dünya kivi kokuyor, bir de kikirdiyor ki sorma
al başını taşlara çarp
ateşte bir ceylan elinde zaman tutuyor
ne geri getiriyor ne ileri sarıyor
mucize gökten iniyor
O kan damarda durmaz ama İstanbul sigarayı bıraktı
yağmur yağardı şemsiye şeffaftı
dergilerin eski sayılarında bedava kitaplar vardı
ateş ve çimen orhan veli’ye mahkum bırakılmıştı
ahlâksız bir adam garip sesler çıkarıyor
uykusuz gözlerde memleket sevdası kokuyordu
kilitliydi kapılar kaçamıyorlardı
uzun yolculuk kısaldı, sanki bir andı
uykular yalancıydı, başlar omuzlara düşüyordu
malum mutsuz son başlıyordu.
kediler hep kara değil bu sarıydı
ama ove karaydı
ay gibiydi parlardı
ateşin etrafında dolaşır
döner dururdu.
dağlar kocamandı nehirler gürül gürül durmazdı
ben yüzme bilmiyordum ove biliyordu
ove nehrin öte yakasına geçmedi
ben boğuldum o ıslanmadı.
ove gelir miydi tekrar?
Raşit Ulaş Çetinkaya