Göğsüme gökyüzünden iner durur mızraklar,
Geçmişlerin uzayından bir hâki yankıdır.
Keser nefesimi aydınlandıkça o esrar,
Dehşetli bir karanlık boğazımda bıçaktır.
Çığlıklar ki çok uzak. Öyle acı çığlıklar!
Ah su tâlihsiz başımı dumanla saralar!
Ne seraptır ki bu beynimi aptallaştıran,
İstikâmetten ayırıp meçhule savuran.
Şikâyet bir fısıltı olup yükselsin rabbe.
Dönsün başıboş ruhlar dönsün esas cisme.
Bir hal sindi üstüme kıblesi lebden kalbe,
Sarsılmaz bir evde altı mermer üstü kubbe.
Bir gül gibi açılıp tâ doğuştan ukdeden
Özümde bir ilahi teşebbüssün devinen.
Yırt perdeyi et tahrip ve ruhu etten çekip
Al bu kayıp cevheri mızrağınla mıhladığın yerden.
Selman Karabul
1 Yorum