Efendi
428. Gün / İbyaş Oteli’nde Kahvaltı Sabahı Gözlerim kamaştı. Güneş pencereden sızarak odama doluyordu. Çok güzel bir uyku
Lisedeydim o sıralar. İbrahim Sadri bizim için yaşayan en büyük şairdi. “Sen benim on yedi yaşımsın” diye girdi mi
Fazıl’a Bir cinnet her şeyi çözer diyorsun ya Fazıl, çözer elbet. Ezilip geçilmiş yaz akşamlarının karaltısı bir cinnetle yerle
Bazı sıradan sorular yazgıyla ortaklaşa hareket edince ortaya vahim acılar çıkarır. İkindi vaktiydi. Terasa kurduğu hamakta gözlerini açmaya çalıştı.
Devletin medar-ı iftiharı, tüm amirlerinin gözdesi, nezaketi ve naifliğiyle tüm dairenin göz bebeği Memur Fuat Sadıkoğlu, paydos edip evine
Otobüse binmek için durakta bekliyordum. Bir hayli zaman geçmesine rağmen otobüs bir türlü gelmemişti. Durakta bekleyenlerin sabırsızlığını fark
Geniş, boş bir mahzen. Karanlık denecek kadar loş bir yer. İçerisi soğuk. Ağır bir nem kokusu var. Uzak köşede,