 Milyon

New York Halk Kütüphanesi

53,1 Milyon

Rusya Devlet Kütüphanesi

44,4 Milyon

Japonya Devlet Kütüphanesi

35,6 Milyon

Fransa Milli Kütüphane

31 Milyon

Danimarka Kraliyet Kütüphanesi

30,2 Milyon

Çin Ulusal Kütüphanesi

29 Milyon

İspanya Milli Kütüphane

25 Milyon

Alman Ulusal Kütüphanesi

24,7 Milyon

Türkiye Milli Kütüphane

3,1 Milyon

DİĞER YAZILAR

1 Yorum

  • Emin , 15/08/2014

    Derine batıp çıkmış kısa ve güzel yazı.Yazarın yabancı kelimelerin yerine Türkçe kelimeler seçmesini takdir ediyorum.Keşke bütün yazarlarımız böyle olsa.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir